Bibliyoraf Ekibinin Temmuz Favorileri Bu Yazıda!

Bibliyoraf Ekibinin Temmuz Favorileri Bu Yazıda!

Ekibimizden Elif İdil Adalı, Ilgaz Çandar ve Beyza Bircan sizler için favorilerini yazdı. Gelin hep birlikte Bibliyoraf ekibinin bu üç üyesi temmuz ayında ne gibi okumalar yapmış, inceleyelim. İyi okumalar. Bibliyoraf ekibinin temmuz favorileri

Yazarımız Elif İdil Adalı’nın Temmuz Ayı Favorileri

Elif İdil’in temmuz ayı hakkındaki düşünceleri şu şekilde:

Yaz tatili için okuyabildiğim kadar çok kitap okumak gibi bir hedefim vardı. Maalesef işler pek de istediğim gibi gitmedi ve bir düzen oturtmakta fazlasıyla zorlandım. Buna rağmen temmuz ayı içinde okuduğum iki kitap da favorilerimdeki yerini aldı.

Yazarımızın favorilerine giren iki kitap işte şunlar:

  1. İç Dünya Oyunları // Yeşim Türköz
  2. Gölge ve Kan // Kerri Maniscalco

Ve ekliyor:

İç Dünya Oyunları kurmaca ve psikodramanın birlikte olduğu bir roman. Bana kalırsa kitabı can alıcı yapan en önemli nokta kitabın karakterleri. Akıl, vicdan, hüzün gibi soyut kavramların karakterler olarak ele alınması fikrine bayıldım. Yazar oldukça açık ve sade bir dille insanın içinde olan çatışmayı kaleme almış. Yaşanan kargaşa eminim ki pek çok kişiye tanıdık gelecek. Ancak bu sefer kargaşanın dışından izleyen konumunda olacaksınız. Bu durum sayesinde kendi iç dünyamla da yüzleştiğimi düşünüyorum.

Bibliyoraf ekibinin temmuz favorileri

Polisiye, gerilim türlerini çok sevsem de çabuk etkilenirim. Bu sebeple, son zamanlarda okumaktan da kaçınıyordum. Nasıl oldu da Gölge ve Kan’ı okumaya başladım, inanın ben de bilmiyorum. Saklanan sırlar, yeni yeni tanımaya çalıştığımız karakterler, hafifçe esen romantizm rüzgârı ile Gölge ve Kan tam bir giriş kitabı. Ana karakterleri çok sevdim. Audrey Rose’un toplum baskısına rağmen kendi olmak istediği yoldan gitmesi, Thomas’ın da bu konuda ona destek olması hoştu. Otopsi ve olay yeri sahneleri oldukça detaylıydı. Rahatsız olacağınızı düşünüyorsanız okumak doğru bir tercih olmayabilir. Zaten yazar da kitabı Karındeşen Jack cinayetlerini kurgulayarak yazmış. Bence etkileyici bir detay olmuştu. Özellikle sonunu okurken biraz gerildim. Buna rağmen merakıma yenik düştüğümü ve yeni aya serinin ikinci kitabı ile başladığımı itiraf etmeliyim.

Yazarımız Ilgaz Çandar’ın Temmuz Ayı Favorileri

Ilgaz’dan bize temmuz ayının nasıl geçtiğini anlatmasını istedik:

Temmuz ayı benim için verimli geçti diyebilirim. Yoğun programım nedeniyle çok fazla kitap okuyamadım. Sadece dört kitap okudum ama hepsini çok sevdim.

Ilgaz’ın bu dört kitap arasından seçtiği favoriler şu şekilde:

Ilgaz Çandar
  1. Caroline Jacobs’ın Muhteşem Dönüşü // Matthew Dicks
  2. Akhilleus’un Şarkısı // Madeline Miller
  3. Şiirimin Herk Kelimesi // Tamara Ireland Stone

Ilgaz bu üç kitap hakkında şunları ekliyor:

Caroline Jacobs’ın Muhteşem Dönüşü daha önce hiçbir platformda duymadığım bir kitaptı. Bir kitapçıda gezerken ucuz olduğu (artık ucuz kitap bulmanın ne kadar zor olduğunu biliyorsunuz) ve kapağı hoşuma gittiği için aldım. İyi ki almışım. Beklentisiz başlanılan kitaplar bazen bizi en mutlu eden kitaplar oluyor. Bu da öyle bir kitaptı. Bu kitap benim kaderimizi şekillendiren anıları düşünmemi sağladı. Akran zorbalığına dikkat çeken kitap, lise yıllarında kendini bulmanın zorluğunu yansıtıyordu. Lise temalı içten bir hikâye okumak isterseniz tam size göre.

