Yayıncılık Fikir Maratonu’nun Kazananı “Kitaba Bak!” Projesini Tanıyın!

Yayıncılık Fikir Maratonu’nun Kazananı “Kitaba Bak!” Projesini Tanıyın!

Kültür ve Turizm Bakanlığı geçtiğimiz hafta İstanbul Uluslararası Yayıncılık Haftası kapsamında bir fikir maratonu düzenledi. Bu yıl birincisi düzenlenen Yayıncılık Fikir Maratonu’na toplam 53 fikir başvurdu. Bu fikir ve projelerden 10 tanesi finale kaldı.

7 – 8 Mart tarihleri arasında da bu yarışmanın finali gerçekleşti. Sektörün önde gelen isimleri ve finale kalan 10 projenin sahipleri İstanbul’daki Lazzoni Otel’de bir araya geldi. Dolu dolu geçen bir buçuk günün ardından yarışmanın kazananı Kitaba Bak! fikri ile Gör-İşit ekibi oldu. Bizde sizler için bu ekiple keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. İyi okumalar.

yayıncılık fikir maratonu

Bibliyoraf: Öncelikle ikinizi de tebrik ederiz. Kitaba Bak! edebiyat sektörüne hem farkındalık getiren hem de gerçekten ihtiyaç duyulan bir alan için tasarlanmış bir proje. Proje hakkında konuşmaya geçmeden önce bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Belgüzar Aksoy Gürer ve Mehmet Ali Gökçe kimdir, kim değildir?

Belgüzar Aksoy Gürer: Güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederiz. Kısaca kendimizden bahsedelim önce ben başlayayım. Yaklaşık 10 yıldır Antalya İl Halk Kütüphanesi’nde Engelliler Birim Sorumlusu olarak çalışan ve İşaret Dili Tercümanlık sertifikasıyla da işaret dili farkındalık atölyeleri düzenleyen bir kütüphaneciyim. Sorumlu olduğum bölümde görme engelliler için sesli kitap üretilen bir stüdyo bulunmakta ve aktif olarak görme engelli STK’ları, özel eğitim merkezleriyle birlikte etkinlikler düzenlemekteyim.

Mehmet Ali Gökçe: Efendim ben de kısaca kendimden bahsedeyim. Profesyonel meslek hayatıma hastane laboratuvarlarında Biyokimya analizleri ile başlayıp, içimde hep bir ukde olan insanların hayatına direkt müdahil olabileceğim sosyal bilimlere doğru keskin bir geçiş yaptım. Çeşitli eğitimler ve sınavlardan geçerek içimdeki ‘’sosyal bilimlerle uğraşma sevdasına Türkiye İş Kurumunda Engelli İş Koçu olarak kavuştum diyebilirim. Türkiye İş Kurumu’nda engellilerin istihdamı ve özel şirketlerin yasal zorunluluğu olan engelli kontenjanlarının kontrol süreçleriyle alakalı işlemleri yerine getirmeye çalışıyorum. Tabi bu süreçte portföyümde yer alan engelli bireylerin, hem psikolojik hem de çalışma hayatlarına yönelik danışmanlık işlemleri ile de birebir ilgileniyorum.

yayıncılık fikir maratonu

Bibliyoraf: Peki nasıl tanıştınız ve Kitaba Bak! projesi nasıl oluştu?

Mehmet Ali Gökçe: Sanırım bu tanışma hikayesini benden dinlemeniz yerinde olacak, çünkü Belgüzar hakkında söylemek istediğim çok şey var. Yaklaşık 3 yıl önce Belgüzar’ın çalıştığı kütüphanede muazzam işlere imza attığı ve sorumlu olduğu ses kayıt stüdyosuna gönüllü okuyucu olarak başvurdum. Israrlarımın ve inatçılığımın da neticesinde kendimi Belgüzar’a kabul ettirdim 😊

Sonrasında her okuma seansına gelip gittiğimde Belgüzar’la olan sohbetlerimiz gittikçe derinleşmeye başladı. İkimizin de aynı alana yönelik çalışması (engelliler ile ilgili), bu alandaki aksaklıkların çözümü ile ilgili ideallerimizin örtüşmesi ve aynı derde ortak olduğumuzu da fark edince çözüme dair bir şeyler yapmanın elzem olduğunu anlamış olduk. Belgüzar zaten bizim bu hayata geçirmeye çalıştığımız fikrin temellerini 3 yıl önce oluşturmaya başlamıştı, benimle de böyle bir fikri olduğunu paylaşınca, bu fikrin birlikte göstereceğimiz çabayla daha da büyüyeceğine olan inancımız arttı.

