Elizabeth Lim Akşamı Ör'ü Anlatıyor!

Elizabeth Lim Akşamı Çöz’le İlgili Merak Edilenleri Anlatıyor!

Yabancı Yayınları’nın popüler serilerinden Yıldızların Kanı ‘nın ikinci kitabı Akşamı Çöz bu ay raflardaki yerini aldı. Biz de sizin için serinin yazarı Elizabeth Lim’in kitabın detaylarını anlattığı bir röportajı dilimize çevirdik.1 Elizabeth Lim

1: Bu metin Işıl Karabulut tarafından Bibliyoraf.com için çevrilmiştir. Çevirmenin ve Bibliyoraf’ın izni olmadan başka bir sitede kullanılamaz.

Not: Bu yazıyı hazırlarken yazarın hem Kait Goodwin hem de Laura G. ile yaptığı röportajlardan yararlandık. Yazının ilerleyen kısımlarında soruların başındaki isimlerin değiştiğini görebilirsiniz.

elizabeth lim

Kait Goodwin: Hayatını genç yetişkin bir kitap karakteriyle bir günlüğüne, bir yıllığına ya da sonsuza dek değiştirebilseydin bu kim olurdu ve neden?

Elizabeth Lim: Hayatta kalma ve dövüş becerilerim sıfır, bu yüzden Yetenek’ten Katsa ile bir günlüğüne yer değiştirmek eğlenceli olabilirdi. Bir hafta olacaksa eğer Zalim Prens’ten Jude veya Kazananın Laneti’nden Kestrel. Bir yılı seçmek daha zor tabii. Her zaman Yeşilin Kızı Anne’i sevmiş ve Avonlea’de sessiz bir hayat yaşamayı istemişimdir. Yani, seçeceğim kişi o olurdu!

Kaith Goodwin: Bir gününü Maia ile geçirebilecek olsan ne yapardın? Yemek yemek, takılmak, rahatlamak ve bunun gibi şeyler için nerelere giderdiniz?

Elizabeth Lim: Aman Tanrım, bizim dünyamızda mı yoksa onunkinde mi? A’landi’yi ziyaret etmeyi ve TÜM YEMEKLERİN tadına bakmayı çok isterdim.  Gangsun’da bir gün geçirip yerel bir kafede (gerçek hayatta da favorim olan) dalgona şekeri ve lotus tohumlu hamur işi yemeyi, belki iki bilgin arasındaki kaligrafi yarışını izlemeyi, Maia (ve tabii ki Edan!) ile saatlerce sohbet etmeyi isterdim. Kesinlikle sihre ve makasının yarattığı mucizevi elbiselere şahitlik ederdim. Hatta belki kendime bir elbise bile yaptırırdım! Benim için dikmek zorunda çünkü onu ben yarattım haha!

KG: Araştırıp sonra kullanmaktan vazgeçtiğin en sevdiğin şey neydi?

EL: Önceden İpek Yolu’nda kullanılan yollar ve para birimleri hakkında epeyce araştırma yapmama rağmen bilgi kalabalığı olacağını düşündüğümden Şafağı Ör’de kullanmadım. Çin’deki nakış okullarını araştırmayı pek sevdim, kitapta Maia’nın tasarımlarını oluşturmamda büyük rol oynadılar.

elizabeth lim

KG: Akşamı Çöz’den en sevdiğin an, sahne ya da alıntı nedir?

EL: Sanırım en sevdiğim alıntı: “Biz aynı yıldızları ve gökyüzünü paylaşan güneş ve ay gibiydik.” Ayrıca Akşamı Çöz’de Maia’nın Kiatanlı bir prensese ait efsaneyi duyduğu kısmı çok seviyorum – bu prenses aynı zamanda sıradaki kitabımın da baş karakteri, Maia’nın hikâyesinde çok kısacık olsa da ona yer vermeyi pek sevdim.

KG: Aklında başka alternetif sonlar var mıydı?

EL: Hikâyenin nereye doğru gittiğini her zaman biliyordum. Genellikle hikâyenin başıyla sonunu kafamda oturttuğum gibi yazarım. Benim için zor olan orta kısım!

***

Laura G: Erkek gibi giyinmiş kız klişisesi tarihte Shakespeare’den Tolkien’e kadar pek çok yazar tarafından sıklıkla kullanıldı. Karşı cinsin kıyafetlerini giyen kadın kahraman, bu seçimi genellikle kadın olmanın, evliliğin, görgü kuralları ve bunun gibi şeylerin altında ezildikten sonra yapmaya karar veriyor. Aynı şey, bir terzi olmayı hayal eden ama cinsiyeti nedeniyle bu hayalini gerçekleştiremeyen Maia için de geçerli. Neden bu temayı hikâyene dahil etmeyi seçtin? Neden bunun dönüp dolaşıp geldiğimiz bir tema olduğunu düşünüyorsun?

EL: Yazar olmadan önce, bir film müziği bestecisi olmak isterdim ve kariyerim boyunca bana, bir kadın olarak bu sektörde iş bulmamın ne kadar zor olacağı söylenip durdu. Herkese aksini kanıtlamakta kararlıydım ve on yıl boyunca yapabildiğim kadar çok beste yapmaya çabaladım. Sonunda, film sektörünün tam olarak hayal ettiğim gibi bir yer olmadığını anladım. Ancak cesaretim ve hırsımın yanı sıra karşılaştığım zorluklar ve hayal kırıklıkları beni şekillendirdi. Bunların hepsi, Maia Tamarin’nin karakterini ve onun hikâyesinin temelini oluştururken bana ilham oldu. Uzak geçmişteki bir dünyaya ait olduğu göz önüne alındığında, hayalinin peşinden gidebilmesi için kardeşinin kılığına girerek toplumunun zorluklarını aşmasını sağlamayı seçtim.

elizabeth lim

Laura G: Kitapta birçok masala, özellikle aralarında benim favorilerimden olan Thousandfur’a göndermeler vardı. Kitabı yazmaya karar verdiğinde, hikâyeyi anlatmak için masallardan yararlanmayı planlamış mıydın yoksa bu referanslar yazım sürecinde kendiliğinden mi ortaya çıktı?

EL: İkisi de! Başından beri bana ilham veren birkaç masal vardı, özellikle Thousandfur ve Çoban ile Dokumacı Kız. Ama Şafağı Ör henüz bir taslakken, bu masallar üstünde çalışıp çalışamacağımdan emin değildim. Ancak daha sonra, sevdiğim masallara yapılan göndermeler  kendiliğinden taslağımda yer buldu ve hikayeyi gözden geçirirken bu referansların kaç tane olduğunu saymak benim için eğlenceli bir egzersiz oldu!

LG: Hans Christian Anderson ve Grimm Kardeşler’den önce de masallar halk arasında yaygın bir şeydi. Hikâyenin sonunda görüyoruz ki (umarım bu spoiler değildir) Maia kendi hikâyesini ailesine anlatıyor. Bana göre Maia’ya böyle bir ses vermen güçlü bir adım, özellikle de farklı ırklardan kadınların pek çoğunun bu şansa sahip olmadığı göz önüne alındığında. Onun hikayesini neden bu şekilde anlatmayı seçtin?

EL: Evet, bana kalırsa Maia’nın kendi hikayesini anlatması önemli bir adım, çünkü Şafağı Ör’ün başından beri karakterinin ne kadar gelişip değiştiğini görebiliyorsunuz. Aslına bakılırsa bu geçmişteki Maia’ya bir gönderme: Hikâye dinleyen birisinden, kendi hikayelerini anlatan birine dönüşmesi. Ve son olarak, aile teması Şafağı Ör’de önemli bir yere sahip, bu yüzden hikâyenin başında ve sonunda, hem onları ne kadar sevdiğini hem de onlar için neleri kaybetmeyi göze alabileceğini göstermek için Maia ve ailesini öne çıkardım.

başlık

LG: Dikiş işi hikâyede önemli bir yer kaplıyor, özellikle Asya kıtasında kullanılan teknikler ve stiller. Bunları çok detaylıca anlatmışsın, kitaba başlarken tüm bu bilgilere sahip miydin yoksa bu konu üzerinde epeyce araştırma yapman mı gerekti?

EL: Teşekkürler! İtiraf etmek gerekirse biraz yardım aldım: Terzi bir büyükanne ve bu konuda oldukça yetenekli olan bir anne ile büyüdüm. Ayrıca Çin nakış işleme sanatını icra etmiş birkaç arkadaşıma danıştım ve araştırma için yerel kütüphaneleri kullandım!

LG: Aynı dikiş gibi, Çin kültürü ve gelenekleri de kitapta epeyce kullanılmış. Bu kadar zengin bir kültürden yararlanan bir fantastik kitap yazmanın avantajları ve dezavantajları nelerdi?

EL: Avantajı, kültürün benim kültürüm olması, yani onu çok iyi bilmem ve ondan aldığım ilhamla yarattığım dünyayı yazarken kendimi rahat hissetmem. Dezavantajı ise aslında söylediğimin tam tersi: Her zaman kendimi sorguluyor oluşum. Şafağı Ör’de Çince isimler kullanmamak ve Çin kültürü ve geleneğine tamamen bağlı kalmamak, bunun yerine kültürden ve geleneklerden ilham alan bir evren yaratmak benim seçimimdi. Kitap üzerine çalışırken sürekli tarihe sadık kalmak zorunda hissediyordum: Çok iyi hatırlıyorum ki Antik Çin’de -diğer pek çok şey gibi- örgü örmek yoktu! Ama en sonunda anladım ki, kitabım birilerine kültürüm hakkında bir şeyler öğretmek zorunluluğu olan bir ders kitabı değildi: Çin mirasından yararlanan bir fantezi kitabıydı ve umuyorum ki her etnik kökenden okuyucuya bir şey katabilir.

LG: Ve son olarak benim sormadığım ama senin eklemek istediğin bir şey var mı, okuyucularınla paylaşmak istediğin ilginç bir bilgi belki?

EL: Sihirli makas fikri aslında büyürken izlediğim The Polar Bear King’den geliyor. Bir Norveç masalı olan East and the Sun’ın  yeniden kurgulanmış hali; hikâyede prensese, eşini bir trol prensesten kurtarmak için kendisinin ve çocuklarının kullanabileceği bir makas veriliyor.

Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:

başlık

Kısa cümle. Uzun değil kısa. Aynı da değil. Uzun değil. Kısa cümle. Oldukça kısa bir cümle hatta. Hiç uzun değil. Kısa cümle. Uzun değil kısa. Aynı da değil. Uzun değil. Kısa cümle. Oldukça kısa bir cümle hatta. Hiç uzun değil. Kısa cümle. Uzun değil kısa. Aynı da değil. Uzun değil. Kısa cümle. Oldukça kısa bir cümle hatta. Hiç uzun değil. Kısa cümle. Uzun değil kısa. Aynı da değil. Uzun değil. Kısa cümle. Oldukça kısa bir cümle hatta. Hiç uzun değil.

Yazıyı burada paylaş:

Kitapların kahramana dönüştüğü yer.
İnternet sitesi http://bibliyoraf.com
Yazı oluşturuldu 328

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.