Dedektiflik dendiğinde hiç şüphesiz hepimizin aklına aynı isim geliyor, öyle değil mi? Kimimiz dizisinden ya da filmlerinden ve kimimiz de kitaplardan tanıyoruz Sherlock Holmes’ü. Peki edebiyat dünyasında adeta çığır açan bu karakterin yaratıcısı hakkında neler biliyoruz? Bugün, birçok yazara ilham kaynağı olmuş, bizleri Holmes gibi bir karakterle tanıştırmış olan Arthur Conan Doyle ve hayatından bahsedeceğiz.
Arthur Conan Doyle Kimdir?
Arthur Ignatus Conan Doyle, 22 Mayıs 1859’da İskoçya, Edinburgh’ta dünyaya geldi. İngiliz bir babanın ve İrlandalı bir annenin çocuğu olan Conan Doyle, ailenin on çocuğundan biriydi. Dokuz yaşında bir Katolik okuluna yatılı olarak verildi. Daha sonra aynı okulda öğrenimine devam etti ancak daha sonra bu okulu bıraktı. Okul ile beraber dinini de terk eden Conan Doyle, yaşamına bir agnostik olarak devam etti.
1876 ve 1881 yılları arasında tıp eğitimi alan yazar, eğitimine devam ederken kısa hikayeler yazmaya başladı. İlk hikayesi yazar daha 20 yaşına basmadan, Chambers’s Edinburgh Journal isimli dergide yayımlandı. Üniversite eğitiminin ardından bir müddet gemi hekimliği yaptı.1882 yılında kendi kliniğini açtı.1885 yılında ise Louise Hawkins ile evlendi. Ancak Louise, 1906 yılında veremden yaşamını yitirdi. Doyle daha sonra 1897 yılında tanışıp aşık olduğu fakat eşine olan sadakatinden dolayı açılmadığı Jean Leckie ile evlendi.
Sherlock Holmes’un Ortaya Çıkışı
Bir yandan kısa hikâyeler yazmaya devam eden yazarın Sherlock Holmes taslakları, 1887 yılında oluşmaya başladı Kızıl Dosya isimli kısa romanı da bu yıl içerisinde basıldı. 1890 yılında Londra’da göz hastalıkları üzerine çalışmaya başlayan yazarın pek hastası olmuyordu. Geleni gideninin çok olmayışı yazarın, hikâyelerine yoğunlaşmasını kolaylaştıran bir etkendi. Yıllar ilerledikçe insanlar Holmes’a ve onun maceralarına giderek daha çok bağlanmaya başladı. Ancak Conan Doyle, Holmes’ün hikâyesini sonlandırmak istiyordu. Aklını kurcalayan, yazmak istediği başka şeyler vardı. Son Oyun isimli bir öyküyle Sherlock Holmes’ün hikâyesini noktalandıran yazar, aldığı olumsuz tepkilerle karakterini akıllıca bir kurguyla geri getirdi.
Conan Doyle 1.Dünya Savaşı sırasında bir oğlunu, kardeşini ve iki yeğenini kaybetti. Yaşadığı bu kayıplar yazarı büyük bir buhran ve psikolojik çöküş dönemi içine soktu. Bu dönemde, kalemi farklı türlere dokundu ve kitaplarında birtakım paranormal, ruhani olguları ele aldı. Arthur Conan Doyle, 1930 yılında takvimler 7 Temmuz’u gösterirken kalp krizi dolayısıyla yaşamını yitirdi.
Bir Dedektif Romancısının Kariyeri
Arthur Conan Doyle’a Sherlock Holmes karakteri için ilham veren yazar Edgar Allan Poe’ydu. Poe’nun yazdığı Auguste Dupin karakteri, Holmes karakteri için bir rol modeliydi. Birbirlerine belki de farkında bile olmadan ilham olan bu yazarlar, bugün halen çok konuşulan karakterler yarattılar.
Her ne kadar çoğumuz yazarı Sherlock Holmes ile tanısak da, Conan Doyle bundan daha fazlasını yazdı. Çok yönlü bir yazar olan Arthur’un, 1912 yılında yayınlanan Kayıp Dünya isimli romanı, bilimkurgu türüne yatkınlığını ortaya koyuyor.
Kayıp Dünya dışında başka kurgu romanlara ve kurgu dışı eserlere sahip olan yazar, Britanya’nın Güney Afrika’da gerçekleşen Boer Savaşı’na dahil olması gerektiğini savunan bir eser kaleme aldı. Bu savunması ve yazdığı kitap kendisinin şövalyeliğe getirilmesine ve “Sir” unvanı almasına da vesile oldu. Osmanlı Padişahı II. Sultan Abdülhamit’in bir polisiye hayranı olduğu ve Arthur Conan Doyle’u İstanbul’da ağırladığı bilgisini vermeden geçmeyelim. Sherlock Holmes, Padişahın en sevdiği karakterlerden biriymiş. Yazar Conan Doyle ise İstanbul’da Mecidiye Nişanı ile onurlandırılmış. Kariyerine Sherlock Holmes gibi bir karakter sığdırmak ve bir karakteri okura böylesine sevdirmek çok büyük bir başarı.
Bir Türün Çığır Açanı Olmak
İyi bir dedektif romanı yazmanın belli başlı kuralları vardır ve romanın değerini bu kurallar belirler. Conan Doyle, bir dedektif romanını ustaca kurgulayarak okurun beklentisini karşılamayı başardı. Kendisi türünün çığır açan yazarı olarak da anılmayı hak eden biri. Bir eserin kült haline gelmesi ve birkaç yılda bir uyarlamasının yapılması üstün bir başarı örneği olarak anılıyor. Bunların üstüne Sherlock uyarlamalarının her birinin hayranlardan geçer not alması da ayrı bir başarı.
Böylesi bir karakteri zihninde ağırlamış bir yazar hakkında ne yazarsak yazalım, yeteri kadar hakkını vermiş olamayız. Sir Arthur Conan Doyle, 71 yıllık bir hayata nesiller boyu unutulmayacak eserler kazandırmış birisi ve türünün öncülerinden olan bir yazar. Onun hikâyeleri Polisiyenin ve dedektif romancılığının sıkı takipçileri için eskimemeye, hatırlanmaya devam edecek.
Conan Doyle’un En Bilinen Eserleri
Arthur Conan Doyle, hayatı boyunca 300’e yakın edebi eser ortaya çıkartmış bir yazar. Kalemini neredeyse her türe dokunduran bu yazarın tüm eserlerini ne yazık ki, istesek de yazıya sığdıramayız. Bu yüzden yazarı tanımamızı sağlayan, en sevilen ve en çok bilinen eserlerini kronolojik bir sırayla derledik. Yazar, Sherlock Holmes karakterinin içinde bulunduğu 56 kısa hikâye ve dört roman yazmıştır.
- Kızıl Dosya (1887)
- Dörtlerin İmzası (1890)
- Baskervillerin Köpeği (1902)
- Kayıp Dünya (1912)
- Korku Vadisi (1915)
Yazının sonuna geldik. Usta yazar Sir Arthur Conan Doyle’u doğum gününde anmış olduk. Siz de yazarı Sherlock Holmes romanlarıyla mı tanıdınız yoksa başka eserleri olduğunu biliyor muydunuz? Düşüncelerinizi yorumlara yazmayı unutmayın!
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Ama fakat ancak ve ancak. Lakin çünkü fakat ve. İle de ama. Çünkü fakat. Ancak ve lakin. Ama fakat ancak ve ancak. Lakin çünkü fakat ve. İle de ama. Çünkü fakat. Ancak ve lakin.
Yazıyı burada paylaş: