Bibliyoraf Ekibinin Haziran Ayı Favorilerini Derledik!

Bibliyoraf Ekibinin Haziran Ayı Favorilerini Derledik!

Haziran ayını geride bıraktığımıza göre sırada Bibliyoraf ekibinin favorilerini konuşmak var! Ekibimizden Selin Çolak, Hande Kurtuluş, Begümay Kocabaş ve Beyza Bircan sizin için haziran favorilerini anlattı. Gelin hep birlikte inceleyelim!

1. Yayın Yönetmenimiz Selin Çolak’ın Haziran Ayı Favorileri

Selin’in haziran ayı değerlendirmesi şu şekilde:

Her ne kadar finalleri ve bahar dönemini geride bırakmış olsak da, haziran ayı benim için diğer aylardan daha yoğun geçti. Bu yüzden de bu ay istediğim kadar kitap okuyamadım fakat yaptığım okumaların bana keyif verdiğini söyleyebilirim.

Bibliyoraf Ekibinin Haziran Ayı Favorilerini Derledik!
Selin Çolak

Selin’in haziran ayı favorileri için seçtiği üç kitap şu şekilde:

  1. Harry Potter ve Felsefe Taşı // J. K. Rowling
  2. Harry Potter ve Sırlar Odası // J. K. Rowling
  3. Harry Potter ve Azkaban Tutsağı // J. K Rowling

Selin yaptığı Harry Potter maratonunu şu cümlelerle anlatıyor:

Ayın başında kız kardeşimle birlikte tekrardan Harry Potter izleyeme başladık. (Kendisi ilk defa üçüncü filmden sonrasını da izleme istikrarını gösterdiği için çok mutluyum.) Filmleri izlerken seriyi ne kadar özlediğimi fark ettim. Hal böyle olunca da hemen küçük bir re-read turuna başladım. Hedefim en başta ilk iki kitabı okumaktı ama sonra bir baktım üçüncü kitap da bitmiş. Şimdi de dördüncü kitaba başladım ama Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nı okuyup Harry’nin ruhumu karartmasına izin vermeye hiç niyetim yok. Kitapları tekrar okurken serinin beni ne kadar eğlendirdiğini unuttuğumu fark ettim. Bu kadar yoğun bir dönemde kafamı rahatlatan bir okuma yapmak bana çok iyi geldi açıkçası.

2. Podcast Sorumlumuz Hande Kurtuluş’un Haziran Ayı Favorileri

Hande haziran ayında yaptığı okumaları şöyle özetliyor:

Haziran ayında elimi attığım her kitap, istemsiz bir şekilde Onur Ayı’na yakışacak türden kitaplar oldu. Her kitapta farklı bir şeyler keşfettim. Bazı gerçeklerden hiç olmadığım kadar rahatsız oldum. Bazı karakterlere aşık oldum; bazı karakterleri iyi tanımışım, bazılarını keşke tanımasaydım dedim. Yani zor bir okuma ayıydı ama çok güzeldi. Belki okuduğuna pişman olunacak karakter arayışında olanlar vardır diye, bu aydan bir keşke bir de iyi ki kitabı paylaşacağım.

Bibliyoraf Ekibinin Haziran Ayı Favorilerini Derledik!

Haziran favorilerine giren kitaplar şu şekildeymiş:

  1. Giovanni’nin Odası // James Baldwin
  2. Paramparça // Duygu Asena

Ve ekliyor:

Bibliyoraf Ekibinin Haziran Ayı Favorilerini Derledik!

Giovanni’nin Odası, nereden başlasam, neyi anlatsam bilemediğim ama konuşmadan da duramayacağım bir kitap. Hem tüm detayların tek tek incelenmesi gerekiyor, hem de yazar zaten bunu sizin yerinize kitapta yapıyor. Konusundan kısaca bahsetmem gerekirse kayıp, kendini bulmaya çalışan bir karakterin, toplum baskısı, doğumumuzdan beri süre gelen normlar içerisinde kabul görme çabasından dolayı kendini kabullenememesi ve bunun uğruna neleri kaybettiği, nelerden vazgeçtiği ve nerelere hapsolduğunu anlatıyor diyebilirim. Aslında kitabın konusu tamamen bu olsa ve bunu çevresinde dönse de, kıyıdan köşeden gösterilen Paris’in büyülü atmosferinden olsa gerek, kitap bir şekilde kendisine bağlıyor. Kızdığım her karakteri biraz da olsa anladığım, anladığım için kendime sinirlendiğim bir kitaptı. Tekrar düşününce, Dorian Gray’in Portresi’nin yanına yerleştireceğim yeni bir kitabım olmuş diyorum.

Paramparça ise gerçekliğin ya da gerçeklerin yüzüme vurulmasından biraz rahatsız olduğum bir kitaptı. Ne güzel bu dönemde bu tarz hayatların da var olduğu kitapların yazılabiliyor olması, diyerek başlamıştım. Yine aynı şekilde, toplum baskısının insanlar üzerindeki etkisini çok net, tüm çıplaklığıyla gördüğüm bir kitap oldu. Kitapta bir erkeğin, baskılar, kimliğini saklama isteği, açığa çıkma korkusuyla yaşadıklarını, yaptıkları anlatılıyor. Evlilikten önce başlayıp evliliğe iten, ailesi ve yaşamak istediği hayat arasındaki sürüncemeyi ortaya çıkaran bir olay örgüsü var. Bölüm başlıklarından anlaşıldığı kadarıyla, bu karakteri bir psikoloğun karşısındayken okuyoruz. Karakterin isminin olmaması ise, ‘’Bu, herkes olabilir.’’ düşüncesini benim için en çok tetikleyen ve destekleyen şey oldu. Bazı yerlerde okurken kendimi çok kötü hissettim, bu yüzden önersem mi önermesem mi, arada kaldığım bir eser ama inanılmaz etkileyici, inanılmaz gerçekçi ve inanılmaz toplumumuzdan bir kitap.

3. Yazarımız Begümay Kocabaş’ın Haziran Ayı Favorileri

Begümay haziran ayını şöyle değerlendiriyor:

Yaza doğru artan okuma isteğime rağmen oldukça az kitap okuduğumu üzülerek söylemeliyim. Ama tabii ki bir tane favorim oldu. Başlamadan önce de favorimdi zaten. Kitabı elime aldığım anda kitabın tüm zamanların en iyisi kategorisine gireceğini biliyordum. Bibliyoraf’ı sıkı takip edenlerin hangi kitaptan bahsettiğimi anladığını düşünüyorum.

Bibliyoraf Ekibinin Haziran Ayı Favorilerini Derledik!

Begümay’ın bu ayki favori kitabı:

  1. Nero’nun Kulesi // Rick Riordan

Begümay Nero’nun Kulesi hakkında şunları söylüyor:

Nero’nun Kulesi Percy Jackson okurları için, özellikle bu kitaplarla büyümüş biri için, oldukça duygusal bir kitap. Olimpos’un Kanı ile maceranın bir kısmı sona erse de bela elbette ki peşimizi bırakmadı ve Apollon ile beş kitap boyunca bizi sürükledi. İlk başta okurlar olarak Apollon’a kızsak da kendisini affettirmeyi iyi bildiğini söyleyebilirim. Sorunsuz muydu? Elbette değildi. Birçok okur gibi ben de Meg karakterine ısınamadım. Apollon’u tanıdığımız bir melez ile izlemeyi daha çok isterdim ama Rick Riordan bu karakter üzerinden başka şeyler işlemek istemiş. Hakkıdır. Sesimi çıkarmıyorum. Üzerine konuşulacak çok şey var ancak bir başlarsam susamam. Ben en iyisi bunu başka bir yazıya saklayayım. Kısacası epik bir seri için aşırı duygusal ve nefes kesici bir sondu.

4. Yazarımız Beyza Bircan’ın Haziran Ayı Favorileri

Beyza’dan haziran ayının nasıl geçtiğini kısaca anlatmasını istedik:

Haziran ayı benim için sınavlarla dolu bir ay olsa da herkesin aksine en verimli okumalarımı böyle zamanlarda yapıyorum galiba. Ders çalışma sorumluluklarımdan kaçmak için kendimi hep kitap okurken buluyorum ve ay sonunda bir bakıyorum, bir sürü kitap bitirmişim. Bu ay okuduğum 9 kitabın hepsini çok sevmiş olsam da en favori 3 tanesini sizler için seçtim.

Bibliyoraf Ekibinin Haziran Ayı Favorilerini Derledik!

Beyza’nın bu dokuz kitaptan favorileri ise şunlarmış:

  1. Lordlar ve Varisler // N. G. Kabal
  2. Fangirl // Rainbow Rowell
  3. Kendime Düşünceler // Marcus Aurelius

Yazarımız bu üç kitap hakkındaki düşüncelerini şu cümlelerle anlatıyor:

Lordlar ve Varisler, çıktığı andan itibaren birçok okuyucu tarafından övgülere boğulan bir kitaptı. Bir fantastik aşığı olarak ben de kitabı çok merak ettiğim için daha fazla ertelemeden okudum ve herkesin neden bu kadar sevdiğini anladım. Elementler teması fantastik kurgular için vazgeçilmez olsa da kitabın içerisindeki detaylar kurguyu klişelerden tamamen uzaklaştırıyor. Her bir karaktere ayrı ayrı hayran kaldım ve kötü karaktere bile saygı duymadan geçemiyorum. Zaten bana göre fantastik bir kurguda okuyucuyu en çok içine çeken şey, yaratılan dünyadaki ufak detayların gözden kaçmaması. Kitabın ana karakteri Nova, yıllar önce Elemental dünyasından kaçırılıyor. Daha sonrasında ise isteği dışında bu dünyaya geri dönüyor. Fakat geri döndüğü dünyada kendi krallığının savaşla yerle bir ediliyor ve herkes ona düşman gözüyle bakıyor. Biz de Nova’nın içinde kaldığı bu duruma ayak uydurmaya çalışırken kendine bir çıkış yolu aramasını okuyoruz.

başlık

Fangirl, Rowell’dan okuduğum ilk kitap oldu. Yazar eğlenceli gençlik kitaplarıyla bilinse de ben onun kalemiyle tanışma fırsatını yeni bulabildim. Kitapta bir hayran kurgu yazarı olan Cath’in üniversite macerasını okuyoruz. Kitabın en güzel detaylarından biri de Cath’in hayran kurgusu yazdığı seriden kesitler olması. Yani parça parça olsa da kitaba paralel olarak ilerleyen başka bir hikâye daha var. Kitapta benim en çok hoşuma giden şey ise yazarlık sevgisinin kitaba ve karaktere bu kadar yedirilmiş olmasıydı.

Bu ay seçtiğim felsefe kitabı Kendime Düşünceler, hayatıma birçok katkıda bulundu. Marcus Aurelius hem bir roma sezarı hem de stoa felsefesinin savunucularından biri. Bu kitabında da hayatı boyunca kendi kendine yazdığı öğütler derlenmiş Kitaba büyük bir beklentiyle başlamasam da elimden bırakamadım. Aurelius’un değindiği birçok nokta, benim de bazı olaylara karşı bakış açımı çok değiştirdi ve kendi içimde bir aydınlanma yaşadığımı hissettim diyebilirim.

Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:

Bibliyoraf Ekibinin Haziran Ayı Favorilerini Derledik! Bakın. Bibliyoraf Ekibinin Haziran Ayı Favorilerini Derledik! Baktınız mı? Bibliyoraf Ekibinin Haziran Ayı Favorilerini Derledik! Kısa cümle. Ama fakat ama.

Ancak fakat ama. Lakin çünkü ve veya.

Yazıyı burada paylaş:

Kitapların kahramana dönüştüğü yer.
İnternet sitesi http://bibliyoraf.com
Yazı oluşturuldu 328

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.