Locke Lamora’nın Yalanları, fantastik edebiyatın sevilen serilerinden olan Centilmen Piç serisinin ilk kitabı. Scott Lynch’in yazdığı seri, ilk kitap çıktığından beri popülerliğini koruyor.
Ayrıca seri günümüzde hâlâ yazılmaya devam ediyor. Serinin hayranları çok uzun -doğrusu çoooooook uzuuuun- süredir dördüncü kitabın çıkmasını bekliyor, ama bu başka bir yazının konusu. Bu yazımızda sizlere Locke Lamora’nın Yalanları’nı okumanız için beş neden derledik. İyi okumalar!
1. Locke Lamora ve Cezbedici Karakterler
“Boğazında kanayan bir kesik olsa ve bir hekim o kesiği dikmeye çalışsa, Locke iğneyle ipliği çalar ve kahkahalar atarak geberip gider. Çocuk… çok fazla çalıyor.”
Locke Lamora’nın Yalanları, Scott Lynch
Locke Lamora’nın Yalanları‘nın en iyi özelliklerinden biri, karakterleri. Özellikle de kitaba da ismini veren Locke Lamora. Locke bir hırsız ve Centilmen Piçler isimli çetesiyle birlikte çalışıyor. Çetede Sanza kardeşler, Böcek ve Locke’ın ailesi sayılabilecek tek kişi olan Jean Tannen yer alıyor. Hep beraber plan yapışlarını ve günlük hayatlarından kesitleri görmek, çeteye hemen ısınmanızı sağlıyor. Centilmen Piçlerin kendi aralarındaki etkileşimler o kadar samimi ve sıcak ki… Karakterler uzun süredir beraber yaşadıkları için, birbirlerinin ailesi olmuşlar. Onların hem geçmiş hem de günümüzdeki hallerini görmek de bu duruma katkı sağlıyor. Çete kendini kolayca sevdirince, hikâyenin etkisi çok daha fazla oluyor.
Kitabı sırf Locke Lamora ile tanışmak için bile okuyabilirsiniz. Çoğu karakter ilginç olsa da Locke, kuşkusuz diğer karakterlerden farklı bir kumaşa sahip. O, hem çetesinin lideri hem de planların arkasındaki beyin. Tabii plan yaparken diğerlerinin de faydası oluyor, fakat en iyi fikirler daima Locke’tan çıkıyor. Aynı zamanda fiziksel olarak biraz daha güçsüz kaldığından, küçüklüğünden beri istediklerini elde edebilmek için zekâsını ve ikna yeteneğini kullanıyor. Aldığı eğitim sayesinde her ortama uyum sağlama kabiliyetini de işin içine katınca, durdurulamaz bir dolandırıcı oluyor. Şehirde bir diğer ismiyle “Camorr’un Belası” olarak ün salıyor. Locke ile ilgili daha anlatılabilecek çok şey var, onlar da kitaba kalsın.
Editörün notu: Leigh Bardugo’nun çok sevilen karakteri Kaz Brekker’ı yaratırken Locke Lamora’dan ilham aldığını biliyor muydunuz? :))
2. Camorr Şehri ve Yaratılan Dünya
“Bazen bütün bu şehrin tanrılar suça bayılıyorlar diye yaratıldığını düşünüyorum. Yankesiciler sıradan halkı, tüccarlar kandırabildikleri herkesi, Capa Barsavi hem soyguncuları hem de sıradan halkı, küçük soylular da neredeyse herkesi soyuyor.”
Locke Lamora’nın Yalanları, Scott Lynch
Camorr şehri oldukça kendine has, karmaşık ve suç dolu bir yer. Bir kitap okurken o kitabın dünyasını öğrenmeyi sevdiğim için Camorr, kitabı sevmemde etkili oldu. Şehir, Venedik gibi kanallarla dolu. Büyü ve fantastik evren sayesinde sadece şehir değil, şehrin içindeki binalar da ilginç bir yapıya sahip. Özellikle de cam kuleler.
