Bibliyoraf Ekibinin Temmuz Ayı Favorileri

Bibliyoraf Ekibinin Temmuz Ayı Favorileri

Bir ayı daha arkamızda bıraktık. Düzenlediğimiz yaz maratonu sebebiyle bu ay bizim için dolu dolu geçti. Ekibimizden Selin Çolak, Büşra Özkaya, Buse Olçay ve Ezgi Su Güçlü temmuz ayı favorilerini sizler için yazdı. Hadi gelin neler okumuşlar bir bakalım.

Yayın Yönetmenimiz Selin Çolak’ın Temmuz Ayı Favorileri

Selin’e temmuz ayının nasıl geçtiğini sorduk ve ekledi:

Tatilde olmamıza rağmen temmuz ayı benim için çok yoğun bir aydı. Buna rağmen dört kitap okuyabildim. Aslında daha fazla okuyabilirdim ama maraton için okuduğum -ve hiç beğenmediğim- Kan ve Külden’i bitirmem beklediğimden daha fazla sürdü. Bu sebeple de bu ayki okumalarım beni pek tatmin etmedi.

temmuz

Selin bu ay en çok şu iki kitabı sevmiş:

  • Vakıf // Isaac Asimov
  • Opal // Maggie Stiefvater

Yayın yönetmenimizin bu kitaplar hakkındaki yorumları ise şöyle:

Geçen ayı favoriler yazısında “Temmuzda Vakıf’tır, Diskdünya’dır, Zaman Çarkı’dır coşturmaya geliyorum.” demiştim. Diskdünya ve Zaman Çarkı’na henüz el süremedim ama Vakıf’ı okudum. Beklediğimden çok daha akıcı bir kitaptı ve Asimov’un kalemine bayıldım. Tek kitapta neredeyse yüz yıllık bir hikâye anlatması ve bunu hem oldukça başarılı bir şekilde hem de okuyucuyu sıkmadan yapması Vakıf’a dair en sevdiğim detay oldu. Yalnız belirtmeden geçemediğim ve kitabı okurken oldukça canımı sıkan bir konu var: Kitapta kadın karakter yok. Öğrendiğime göre Asimov biraz dar görüşlü bir insanmış. Umarım seriyi okurken bu detay yüzünden çileden çıkmam.

Açık konuşacağım, Opal’i okumak gram aklımda yoktu. Bu ayı üç kitapla bitirmek istemediğim için hızlıca okuyabileceğim bir kitap ararken aklıma geldi ve okudum. Pişman da değilim. The Raven Cycle serisinin dört buçuğuncu kitabı olan Opal, yaklaşık kısa sayfalık hoş bir hikâye. Kitap bir nevi The Raven Cycle’ın yan serisi The Dreamer Trilogy için yazılmış bir geçiş kitabı. Bu yüzden de kitap hakkında söyleyeceğim pek bir şey yok.

Proje Sorumlumuz Büşra Özkaya’nın Temmuz Ayı Favorileri

Büşra temmuz ayını şöyle değerlendiriyor:

Temmuz ayı benim için oldukça dolu dolu geçen ve her türden kitap okuduğum bir ay oldu. Bu yüzden keyifli bir ay geçirdiğimi söyleyebilirim.

temmuz

Bu ay okuduğu kitaplardan favorileri ise şu şekilde:

  • Gece Yarısı Kütüphanesi // Matt Haig
  • Moriarty The Patriot // Ryosuke Takeuchi
  • Renklerden Moru // Alice Walker

Proje sorumlumuzun bu üç kitap hakkındaki görüşleri ise şöyle:

Gece Yarısı Kütüphanesi, okurken sık sık gülümsediğim, beni anladığını hissettiğim nadir kitaplardan biri oldu. Karakterin pişmanlıkları ve bu pişmanlıklar hakkındaki düşünceleri çok tanıdıktı. Karakterin hayata bakış açısı beni üzse de bir yandan da onu anladığımı hissettim. Kitabın sonlarına doğru bazı olaylara, pişmanlıklarına bakış açısının değişmesi beni çok mutlu etti. Kitapla ilgili eleştirim, kitabın ortalarında biraz bunaltmaya başlaması ve tekrara düştüğünü düşünmem olabilir. Açıkçası yetmiş – seksen sayfa daha kısa olsa daha tatlı olabilirdi.