Bibliyoraf ekibinin temmuz favorileri

Akhilleus’un Şarkısı’nı okumayan bir tek ben kalmıştım sanırım. Özellikle Yunan Mitoloji’sini çok sevdiğim için tam bana göre bir eserdi. Destansı bir aşkı konu alan bu kitabın ana karakterleri mitolojinin en ünlü kahramanları: Truva savaşının yarı tanrı kahramanı cesur Akhilleus ve ismi babasının gururu anlamına gelse de belki de bir türlü böyle hissedemeyen Patroklos. Dünya güzeli Helen için yapılan Truva savaşı kaderlerini değiştirirken bu kaderden kaçmaya çalışmalarını okuyoruz. Kalp kırıcı ve nefes kesici bir hikâye. Destansı aşklar ve mitolojik olaylardan hoşlanıyorsanız bu kitap tam size göre!

Şiirimin Her Kelimesi bu ay okuduğum en güzel kitaptı. Bu kitabı bir arkadaşımın tavsiyesiyle, çok merak ederek aldım. Çocuk yaşta OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk) tanısı almış Samantha, lise yıllarını da bu hastalıkla baş ederek geçirmeye çalışıyor. Popüler arkadaş grubundan kopmak istemeyen Sam aslında çok da mutlu değil. Takıntıları ve düzenli psikiyatrist randevuları arasında daha samimi bir arkadaşlığın özlemini çekiyor. Bu sırada tanıştığı Caroline onu gizli bir yerde gizli bir kulübe götürüyor. Belki de bu kulüpte yazdığı şiirler ya da öğrendiği gerçekler hayatını değiştiriyor. Bu kitap kalbime o kadar dokundu ki! Hem psikiyatrist olmak isteyen biri olarak hem de kendi obsesyonları olan biri olarak birçok yerde karakter ve hikâyeyle empati yaptım. Psikolojiye ilgi duyuyor ve duygusal hikâyelerden hoşlanıyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız!

Yazarımız Beyza Bircan’ın Temmuz Ayı Favorileri

Beyza’dan temmuz ayını iki cümle ile özetlemesini istedik:

Sınavlarımı ve sorumluluklarımı geride bırakmanın verdiği heyecan ile bu ay kitaplara sarıldım ve beni tatmin eden bir okuma sayısına ulaştım. Okuduğum 11 kitaptan en sevdiklerimi seçmek zor olsa da, önermeden geçemeyeceğim kitapları sizlerle paylaşmak istedim.

Bu 11 kitaptan favori üçlüsü ise şunlarmış:

  1. Wildcard // Marie Lu
  2. Üç Yapraklı Ahududu // Kübra Nur
  3. Cadının Yüreği // Genevieve Gornichec

Beyza bu kitap hakkındaki düşüncelerini şöyle dile getiriyor:

Ayın başlarında okuduğum ve bu kadar seveceğimi tahmin etmediğim bir kitaptı Wildcard. Çünkü ilk kitabı Warcross’u okurken reading slumpta olduğum için biraz zorlanmıştım. Aynı şeyin bu kitap için geçerli olmasından korkuyordum. Ama onun aksine beni başından kaldırmadan okutacak kadar heyecan dolu bir kitaptı. Marie Lu’nun yazdığı bu ikileme bir sanal gerçeklik evreninde geçiyor. Bu temada yazılmış kitap sayısı çok fazla olmasa da Marie Lu, bu evreni okuyucuya başarıyla yansıtabilen yazarlardan biri. Okuduğum en iyi bilim kurgu serilerinden biriydi diyebilirim.

Bibliyoraf ekibinin temmuz favorileri

Okumayı bu kadar ertelediğim için kendime kızdığım kitaplardan birisi de Üç Yapraklı Ahududu’ydu. Yazardan daha önce Bir İstanbul Gecesi kitabını okuyup çok beğenmiştim. Tatlı romantik komediler yazan yazarımızın bu kitabında da bizi kahkahalara boğacak bir hikâyesi var. Şafak, artık emekliye ayrılmış bir mankendir ve hayatının geri kalanında tatlı bir pansiyon işletme hayali vardır. Ama pansiyonunun tam yanı başına açılacak olan gece kulübü ve onun ultra yakışıklı sahibi Poyraz Sarıcalı onun bütün planlarını altüst eder. Bu ikili arasındaki çekişmeyi okumak gerçekten çok eğlenceliydi.

Cadının Yüreği mitoloji severlerin tam ağızlarına layık bir kitap bence. Benim İskandinav mitolojisine dair bilgim sadece Marvel filmlerinden ibaret olsa da bu kitap sayesinde bayağı bir aydınlanma yaşadım. Çünkü kitap İskandinav mitolojisindeki Asgard’ın yıkılış efsanesinin hikâyeleştirilmiş halini konu alıyor. Bu mitolojiye dair en bilinen isim Thor olsa da, bu hikâye Loki’nin etrafında şekilleniyor. Kitabın ilk yarısı biraz durgun geçiyor. Ama belli bir kısımdan sonra yıkılış süreci başladığı için heyecan katsayısı yükseliyor. Ölülerin hükümdarının, devasa kurdun ve okyanusun hâkimi dev yılanın Odin’in ve tanrıların sonunu nasıl getirdiğini merak edenlerin adresi bu kitap.

Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:

Yazıyı burada paylaş:

Kitapların kahramana dönüştüğü yer.
İnternet sitesi http://bibliyoraf.com
Yazı oluşturuldu 328

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.