Herkese merhaba! Temmuz ayında özellikle yurt dışında gerilimden fantastiğe, romantizmden komediye birçok türde kitap raflardaki yerlerini aldı. Sevilen yazarların ve serilerin yeni kitapları okuyucularıyla buluşurken biz de sizler için bir liste hazırladık. Keyifli okumalar! 🙂
Temmuz ayında temmuz ayında temmuz ayında temmuz ayında temmuz ayında
The Forest of Vanishing Stars – Kristin Harmel
Eğer tarihi, savaş zamanlarında geçen romanları seviyorsanız bu kitap tam size göre! Yahudiler’in Nazilerden kaçtığı dönemlerde Yona, onu yetiştiren ve bildiği her şeyi öğreten Jerusza öldüğünde yalnız kalır. Ormanda bir grup Yahudi ile karşılaştığında onlarla arkadaş olup Jerusza’nın kendisine öğrettiklerini onlara öğretir. Bir de babasıyla ilgili öğrendiği gerçek var. Yona karmaşık duygular içerisinde kendini kapana kısılmış hisseder. Kristin Harmel’in bu yeni, yürek sızlatan romanı gerçek hikâyelerden esinlenerek yazılmış ve bence okumaya değer bir kitap.
Any Way the Wind Blows (Simon Snow #3) – Rainbow Rowell
Ben dâhil birçoğumuzun bayılarak okuduğu Simon Snow serisinin final kitabı, yurt dışında 6 Temmuz’da okuyucularıyla buluştu. Grup -Simon, Baz, Penelope ve Agatha- İngiltere’ye, uzun ve yürek burkan maceraları için geri dönmektedir. Bu kitapla sırlar açığa çıkacak ve tüm sorular cevaplanacak. Daha çok karakterlerimizin kendilerini bulmaya çalıştığı bir kitap olan Any Way the Wind Blows’u umuyoruz ki Pegasus Yayınları da kısa bir süre içinde dilimize çevirir.
Six Crimson Cranes (Six Crimson Cranes #1) – Elizabeth Lim
Fantastik türünde yeni dünyalara dalmayı sevenlere müjde! Elizabeth Lim’in yeni fantastik serisi Six Crimson Cranes’in aynı adla çıkan ilk kitabı raflarda yerini aldı. Kiata’nın tek prensesi olan Shiori’nin damarlarında yasak bir büyü gezinmektedir. Yıllarca kontrolü altında tuttuğu büyü bir gün patlak verir ancak neyse ki kimse fark etmez. Kara büyüye sahip üvey annesi hariç kimse… Raikama, Shiori’yi sürgüne gönderir fakat Shiori’nin, hakkı olduğu tahttan vazgeçmek gibi bir niyeti yoktur. Bunun için de hayatı pahasına da olsa büyüsünü kullanmayı öğrenmesi gerekmektedir. Biraz aşina olduğumuz bir konuya sahip olsa da bence bir şans verilebilir. Ben özellikle kitabın kapağını çok sevdim.
False Witness – Karin Slaughter temmuz ayında
Ülkemizde Türkçeye çevrilmiş pek çok kitabı bulunan Karin Slaughter, yeni kitabı False Witness’ı okuyucularıyla buluşturdu. Leigh Caulton’ın normal bir hayatı ve iyi bir işi vardır. Bir gün masasına tecavüzle suçlanan zengin bir adamın dosyası gelir. Kariyeri için büyük önem taşıyan bu davada savunacağı kişiyle karşılaştıklarında Leigh, adamla zaten tanıştıklarını fark eder. Hatta bu adam yirmi yıl önce neler olduğunu ve Leigh’in neden iki yıl boyunca kaçarak yaşadığını da bilmektedir. Yapması gereken ise bu adamı temize çıkarmaktır. Konusu okurken benim ilgimi çekti. Türkçeye de çevirilirse hemen alıp okumak isterim.
It Happened One Summer (It Happened One Summer #1) – Tessa Bailey
Romantik-komedi türü okurlarının bu kitabı seveceğini düşünüyorum. Piper Bellinger herkesçe sevilen, milyonların takip ettiği bir internet fenomenidir. Erkek arkadaşının onu herkesin önünde küçük düşürüp terk etmesi, Piper’ın bir otele izinsiz girip çatıda parti vermesine yol açar. Kendini hapishanede bulmasından kısa bir süre sonra üvey babası, dersini alması için onu üç aylığına babasının öldüğü yer olan Westport’a gönderir. Piper orada yakışıklı kaptan Brendan’la tanışır. Sonrasında neler olacağını ise biz romantik-komedi severler az çok tahmin edebiliyoruz, değil mi?
Gods & Monsters (Serpent & Dove #3) – Shelby Mahurin
Yılan ve Güvercin, Yabancı Yayınları etiketiyle raflarda yerini almış, ülkemizde de büyük bir ilgi görmüştü. Aynı ada sahip serinin final kitabı ise geçtiğimiz ay yurt dışında okuyucularıyla buluştu. Kalp sızlatan kayıplarından sonra Lou, Reid, Beau ve Coco intikam peşinde koşuyorlar. Bu intikam için en çok Lou yanıp tutuşmaktadır ancak o da artık diğerlerinin bildiği Lou değildir. Yaşadıklarından sonra karanlık onu sarmıştır ve bundan kurtulması için aştan daha fazlasına ihtiyaç vardır. Okuduğum birçok yorumda, okuyucuların ikinci kitaptan sonra final için ümidi kestiklerini ama okuduktan sonra bayıldıklarını gördüm. Biz de Yabancı Yayınları’nın bir an önce ikinci ve üçüncü kitapları çıkarmasını umuyoruz.
She Who Became the Sun (The Radiant Emperor #1) – Shelley Parker-Chan
Mulan ve Akhilleus’un Şarkısı’nın birleşimi olduğu söylenen kitap, kadın ve erkeğin toplumdaki eşitsizliğini konu alıyor. 1345 yılında Çin, Moğollar’ın sıkı yönetimi altındadır. Kölelerin açlıktan öldüğü, insanların mucizelere rastlamadığı bu dönemde; erkek çocuklar bereketi, kız çocuklar ise hiçliği temsil etmektedir. Erkek kardeşinin ölümünden sonra Zhu onun kimliğini ve aynı zamanda kaderini alır. Zhu bir kız olarak kaderindeki “hiçliği” kabul etmez ve bir “hiç” olmamak için elinden geleni yapar. Bence şans verilmesi gereken kitaplardan bir tanesi.
The Seven Day Switch – Kelly Harms temmuz ayında
Tam yaz aylarında okumalık, eğlenceli ve komik bir kitap arıyorsanız bu kitap tam size göre! Kelly Harms bize birbirinden tamamen farklı iki annenin hikâyesini anlatıyor. Celeste Mason organik yaşamı seven, çocuklarıyla doğada yaşayan, kusursuz bir eve sahip bir kadındır. Komşusu Wendy Charles ise çocuklarına yeterince zaman ayırmayan işkolik bir haber sunucusudur. Mahallede komşular arasında düzenlenen bir yemekte Celeste ve Wendy kokteyli biraz fazla kaçırırlar ve ertesi gün uyandıklarında kendilerini birbirlerinin bedenlerinde bulurlar. Tabii annelik hakkında bildikleri ve bilmedikleri her şey de birbirine karışır. Kitap, Yabancı Yayınları’ndan çıkan Kusursuz Hayatlar’a fazlasıyla benziyor. Ancak farklı bir kalemden okumak için bir şans verilebilir.