Ayrıca Camorr hem soyluların hem hırsızların yuvası olan bir mekân. Şehrin bazı kısımları daha yoksul iken bazı bölgeler daha zengin. Locke Lamora’nın Yalanları’nda iki tarafı da ziyaret etme fırsatı buluyoruz. Uzun lafın kısası, kitaplarda farklı mekânlar görmeyi seviyorsanız, Camorr şehrine bir şans verebilirsiniz.
3. Zekice Yapılan Planlar
“Locke’un başlıca kuralı şuydu: İyi bir üçkağıdın planlanması üç ay, prova edilmesi üç hafta ve kurbanın güvenini ebediyen kazanmak ya da kaybetmek üç saniye sürerdi.”
Locke Lamora’nın Yalanları, Scott Lynch
Eğer kitaplarda zekice işlenmiş planları okumayı seviyorsanız, Locke Lamora’nın Yalanları tam size göre. Locke Lamora ve çetesi, yani Centilmen Piçler, dolandırıcılık ile uğraşıyorlar. Dolandırıcılık ve hırsızlık yaptıkları için devamlı plan yapmak zorundalar. Düşmanları ise onlardan az değil. İki tarafın da planları çok detaylı ve dikkatli düşünülmüş oluyor. Plan yapmak için kısıtlı süreleri olduğu durumlarda bile bir şekilde çözüm üretiyorlar. Centilmen Piçlerin düşmanlarına karşı verdikleri savaş, fiziksel olduğu kadar mantıksal bir üstünlük sağlama yarışı oluyor. Tarafların bu şekilde mücadele etmesi, kurguyu çok daha heyecanlı yapıyor. İnce düşünülmüş planlar olmasının başka bir güzel yanı da, o planların altüst oluşunun çok daha ilginç olması.
4. Şaşırtıcı Ters Köşeler
Bazı kitaplarda ters köşeler tahmin edilebilir ancak Locke Lamora’nın Yalanları o kitaplardan değil. Sonraki sayfalarda olayların nasıl gelişebileceğini asla tahmin edemiyorsunuz. Aynı zamanda ters köşeler, sırf şaşırtıcı etkisi için yazılmamış ve kurgunun ilerleyişine göre mantık çerçevesini koruyor. Beklenmedik olaylar okuyucuyu daima heyecan ve merak içinde bırakıyor. Özellikle sonlarına doğru kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. Merak duygusunu koruma yönünden Scott Lynch başarılı bir iş çıkarmış. Ayrıca ters köşeler, daha ilk sayfaları okurken karşımıza çıkıyor. Yazar hiç beklemeden okuyucuyu şaşırtmaya başlıyor. Eğer beklenmedik bir olay örgüsü okumak istiyorsanız, sizi şaşırtma konusunda Locke Lamora’nın Yalanları’na güvenebilirsiniz.
5. Yazarın Başarılı Anlatımı
Kitabın başarılı olmasında Scott Lynch’in yazım tarzının da etkisi büyük. Locke Lamora’nın Yalanları, geçmiş ve şimdiki zaman arasında geçiş yaparak ilerliyor. Bu geçişler ise okuyucuyu sıkmıyor. Aksine, hikâyenin daha güçlü olmasını sağlıyor. Özellikle bazı kritik anlarda yapılan hatırlatmalar ve geçmişteki anılar vurucu oluyor. Geçmişle günümüz arasındaki geçişlerin bir diğer katkısı da karakterleri daha iyi tanımamızı sağlaması. Locke ve çetesinin küçüklük hâllerini görmek, onları sevmemizi ve anlamamızı sağlıyor. Eğer anılarını hiç öğrenmeseydik, karakterlerin bazı davranışları çok saçma görünebilirdi. Fakat neler yaşadıkları bildiğimiz için bütün parçalar yerine oturuyor.
Yazının sonuna ulaştık. Umuyoruz ki sizi Locke Lamora’nın Yalanları‘na bir şans vermeye ikna edebilmişizdir. Eğer kitabı okuduysanız, düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşabilirsiniz. Başka yazılarda görüşmek üzere, kitaplarla kalın!
Kapak görselindeki illüstrasyon AKRU tarafından çizilmiştir.
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş: