Ekibin Ağustos Ayı Favorilerine Giren Kitaplar

Ekibin Ağustos Ayı Favorileri: Bu Ay Hangi Kitapları Çok Sevdik?

Merhabalar, bu yazımızda ekibimizden Dilruba Kaplan, Esma Mina Yıldız ve İrem Tunç sizler için ağustos favorilerini yazdı. Gelin ekibimizin bu üç üyesi bu ay hangi kitapları çok sevmiş, hep birlikte inceleyelim. İyi okumalar!

Dilruba Kaplan’ın Ağustos Ayı Favorileri

Dilruba’nın ağustos özeti şu şekilde:

Bu ay kendimi de şaşırtarak farklı türlerde okumalar yaptım. Okuduğum iki kitabı da özellikle anlatım tarzı açısından oldukça beğendim ve ikisi de bana farklı bakış açıları kazandırdı.

Ekibin Ağustos Ayı Favorileri: Bu Ay Hangi Kitapları Çok Sevdik? - Bibliyoraf
Dilruba Kaplan

Dilruba’nın çok severek okuduğu iki kitap şunlarmış:

  1. İnsanın Anlam Arayışı // Viktor E. Frankl
  2. Vejetaryen // Han Kang

Ve ekliyor:

İnsanın Anlam Arayışı ünlü psikiyatrist Viktor E. Frankl’ın kaleme aldığı, psikoloji türünde bir kitap. Viktor E. Frankl, İkinci Dünya Savaşı sırasında toplama kamplarında bulunan, işkenceye maruz kalan ve oradan sağ çıkmayı başaran isimlerden birisi. Kitapta da toplama kampı deneyimleri ışığında “lagoterapi” kavramını bizlere açıklıyor. Kitabın beni kendisine bağlayan en güçlü yönü yazarın terimlerle dolu bir dilden ziyade, anlatımını en basite indirgemesiydi. Yazarın toplama kampında yaşadıklarını okumak ise oldukça etkileyiciydi. Lagoterapi kuramının kurucusu olan Frankl, en basit ifadeyle kişinin terapisinde, hayatında bir anlam bulmasının öncelikli olduğunu belirtiyor. Ben birçok yerde hem kendisine katıldım hem katılmadım.

Ödüllü yazar Han Kang’ın kitabı Vejetaryen bir dönem herkesin elinde olan ve çok övülen bir kitaptı. Kitaba dair birçok yorum okusam da başladığım andan itibaren beni çok farklı bir hikâyenin beklediğini anladım. Vejetaryen, bir gece gördüğü rüyanın ardından vejetaryen olmaya karar veren bir kadının ve etrafındaki insanların hikâyesini konu alıyor. Karakterimiz Yonğhe’nin vejetaryen olmasının ardından sadece yeme kültürü değil, kendisi de değişmeye başlıyor. Kitap üç kişinin bakış açısından oluşuyor: Yonğhe, Yonğhe’nin eniştesi ve ablası. Beni en çok etkileyen hikâye ikincisiydi. Anlatım tarzı ile sanki bir sanat filmini izliyormuşum gibi hissettirdi. Vejetaryen aslında özüne indiğimizde vejetaryenlikten çok daha ötesini anlatan bir kitap.

Esma Mina Yıldız’ın Ağustos Ayı Favorileri

Mina ağustos ayını şu şekilde değerlendiriyor:

Ağustos ayı benim için oldukça yoğun bir aydı. Bu yüzden okumaya çok vakit ayıramadım ama okuyabildiğim kitapların çoğunu çok sevdim. Bu ayki okumalarım arasından en çok iki kitabı beğendim.

Ekibin Ağustos Ayı Favorileri: Bu Ay Hangi Kitapları Çok Sevdik? - Bibliyoraf

Mina’nın bu ay en çok sevdiği iki kitap şunlar olmuş:

  1. Pedro Paramo // Juan Rulfo
  2. Yetişkinlerin Yalan Hayatı // Elena Ferrante

Çevirmeniz bu kitaplar hakkındaki düşüncelerini şu şekilde anlatıyor:

Pedro Paramo, uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. Kitap sadece Ağustos ayında okuduklarım arasında değil, hayatım boyunca okuduğum tüm kitaplar arasında favorilerimden biri olarak yerini aldı. Gerçekle hayalin, geçmiş ve geleceğin iç içe olduğu bu kitap; zamanda sıçrama, iç konuşma, bilinç akışı gibi anlatım teknikleriyle büyülü bir hâl alıyor. Büyülü gerçekçiliğin atası sayılan, Meksika devriminin, kırsal kesimde yaşanan şiddetin ve çok daha fazlasının anlatıldığı, Gabriel García Márquez gibi yazarları etkilemiş ve Latin Amerika edebiyatının en iyi kitaplarından biri olan bu kitabı herkes okumalı.