Moriarty the Patriot, editörümüz Ece ile birlikte başladığım bir manga serisi. Animesini severek izledikten sonra mangasını okumak istedik ve oldukça keyif aldığımızı söyleyebilirim. Sherlock Holmes hikayesinin bir uyarlaması olan bu seride, olayları Holmes’ün baş düşmanı olan Moriarty’nin gözünden okuyoruz. Oldukça siyasi ve sert eleştirilerle dolu bir seri. Bu yüzden zaman zaman bunaltsa da kaliteli bir şekilde ilerliyor.

Renklerden Moru, benim haziran ayında onur ayına özel okumak istediğim bir kitaptı ancak yoğunluğumdan ötürü okuyamamıştım. Bu ay zorlanarak da olsa okuyup bitirdim. Zorlanmamın sebebi, kitapta çok fazla istismar, cinsiyet eşitsizliği, kadın düşmanlığı, ırkçılık, kölelik olması ve daha birçok insan hakkının yok sayılması. Karakterin hayatını okurken yaşananlar beni o kadar zorladı ki, uzun bir sürede ara vererek okuyabildim. Merak edenler olursa tetikleyici olabilecek bu konuları göz önünde bulundurarak okumaya başlamalarını önerebilirim.

Çeviri Yazı Sorumlumuz Buse Olçay’ın Temmuz Ayı Favorileri

Duyduğumuza göre Buse bu ay on dokuz kitap okumuş!

Temmuz ayında akademik dönemin bitmesinin getirdiği rahatlık ve maraton heyecanı ile çok fazla okudum. Genel olarak iyi kitaplar okumuş olsam da favorim diyebileceğim çok fazla kitap çıkmadı.

temmuz

Buse’nin bu ayki favori kitapları şu şekilde:

  • Babamı Kim Öldürdü // Edouard Louis
  • Gizli Kahin // Rick Riordan
  • Yıldız Tozu // Neil Gaiman

Buse bu kitapları işte şöyle değerlendiriyor:

Babamı Kim Öldürdü, Edouard Louis’nin otobiyografik özellikte olan ikinci eseri. Kitabı öylesine elime almıştım ve aldığım andan itibaren elimden bırakamadım. Kısa bir novella olmasına rağmen yazarın babasıyla ilişkisini ve bu ilişkinin yıllar içinde değişen dinamiğini o kadar iyi anlatıyor ki, Edouard Louis’nin çocukluğunun bir parçası olmuş gibi hissediyorsunuz. Politik ve toplumsal eleştiri ise çok içten, doğal ama çarpıcı bir şekilde verilmiş. Böylesine yoğun bir kitap olduğu için bitirdikten sonra Louis’nin tüm bunları elli sayfaya sığdırmasına hayran kaldım. En yakın zamanda yazarın ilk otobiyografik romanı olan Eddy’nin Sonu’nu da okuma ihtiyacı hissediyorum çünkü kalemine doyamadım.

Gizli Kahin’i tasarımcımız Ezgi ile birlikte okudum ve tam bir nostalji festivali yaşadım. Kitap, Apollon Günceleri’nin ilk ve Rick Riordan’ın Yunan mitolojisi evreninin onuncu kitabı. Bir önceki serinin finali olan Olimpos’un Kanı’nı okumamın üzerinden yedi yıl geçtiği için evreni ve olayları hatırlamayacağım konusunda endişeliydim ama hiçbir yabancılık çekmeden öyküye adapte oldum ve ortaokulda okurken aldığım keyfi aynen hissettim. Beni çok mutlu eden, nostaljik hissettiren ve devamı için meraktan çatlatan bir kitap oldu.