Ayrıca bu fikrin şekillenmesinde önemli katkıları olan ve bizim için çok değerli iki insanı da size tanıtmak istiyoruz. Biri projenin isim anası olan (KİTABA BAK!) ve bize söylemleriyle müthiş bir ilham katan çok değerli yazar dostumuz, kıymetlimiz Yasemin Onat (ben ona ‘’imgeler kraliçesi’’ derim) ; diğeri de harikulade yetkinliği ve projeye başvuru esnasında proje metnimizin bürokratik dilini oluşturan, ikimizin de liyakat konusunda rol model aldığımız Seval Coşarderelioğlu. Bu iki kişinin bize olan inancı ve katkıları, yine bunun yanında kendimize de olan inancımız bizi buralara kadar getirdi diyebilirim 😊 Kusura bakmayın ben fikrimize olan heyecanımı biraz yüksek yaşadığım için direkt olarak mevzuya girmiş bulundum.

başlık

Bibliyoraf: Okurlarımız için Kitaba Bak! Projesini detaylandırabilir misiniz? Bu proje ile neyi başarmayı amaçlıyorsunuz?

Belgüzar Aksoy Gürer: Kısaca biz, Kitaba Bak! fikrimizle işitme engellilerde küçük yaşlardan itibaren bir okuma kültürü oluşturmayı hedefliyoruz. Bunu yaparken, teknolojik gelişmeleri kullanıp, bir mekandan bağımsız olarak istediği her an bir kitaba erişerek, okuyup anlamlandırmalarını hedefliyoruz.

İşitme engellilere ve işaret diline yabancı olan kişilere özetlemek gerekirse, bir işitme engelli birey işaret dilinde konuştuğu cümleyi Türkçeye çevirip yazmaya çalışırsa anlamlı bir cümle ortaya çıkmayacaktır. Bu durumun temelinde, dilin bir taklit yeteneği olması ve işitme engellilerin duymadıkları için bu taklit yeteneğinden mahrum olması yatmaktadır. Hedef kitlemiz öncelikle işitme engelli 8 yaş altı çocuklar ve işaret dili öğrenmeye çalışan diğer bireylerdir. Biz burada projemizi multidisipliner bir kavrayışla ulusal ve uluslararası alanda çalışan yayıncılık meslek birlikleri ile ülkemiz kamu kurumlarının da eşgüdümü ile sürdürmeyi istiyor ve amaçlıyoruz. Bu alanda birlikte çalışmanın başarı getireceğini ve bu çalışmayı daha çok birey için ulaşılabilir olmakla bir görüyoruz.

B: Biz ekip olarak Kitaba Bak! projesini ve hayata geçirdiğinde gerçekleştirebileceklerini düşündükçe heyecanlanıyor ve sabırsızlanıyoruz. Eminiz ki siz de bizimle aynı durumdasınızdır. Bu proje ile ilgili siz en çok heyecanlandıran detayları bizimle paylaşır mısınız?
BAG: Sizleri de heyecanlandırıp sabırsızlandırdığını duymak bizim heyecanımızı daha da katmerlendiriyor.😊 Bu projeyle düşündüklerimizin de ötesinde şeyler yapabileceğimizi düşünüyoruz.

MAG: Bir de şuna açıklık getirelim. Biz yeni bir Türk işaret dili eğitimi ya da Türk işaret dilinin yeniden yapılandırması için bir proje öne sürmüyoruz.  Biz, sağır ve işitme engellilerin tıpkı sağlıklı bireyler gibi kültürel dünyaya entegre olmaları ve dahilinde sanattan, edebiyattan, akıp giden hayattan münezzeh olmamaları üzerine bir hayali besliyoruz.

başlık

B: Kitaba Bak! önemli olduğu kadar hayata geçirmesi oldukça meşakkatli bir proje. Peki bu projede sizi en çok zorlayan şey ne oldu ya da ne olacak?

BAG: Buna tam olarak zorlayıcı diyebilir miyiz bilmiyorum, ancak bunun ‘’zaman’’ gerektiren bir proje olduğu aşikâr. Çünkü; her aşaması emek isteyen, gerek çevirmeniyle, gerek yayınevleriyle, gerekse işitme engellilerle bir ağ kurarak işlenmesi gereken bir süreç.