Yetişkinlerin Yalan Hayatı, entelektüel bir çevrede yetişen, ayrıcalıklı bir çocukluk yaşayan Giovanna’nın, ailesi tarafından kötülüğün temsilcisiymiş gibi anlatılan halası Vittoria ile tanıştıktan sonra dünyaya kendi gözleriyle bakmaya ve daha önce görmediklerini görmeye başlamasını konu alıyor. Anne ve babasına duyduğu sonsuz güven bozuluyor, bambaşka dünyalar olduklarını sandığı yukarı ve aşağı Napoli arasında geçen ergenlik yıllarında kendi yolunu çizmeye çalışıyor. Okurken hiç sıkılmadığım bir kitap oldu. Elena Ferrante’nin diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum.

İrem Tunç’un Ağustos Ayı Favorileri

Yaz dönemini çok daha verimli okumalarla değerlendirmek istemiş, vaktimi yarım bıraktığım ve çok merak ettiğim kitapları okumaya ayırmayı planlamıştım. Ağustos ayı da peş peşe fazlaca sevdiğim kitapları okuduğum aylardan biri oldu.

Ekibin Ağustos Ayı Favorileri: Bu Ay Hangi Kitapları Çok Sevdik? - Bibliyoraf

İrem’in bu ayki favorileri şu şekilde:

  1. Bir Bahar Akşamı // Kübra Nur
  2. Sahipsizler // Hana Tooke
  3. İnsanın Acısını İnsan Alır // Şükrü Erbaş

İrem bu kitaplar hakkında şunları söylüyor:

Bir Bahar Akşamı, oldukça keyifli bir romantik komediydi. Bu benim en çok okumayı sevdiğim tür diyebilirim. Genç yazar Kübra Nur’un bu konuda oldukça gelecek vaat eden biri olduğunu düşünüyorum. Romantizmle komediyi harmanlarken araya hafifçe serpiştirdiği dram ögeleri hikâyeyi tamamlıyor. Bir serinin üçüncü kitabı olan bu hikâyeyi okurken farkında olmadan kendimi sürekli gülerken buldum. Özellikle yetenekli genç türk yazarlardan bu tarz kitaplar okumak beni oldukça mutlu ediyor.

Sahipsizler, yayımlandığı ilk andan beri çok merak ettiğim bir kitaptı. Yazarın çok iyi bir çıkış yakaladığı gotik-fantastik kitabı birçok yerde övgüyle bahsediliyor. 19. yüzyıl Amsterdam’ında çok yakın beş arkadaş Küçük Lale yetimhanesinde kalıyorlar. Birbirinin ailesi olan bu çocuklar ucu görünmeyen bir macera atılırlarken güvendikleri tek şey birbirlerinin varlıkları oluyor. Gerilim okumayı çok severim. Bu kitap için başlı başına gerilim diyemem elbette ama o kasvetli ve karanlık havanın okurken hissedilişi bence okuru hikâye içerisinde çok canlı tutuyordu. 5 çocukla çılgın bir maceraya atılmak isterseniz bence tam da yerindesiniz.

Uzun yıllardır kitap okuyorum ama yıldızım şiirle bir türlü barışmıyordu. Geçenlerde arkadaşımdan ödünç aldığım deneme türündeki İnsanın Acısını İnsan Alır kitabını okumaya başladım. Kitap birkaç sayfayı geçmeyen birbirinden bağımsız, ama verdiği duygularıyla bir bütünü oluşturan bir eser. Şükrü Erbaş’ın genel olarak 1995-1997 yıllarında yazdığı yazılardan oluşan bu kitap bence bir kerede oturup bitirmektense yavaş yavaş, insanın içine işlercesine okunmalı diye düşünüyorum.

Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:

ağustos ayı favorileri

ama fakat ancak ve lakin çünkü. Ve ile de. Ancak ve ancak. Çünkü fakat ama. Lakin ve ya da. ama fakat ancak ve lakin çünkü. Ve ile de. Ancak ve ancak. Çünkü fakat ama. Lakin ve ya da. ama fakat ancak ve lakin çünkü. Ve ile de. Ancak ve ancak. Çünkü fakat ama. Lakin ve ya da. ama fakat ancak ve lakin çünkü. Ve ile de. Ancak ve ancak. Çünkü fakat ama. Lakin ve ya da.

Yazıyı burada paylaş:

Kitapların kahramana dönüştüğü yer.
İnternet sitesi http://bibliyoraf.com
Yazı oluşturuldu 328

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.