Studio Ghibli’nin birçok rengarenk, tatlı, macera dolu ve büyülü filmi var. Bu filmler arasından en çok tanınanlarından biri ise Howl’s Moving Castle, ya da Türkçe ismi ile Yürüyen Şato. Miyazaki’nin yönettiği film, Diana Wynne Jones’un aynı isimli kitabından uyarlanmış.
Miyazaki kitabı uyarlarken doğal olarak hem yeni detaylar eklemiş, hem de kitaptaki olayları biraz kırpmış. Bu yazıda sizlere kitapta bulunan fakat filmde bulunmayan 5 detayı derledik. İyi okumalar!
Not: Kitabı ve filmi karşılaştırırken doğal olarak hikâyenin bir kısmını açıklayacağım. Bunların Yürüyen Şato’yu izlerken veya okurken alacağınız zevkini bozmayacağını düşünüyorum. Fakat yine de sizi uyarmak istedim.
1. Sophie’nin Diğer Kız Kardeşi
Yürüyen şato yürüyen şato yürüyen şato.
Yürüyen Şato’nun filminde, Sophie’nin kız kardeşi Lettie’yi ziyarete gittiğini görüyoruz. Pastanede çalışan Lettie ile film boyu sadece orada karşılaşıyoruz. Romanda ise Sophie’nin itek değil, ki kız kardeşi var. Ve bu kardeşlerin rolü filmdeki rollerine göre çok daha önemli. Filmde kendisine yer bulamayan ailenin en küçük kardeşi Martha, babalarının ikinci evliliğinden doğuyor. Babaları öldüğü zaman en büyük kardeş olduğu için Sophie’ye şapkacı dükkanı kalıyor. Lettie eğitim görmek isterken iyi bir eş bulabilmesi için pastanede çalışmaya başlıyor. Martha ise Lettie’nin aksine bir eş bulup, aile kurmak istiyor. Fakat eğitim alması için uzaktaki bir cadının yanına gönderilen de o oluyor. Bu nedenle de ikili gizlice yer değiştiriyorlar. Martha ve Lettie’nin bu planı filmde kendine yer bulamamış. Miyazaki iki kardeşi birleştirip tek bir karakter yaratmayı tercih etmiş.
Yürüyen şato yürüyen şato yürüyen şato.
2. Howl’un Çırağı Michael
Filme olduğu gibi kitapta da Howl’un bir çırağı var. Filme Markl olarak tanıdığımız bu çırak 10 yaşında küçük bir çocuk. Dış dünyayla pek bir ilişkisi olmayan bu karakterin ne bir akrabası ne de bir arkadaşı var.
Karakterin kitaptaki versiyonuna baktığımızda ise ilk fark ettiğimiz detay farklı bir isime sahip olması oluyor. Kitapta Michael Fischer ismini alan bu karakter filmdekinin aksine on değil, on beş yaşında. Ayrıca filmdeki versiyonunun aksine dış dünyadan o kadar da bağımsız değil. Michael’ın hoşlandığı bir kız var. Hem de bu kız, Sophie’nin kardeşlerinden bir tanesi. Bu detay bir yandan Sophie için işleri daha da karmaşıklaştırırken diğer yandan da karakteri daha dolu dolu biri haline getiriyor.
3. Şatonun Galler’e Açılan Kapısı
Yürüyen şatonun birden fazla yere açılan bir kapısı bulunuyor. Bu kapının açıldığı yerlerden biri de Howl’un memleketi olan Galler. Bu geçit sayesinde Howl’un ailesinden kişileri, tanıdıklarını ve karakterin geldiği yeri görme imkanımız oluyor. Filmde de böyle bir kapı var. Fakat bu kapı Galler’e değil, bambaşka bir yere açılıyor. Bununla birlikte filmde gerçek dünyanın lafı hiç geçmiyor. Peki o zaman filmdeki kapı nereye mi açılıyor? Yürüyen Şato’nun Galler kapısı, filmde savaş alanına açılıyor. Kitapta savaşa açılan bir kapıyı bırakın, savaşın kendisi bile bulunmuyor. Miyazaki savaş karşıtı bir düşünce yaratmak için filme böyle bir olay eklemiş. Yönetmenin birçok filminde bu savaş karşıtı temaya rastlayabilirsiniz.
Yürüyen şato yürüyen şato yürüyen şato.
4. Sophie’nin Büyülü Güçleri
Hikâyenin başında, Sophie Çöl Cadısı tarafından lanetleniyor ve bu yüzden de yaşlı bir kadına dönüşüyor. Fakat filmde lanetin tam olarak nasıl işlediği anlatılmıyor. Kitapta ise lanetin çok farklı bir sebebi olduğunu öğreniyoruz.
Sophie, etrafındaki nesneleri konuşarak etkileyebiliyor. Örneğin, bir şapkayı dikerken herkesin onu beğeneceğini söylerse, şapka büyüleniyor ve gerçekten herkes onu beğeniyor. Bu yüzden de Sophie kendisine yaşlı kadın olarak hitap etmeye devam ettikçe, yaşlı kalıyor. Filmde ise Sophie’nin herhangi bir sihirli güce sahip olduğu ile ilgili bir bilgi yok.
5. Howl ile Sophie’nin İlk Karşılaşması
Filmin başında, bir erkeğin Sophie’yle konuşmaya çalıştığını görüyoruz. Sophie, bu durumdan pek hoşlanmıyor fakat aynı zamanda adamdan da kurtulamıyor. Adam ancak Howl araya girdiğinde Sophie’yi rahat bırakıyor. Daha sonrasında ikilinin peşlerindeki canavarlardan kurtulmak için oradan uçarak kaçmalarına tanık oluyoruz. Filmde bu sahne tatlı bir detay olarak görünüyor. Howl ve Sophie’nin ilk karşılaşması kitapta ise çok daha farklı bir şekilde işleniyor.
Yürüyen şato yürüyen şato yürüyen şato.
Romanda, Sophie ile sohbet etmeye çalışan adamın Howl olduğunu görüyoruz. İkilinin uçtukları sahne ise kitabın ileriki bölümlerinde karşımıza çıkıyor. Yani anlayacağını ikilinin tanışması filmdeki kadar tatlı ve romantik bir sahne olmuyor. İkilinin ilişkilerindeki tek fark bununla da sınırlı kalmıyor. Filmde karakterlerin genel olarak daha rahat ilerleyen bir ilişkisi var. Kitapta ise ilişkileri filmdeki kadar pürüzsüz ilerlemiyor. Fakat Yürüyen Şato’nun aynı isimli serinin ilk kitabı olduğunu belirtmekte de fayda var. Sonuçta filmdeki sürenin aksine üç kitaplık bu seride, ikilinin ilişkisinin ilerleyişi için daha çok yer ayrılıyor.
Özetle, Yürüyen Şato’nun kitabı ve filmi arasında küçüklü büyüklü birçok farklılık var. Ben de bu yazıda iki eser arasındaki farklılıkları anlatmaya çalıştım. Hikâye ile tanışmanız film sayesinde olduysa, kitaplara da mutlaka bir şans verin derim!
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
filminin bu kadar mükemmel tasvirlerinin asıl hikayesinde (kitapta) nasıl aktarıldığını gerçekten merak ediyordum sizler sayesinde kitap hakkında biraz daha fikir sahibi olmaktan memnunum. temin edebileceğim bir site bulursam kitabını da almak ve okumak istiyorum