B: Yayıncılık Fikir Maratonu sizin için nasıl geçti? Bir buçuk gün süren bu maratona neleri sığdırdınız?

BAG: Yayıncılık fikir maratonu bizim hem ufkumuzu genişletmemizi sağladı, hem de çok güzel insanlarla tanışmamıza vesile oldu. Ve bununla birlikte maratonda yarışan birbirinden kıymetli diğer 9 projenin çıktılarıyla nasıl bir ekosistemi oluşturabileceğimizin farkına vardık. İlham veren mentorlar ve bizi birinciliğe layık gören jüriye de burada sizler aracılığıyla tekrar teşekkür etmiş olalım.

MAG: Teşekkür demişken, önemli bir kişiye de çok büyük bir teşekkür borçluyuz. Bu kişinin adı Nihat Yiğitsoy. Kendisi bizim projemizin hayata geçme aşamasında işin teknoloji ve yazılım konusuna direkt müdahil olacak, yazılım ayağında bize danışmanlık yapacak çok değerli dostumuz. 😊

B: Kitaba Bak! projesi maratonun birincisi seçildi. Hatta geçtiğimiz gün AKM’de kupanızı da aldınız. Peki sırada Kitaba Bak! ve Gör – İşit için neler var?

BAG: Evet projemiz 10 kıymetli fikir arasında birinciliğe layık görüldü. Bizler için bir maraton sona ermiş olsa da sanıyoruz ki Kitaba Bak!’ın geleceği için her şey yeni başlıyor. Hep birlikte neler olacağını göreceğiz bakalım, umuyoruz ki güzel şeyler olacak. 😊

MAG: KİTABA BAK! is coming…  :))

yayıncılık fikir maratonu

B: Bizimle röportaj yapmayı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Umarız ki elde ettiğiniz bu başarı daha nicelerine bir köprü olur. Son olarak görme ve işitme engelliler için farkındalık oluşturmak adına biz okurlar ne yapabiliriz? Bize bir tavsiyeniz var mı?

BAG: Bu nazik röportaj teklifiniz için size çok teşekkür ederiz. Gerçekten bize gösterdiğiniz bu ilgiden ötürü inanılmaz mutlu olduk.😊 Umuyoruz ki bu projemiz, fikir maratonunda kurduğumuz ilişkileri ve arkadaşlıkları da içine alarak büyür. Buradan engellilerle çalışan iki uzman olarak sizlere  tavsiyemiz şu olabilir. Engellilik durumunun aslında yalnızca bir farklılık olduğunu düşünerek yaşamak ve onlardan bağımsız değil de onlarla birlikte bir yaşam sürmeye çalışmanız olacaktır.

MAG: Aloha değerli Bibliyoraf ailesi, sizleri çok seviyoruz. İlk röportajımız bu ve bizim için çok kıymetli bir yeri var, çok teşekkürler ilginiz için. 😊

Çok sevgili Belgüzar Hanım ve Mehmet Ali Bey’e sorularımızı yanıtladıkları için çok teşekkür ediyoruz. Kitaba Bak! projesi ve Yayıncılık Fikir Maratonu’na katılan bütün fikirlerin edebiyat sektörünün devamı için çok kıymetli bir işlev göreceğine inanıyoruz.

Yayıncılık fikir maratonu Fakat ancak. Lakin çünkü. Ve ile de. Çünkü neden. Kısa cümle. Cümle kısa. Fakat ancak. Lakin çünkü. Ve ile de. Çünkü neden. Kısa cümle. Cümle kısa. Fakat ancak. Lakin çünkü. Ve ile de.

Çünkü neden. Kısa cümle. Cümle kısa. Fakat ancak. Lakin çünkü. Ve ile de. Çünkü neden. Kısa cümle. Cümle kısa. Fakat ancak. Lakin çünkü. Ve ile de. Çünkü neden. Kısa cümle. Cümle kısa. Çünkü neden. Kısa cümle. Cümle kısa. Fakat ancak. Lakin çünkü. Ve ile de. Çünkü neden. Kısa cümle. Cümle kısa. Fakat ancak. Lakin çünkü. Ve ile de. Çünkü neden. Kısa cümle. Cümle kısa.

Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:

Yazıyı burada paylaş:

Kitapların kahramana dönüştüğü yer.
İnternet sitesi http://bibliyoraf.com
Yazı oluşturuldu 328

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.