Yıldız Tozu, yine ve yine Ezgi ile okuduğum bir kitap (evet Ezgi’nin ismini çok anıyorum ama okuduğum kitapların yarısı Ezgi ile buddy-read olduğu için bu). Maratonun uyarlama haftası için okuduk ama benim zaten ortaokuldan beri okumak istediğim bir kitaptı. Beklentilerimi de kesinlikle karşıladı, peri masalı havasından yarı lirik anlatıma kadar her şeyi çok sevdim. 

Tasarımcımız Ezgi Su Güçlü’nün Temmuz Ayı Favorileri

Ezgi’nin temmuz ayı işte böyle geçmiş:

Temmuz ayı benim için oldukça yoğun geçmesine rağmen güzel okumalar yaptığım bir ay oldu. Çok sevdiğim serilere veda ettiğim heyecanla beklediğim serilerin de ilk kitaplarını okuduğum, bolca ağladığım Temmuz ayında dokuz kitap okudum.

temmuz

Okuduğu dokuz kitaptan favorileri ise bu üçü:

  • Gizli Kahin // Rick Riordan
  • Hava ve Karanlık Kraliçesi // Cassandra Clare
  • Gece Yarısı Kütüphanesi // Matt Haig

Tasarımcımız bu kitapları şu şekilde değerlendiriyor:

Gizli Kahin’i çevirmenimiz Buse’yle birlikte okuduk. Zaten çok sevdiğim bir tanrıyı Rick Riordan’ın kaleminden, üstelik tanıdık karakterler ve mekanlarla birlikte, okumak çok keyifliydi. Bu bile kitabı favorilerime sokmaya yetti diyebilirim. Kitabın neredeyse tamamını yüzümde bir sırıtışla okudum. Ayrıca kitap o kadar akıcıydı ki yirmi dört saatten kısa sürede bitirdim. Buna da Riordan Etkisi diyebiliriz sanırım.

başlık

Cassandra Clare okumak benim için hep güzel bir deneyim olmuştur. Yazarın çoğu final kitabında duygulanmışımdır ama Hava ve Karanlık Kraliçesi apayrıydı bir deneyimdi. Bırakın ilk bölümü, kitabın ilk sayfasından ağlamaya başladım. Kitapla ilgili en sevdiğim noktalardan biri de olaylar her ne kadar klişe olsa da, Clare’in bu olayları her zaman daha yaratıcı bir şekilde ele almasıydı. Hal böyle olunca hiç de klişe okuyormuşum gibi hissetmedim. Kitaptaki bazı yerler biraz uzatılmış gelse de ben seriyi sevdiğim için o bölümleri okurken sıkılmadım. Fakat bazı okurların o noktalarda sıkılabileceğini düşünüyorum. Kitabın eksilerinden biri de buydu bence.

Biraz ani bir kararla başlayıp aynı gün içinde bitirdiğim Gece Yarısı Kütüphanesi beni oldukça etkiledi. Okuma boyunca “Benim keşkelerim neler?” diye düşünüp durdum. Kitabı okurken zaman zaman duvarların üzerime üzerime geldiğini hissettim çünkü gerçekler pat pat yüzüme vuruluyor gibiydi. Matt Haig’in benden oldukça uzak bir karakter ve hikâyeyle beni bu kadar etkilemesi kitabın favorilerime girmesinin sebeplerinden biri. Bazı noktalar -özellikle kitabın orta kısımları- bence fazla uzatılmıştı. Bir ya da iki bölüm olmasaydı kitabı daha çok severdim. Keyifli zaman geçirirken biraz da düşünmek isteyen herkese bu kitabı öneririm.

Eğer Selin, Büşra, Buse ve Ezgi’nin bu ay başka hangi kitaplar okuduğunu merak ediyorsanız 7 Ağustos’ta yayınlanacak olan Ekibin Favorileri podcastine bakmayı unutmayın. Siz yukarıdaki kitaplardan hangilerini okudunuz? Yorumlarda yazmayı unutmayın!

Bu yazıda bahsi geçen kitaplarla ilgili yazılarımız:

başlık

Yazıyı burada paylaş:

Kitapların kahramana dönüştüğü yer.
İnternet sitesi http://bibliyoraf.com
Yazı oluşturuldu 328

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.