While We Were Dating (The Wedding Date #6) – Jasmine Guillory
Serinin ilk kitabı olan Düğün Günü, ülkemizde Parola Yayınları etiketiyle bu yıl nisan ayında raflarda yerini almıştı. Temmuz ayında ise yazar, serinin altıncı kitabını okuyucularıyla buluşturdu. Reklamcılık işiyle uğraşan Ben Stephens ciddi ilişkilerin adamı değildir. Ancak bir gün film yıldızı Anna Gardiner ile çalışmaya başladığında işler profesyonellikten biraz uzaklaşır. Ben’in Anna’ya ailevi sorunlarında yardım etmesinden sonra birbirlerine gerçekleri söylemeye karar verirler. Öğrendikleri bu yeni ve şaşırtıcı bilgiler sonucunda ise sevgili rolü yaparak birbirlerinin problemlerini çözmek üzere bir anlaşma yaparlar. Konusu bizim için pek de yeni değil ama boş bir zamanda kafa dağıtmak için okunabilir.
The Single Girl’s To-Do List – Lindsey Kelk temmuz ayında
Romantik-komedi sevenler için bu kitabı da önermek istiyorum. Yine konusu çok da farklı olan bir kitap değil fakat ben, özellikle tatildeyken okumak için sabırsızlanıyorum. Yedi yıldır beraber olduğu ve evlenip birlikte çocuk sahibi olmayı düşündüğü sevgilisi, Rachel’a ayrılmak istediğini söyler. Rachel ise bu ani karar karşısında sarsılır ve sinirlenir. Depresyona girmek yerine en yakın arkadaşlarıyla sarhoş olup yeni yalnız hayatına nasıl devam edeceği hakkında bir liste hazırlamaya başlar. Kısacası arkadaşlarının da yardımıyla hayatına devam etmek için çabalamaktadır. Ancak beş yıldır tanıdığı patronu Dan ona yeni zorluklar çıkartır. Rachel Summers’ın bunca yıl nefret ettiği birinden hoşlanması mümkün mü, değil mi? Bunu kitabı okuyunca öğreneceğiz.
The Therapist – B.A. Paris temmuz ayında
Birkaç kitabı dilimize çevrilen B.A Paris’in yeni gerilim kitabı The Therapist 13 Temmuz’da raflarda yerini aldı. Alice ve Leo’nun taşındıkları yeni ev tam hayallerindeki gibi bir yerdir. Ancak komşularını tanımaya başladıkça oturdukları ev hakkında her şeyi bilmediklerini fark ederler. Alice ne kadar uğraşsa da iki yıl önce neler olduğuna dair komşularından hiçbir bir bilgi alamaz. Sonrasında orada bir cinayet işlendiğini, olayların evin bir önceki sahibi, terapist Nina ile bağlantılı olduğunu öğrenir. Peki Alice ve Leo, komşularının sakladıkları sırlar ve ev hakkında öğrendikleri gerçekler karşısında ne yapacaklar?
The Taking of Jake Livingston – Ryan Douglass
Listemizin son kitabı olan The Taking of Jake Livingston, gerilim-fantastik türünü sevenlerin ilgisini çekecektir. Jake Livingston, St. Clair Prep’teki tek siyahi çocuktur. Bunun, ortama ayak uydurmasını zorlaştırdığı yetmiyormuş gibi bir de Jake ölüleri görebilmektedir. Etrafında sürekli ölü gören Jake onların zararsız olduğunu fark eder. Ancak sonra Sawyer ile tanışır. Sawyer, geçen sene intihar etmeden önce vurulan, altı çocuğu öldürmüş belalı birisidir. Bir sonraki hayatı içinse, içinde Jake’in de olduğu planları olan Sawyer, okulda sürekli Jake’in peşindedir. Artık lise, Jake için hayatta kalma oyununa dönmüştür. Açıkçası konusunun beni heyecanlandırdığını söyleyemeyeceğim ancak bu tarz kitapları seviyorsanız bir şans verip okuyabilirsiniz.
Ama seni sildim telefon defterimden. Fakat adının üstünü hep karaladım. Ve yüzünü görmekten çok sıkıldım.
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş: