Genç Timaş’ın çok sevilen serisi Tuhaf Deniz Kasabası Efsanesi’nin yazarı Thomas Taylor’a, Malamander ve Gargantis hakkında merak edilenleri sorduk. O da bizim için cevapladı, editörümüz Ece Emre1 de dilimize çevirdi. Kendisine sorularımızı yanıtladığı için teşekkür eder, keyifli okumalar dileriz. thomas taylor
1: Bu metin Ece Emre tarafından Bibliyoraf.com için çevrilmiştir. Çevirmenin ve Bibliyoraf’ın izni olmadan başka bir sitede kullanılamaz.
Bibliyoraf: Öncelikle biraz sizden bahsedelim. Thomas Taylor kimdir ve kim değildir?
Thomas Taylor: İlk soru cevaplaması en zor soru olabilir! İşte başlıyoruz… Thomas Taylor, çocuklara hitap eden -fakat herkesin okuyabileceği- kitapların yazarı ve bu kitaplar için çizim yapan birisi. Herbert Limon karakterine fazlasıyla benzeyen fakat Violet Parma’ya pek benzemeyen birisi. Zaman zaman Doktor Deryadeniz gibi gıcık biri olabilir, fakat Bay Yumuşakça gibi olmaktansa iskeleden denize atlamayı tercih eder. Thomas Taylor, sahilde olduğu zamanlarda adeta Fosil Hanım’a dönüşür; kıyıda olduğu zamanlarda da Jenny Hanniver gibi kitap okuyan birisidir. Kesinlikle Sebastian Yılanbalık gibi birisi değildir. Gerçi, o da olsa böyle demez miydi zaten? 😉
başlık
Bibliyoraf: Yazarlık serüveniniz nasıl başladı, sizi bu mesleğe yönlendiren ne oldu?
Thomas Taylor: Başkalarının kitapları için çizimler ve kapaklar hazırlayan bir çizer olarak işe başladım, fakat sürekli diğer insanları beklemekten yoruldum ve bir şeyler yazmayı denemeye karar verdim. Uzun soluklu bir şeyler yazmaya cesaret etmeden önce uzunca bir süre boyunca resimli kitaplar yazıp çizdim. Benim için Tuhaf Deniz Kasabası kitaplarımın basıldığını görmek, adeta on yaşında bir çocukken ilk kez bir roman okuyup “acaba bir gün ben de bunu yapabilir miyim” diye düşünüp kurduğum hayalin gerçekleşmesi.
Bibliyoraf: Hangi türdeki kitapları okumayı seviyorsunuz? Bu seriye ilham olan kitap ya da kitaplar var mı? Varsa neler?
Thomas Taylor: Farklı farklı türlerden kitaplar okuyorum; fakat en sevdiklerim gizem, gizli saklı oyunlar ve belirsizlik içeren türler. Bilhassa bilimkurgu, urban fantezi, halk hikayeleri ve biraz da gerilim severim. Yazdıklarım üzerinde etkisi olan spesifik bir kitap yok; ama Phillip Reeve, Michelle Parver ve Phillip Pullman gibi yazarların üzerimde çok etkisi oldu.
thomas taylor
B: Tuhaf Deniz Kasabası birbirinden ilginç efsanelere ev sahipliği yapıyor. Anladığımız kadarıyla da yapmaya devam edecek. Peki bu efsaneler nereden aklınıza geldi? Bu seriden önce de efsanelere özel bir ilginiz var mıydı?
TT: Deniz kıyısının sonsuz olduğu Birleşik Krallık’ta her deniz mağarası, nehir ağzı ve falez için bir efsane veya hikâye vardır. Şu an bir deniz kenarında yaşıyorum ve deniz çekildiğinde kalkıp on yedinci yüzyıldan kalmış bir gemi enkazına gidebiliyor, her seferinde değişen kaya havuzlarında fosil arayabiliyor veya dondurucu deniz sisi bastırırken bir bataklıkta mahsur kalabiliyorum. Hatta bazı zamanlarda sahilde dinozor ayak izlerine bile denk gelmek mümkün. Bu izleri taşıyan çamurlar milyonlarca yıl sonunda taşa dönüşmüş oluyorlar, fakat yine de deniz suyu ile ıslanmaları sonucunda tam o anda yapılmış gibi görünebiliyorlar ve ne olur ne olmaz diye korkuyla arkamı kolaçan etmeme sebep oluyorlar. Her gün sahilde yürümek ve bütün bunları düşünmek hikayelerime ilham kaynağı oldu.
B: Gargantis’te zaman zaman kayıp eşya sorumlusu kurallarından bahsediliyor. Acaba kaç tane kayıp eşya sorumlusu kuralı var? Bu kuralları ileride bizlerle paylaşmayı düşünüyor musunuz?
TT: Kayıp eşya sorumlusu kurallarının yarısı Herbie tarafından uyduruluyor, yarısı da kayıp eşya bürosunda tuhaf yerlere sıkıştırılmış bir şekilde bulunuyor. Pek sistemli değiller. Yüzden fazla olabilir, ama Herbie ne zaman gerilmiş olsa (yani çoğu zaman) sadece birkaç tanesini hatırlayabiliyor ve bunlar da bir şekilde Herbie’nin zorlukları atlatabilmesine yardımcı oluyor. Bazı sevdiği kuralları, müsvedde kağıtlara yazıp her gün görebileceği bir yere asıyor. Gelecek kitaplarda da Herbie yine birkaç yeni kuraldan bahsedecek.
başlık
B: Serinin ileriki kitaplarında Tuhaf Deniz Kasabası’ndaki büyünün kaynağını açıklamayı düşünüyor musunuz? Biz okuyucular olarak bu durumun altında yatan sebebi oldukça merak ediyoruz.
TT: Tuhaf Deniz Kasabası’nın gizemlerini daha derinlemesine beşinci kitapta işlemeyi planlıyorum ve bu sorunun cevabına da orada değineceğiz. Ayrıca Violet’in ebeveynleri hakkındaki cevaplanmamış sorular, Herbie’nin gizemli geçmişi ve Malamander’in doğası gibi birçok konuya da değinilecek. Başka spoiler yok! Şu anda dördüncü kitap üzerinde çalışıyorum.
B: Kitapta kendinizle bağdaştırdığınız ya da çevrenizdeki insanlardan ilham alarak yarattığınız bir karakter var mı?
TT: Bütün karakterler hayal ürünü, fakat birkaç tanesi gerçekten tanıdığım veya yaşadığım yerde gezerken denk geldiğim insanlardan ilham alınarak oluşturuldu. Örneğin, Fosil Hanım tarihi bir figür olan Mary Anning’ten ve deniz çekildiği zaman kıyıyı tararken gördüğüm birkaç kişiden biraz da olsa ilham alınarak oluşturuldu. Leydi Kraken ise öğrenci olduğum yıllarda yaşadığım binanın sahibi olan kadından ilhamını aldı. Ayrıca Sebastian Yılanbalık gibi birkaç insan tanıdığımı da söyleyeyim. Ama özünde kitaplarımdaki her karakter hayal ürünü.
thomas taylor
B: Eğer Tuhaf Deniz Kasabası’nda çalışan bir tur rehberi olsaydınız turistler için nasıl bir gezi planı hazırlardınız?
TT: Önce turistlerimize bu geziye çıkmak istediklerinden emin olup olmadıklarını sorardım; malum oldukça tuhaf ve rahatsız edici bir deneyim olabiliyor, hele de kış aylarındaysak. İlk olarak Büyük Nautilus Oteli ile başlardım ve Fosil Hanım’ın öğle yemeği için herkese kek dağıtacağı Enkaz İmparatorluğu’na gitmeden önce onları deniz kıyısından geçirip müzeyi ziyaret etmeye götürürdüm. Tam da kendilerini güvende hissederlerken, Sebastian Yılanbalık’ın evinin önünden hızlıca geçip Deniz Maymunu’na danışmak için Kitap Dispanseri’ne doğru yönelirdik. Daha sonrasında, ölümü ve bataklığı göze alarak sahile inerek tuhaf şeyler arar ve Leviathan savaş gemisinin enkazına cüret edebildiğimiz kadar yaklaşırdık. Hemen ardından da balık ve patates kızartması yemek için Martık’ın Yeri’ne sığınabiliriz. Eğer bu çetin sınavdan sonra hayatta kalıp hala kendinden emin olan varsa onları akşam Salyangoz & Mors Kafesi’ne gönderirdim, ama bu pek iyi bir sonla bitmeyebilir.
B: Bildiğimiz kadarıyla Tuhaf Deniz Kasabası Efsaneleri serisi beş kitaptan oluşacak. Seri bittikten ne tür kitaplar yazmayı planlıyorsunuz ya da planladınız mı?
TT: Gerçekten de Tuhaf Deniz Kasabası Efsaneleri serisini bitirdikten sonrası için birkaç fikrim var. Bu yeni proje hakkında pek bir şey söylemek istemiyorum, ama okuyucularımı bu dünyadan uzaklara götürmek istediğimi belirteyim…
B: Keşke şu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı? Varsa sebebini öğrenebilir miyiz?
TT: Bu cevap vermekte zorlandığım bir soru. “Keşke bu fikri önce ben bulup farklı bir şekilde yazsaydım” dediğim birkaç tane kitap var, ama bunlardan bahsetmesem daha iyi olur sanırım.
B: Sorularımızı cevaplandırdığınız ve sizi konuk etmemize izin verdiğiniz için teşekkür ederiz. Son olarak Bibliyoraf okurlarına ve Türkiye’deki hayranlarınıza tuhaflık alfabesi ile bir mesaj yollamak ister misiniz?
Bu yazının redaktörlüğünü Ece Emre yapmıştır.
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Ama fakat ancak. Lakin fakat ama. Ve veya. Ya da çünkü. Ama fakat ancak. Lakin fakat ama. Ve veya. Ya da çünkü.
Sabah kalktım. Bugün yine çok geç kaldım. Saçımı yaptım. Güneş parlak harika. Dışarı çıktım. Arkadaşlar beni bekler. Aklımda hiç kimse yok. Kimse sahip olamaz bana ama ben onunum o benim. Başkaları gezebilir. Benim gönlüm özgür. Sabah kalktım. Bugün yine çok geç kaldım. Saçımı yaptım. Güneş parlak harika. Dışarı çıktım. Arkadaşlar beni bekler. Aklımda hiç kimse yok. Kimse sahip olamaz bana ama ben onunum o benim. Başkaları gezebilir. Benim gönlüm özgür.
Sabah kalktım. Bugün yine çok geç kaldım. Saçımı yaptım. Güneş parlak harika. Dışarı çıktım. Arkadaşlar beni bekler. Aklımda hiç kimse yok. Kimse sahip olamaz bana ama ben onunum o benim. Başkaları gezebilir. Benim gönlüm özgür.
Yazıyı burada paylaş: