Herkese merhaba! “Yeni başlayanlar İçin” yazı dizimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bu yazımızda fantastiğin bir alt dalı olan epik fantastiğe ilk adımlarımızı atacağız. Epik fantastik türü hakkında bilgi almak ve türe hangi kitaplardan başlamanız gerektiğini öğrenmek istiyorsanız sizi yazımıza alalım.
İlk olarak, epik fantastik dünya edebiyatında high fantasy olarak biliniyor. Gelin öncelikle bu high fantasy teriminin bize aslında ne anlatmak istediğini bir çözümleyelim. Burada bahsedilen “high” terimi, kelime anlamının karşılığı olan “yüksek” ile tam olarak aynı nitelikte değil. Bu terimi daha çok, fantastik unsurların yoğun olarak kullanılması ve yaratılan dünyanın gerçeklikten tam anlamıyla uzak olması şeklinde özetleyebiliriz. Epik fantastik alt türü, bildiğimiz ve içerisinde yaşadığımız dünyadan bağımsızdır. Bu türdeki kitaplarda karşımıza bambaşka bir evren çıkar. Kitapların içerisinde pek çok kahraman bulunur ve her birinin farklı bir yolu, amacı vardır. Bir diğer deyişle, epik fantastik eserler, bize ismini aldığı epik kavramını sonuna kadar karşılayan masalsı bir yolculuğa çıktığımızı hissettirir. Ancak, bu masallar bildiğimiz masalların aksine, iyinin ve kötünün ezeli mücadelesini en çarpıcı ve olabildiğince kanlı şekilde anlatmaktadır.
Yeni Başlayanlar İçin: Epik Fantastik
Epik Fantastik fakat
Epik fantastik eserlerde yalnızca gerçek dünyadan tamamen bağımsız, yepyeni bir dünya kurgulanmakla kalınmıyor elbette. Yaratılan dünyada yaşayan ırklar, bu ırkların sosyo-kültürel yapıları, coğrafyaları, o dünyaya ait özel büyü sistemleri ve orada bulunan fantastik yaratıklar da ayrıntılı olarak okurlara tanıtılıyor. Bu açıdan epik fantastik eserler çoğunlukla sayfa sayısı fazla olmakla birlikte uzun soluklu seriler şeklinde karşımıza çıkıyor. Ayrıca epik fantastik eserlerde hayal gücünün sınırsız işlenebiliyor olması özelliği oldukça önemli. Nitekim türün yazarları kurgularını aceleye getirmeksizin, okuyucuyu tamamen dünyanın içine alacak şekilde ağır tempoda fakat sağlam adımlarla ilerlemenin keyfini çıkarıyor diyebiliriz. Fakat biz bu durumdan hiç de şikayetçi değiliz. Özellikle kitapların ilk sayfalarında bulunan dünya haritalarını incelemenin çok da zevk verdiğini söyleyebiliriz!
Dilerseniz şimdi, okuyup bitirdiğinizde etkisinden uzun süre çıkamayacağınız destansı kurgulara sahip birkaç epik fantastik eser üzerinde konuşmaya geçelim. Aşağıda bahsedeceğimiz kitaplar türe yeni başlayanlar için uygun olan, en bilinen ve sevilen örnekler olacak. Eğer siz zaten bir epik fantastik okuyucusuysanız, merak etmeyin, sizleri de unutmadık. Yazının devamında hem yerli, hem yabancı pek çok yazardan epik fantastik eser önerimiz mevcut!
1. Yerdeniz – Ursula K. LeGuin
Okunması kolay ve oldukça akıcı olmasıyla birlikte, Yerdeniz Serisi’nin epik fantastiğe başlamak için ideal seçeneklerden bir tanesi olduğunu söyleyebiliriz. Yalnız sizi Le Guin’in kalemiyle tanıştıktan sonra kitaplarının bağımlısı olabileceğinize dair uyarmalıyız. Bu sebeple bir anda tüketmemenizi, yavaş yavaş okumanızı da tavsiye ederiz.
Yerdeniz Serisi, esasen yazarın parça parça yazdığı öykülerin bir araya getirilmiş hali. Seri en başta üçleme olarak planlanmış olsa da zaman içerisinde öykülerin sayısı altıyı buluyor. Serinin ilk kitabı olan Yerdeniz Büyücüsü, büyü gücü teyzesi tarafından fark edilen ve Dunny olarak hitap edilen (serinin kalanında Ged ismi ile anılıyor) ana karakter etrafında gelişiyor. İlk kitap Ged’in büyüsünü kullanmayı öğrenmesi ve büyücülük okulunda kurduğu dostluklar ile düşmanlıkları konu alıyor. Serinin geri kalanında ise yaratılan evren ve karakter sayısı genişliyor.
2. Elantris – Brandon Sanderson
Epik fantastiğe yeni başladığınız için sizlere Sanderson’ın daha çok bilinen Sissoylu veya Fırtına Işığı Arşivi serilerini önermek istemedik. Bu noktada öncelikle yazarın diline ve tarzına alışmak daha doğru bir karar olacaktır. Zaten Sanderson’u bir kere okuduğunuzda, kalan tüm kitaplarını da edinmek isteyeceksiniz.
Elantris, Brandon Sanderson’ın yayımlanan ilk kitabı. Tam da bu sebeple yazarın yazdığı en hafif kitap olduğu söylenebilir. Tanrılar Şehri Elantris’te yaşayan Elantrianlar, herkes tarafından saygı duyulan özel yeteneklere sahip. Fakat zamanla, yaşanan kötü olaylar sonucu Elantrianların büyü yetenekleri zayıflamaya başlıyor. Elantris de bu olayı takiben halkın kaosa sürüklenmesini anlatıyor. Her ne kadar tek kitap olarak yazılsa da, Sanderson, daha sonrasında yayınladığı Sınırsız Arcanum kitabına Elantris ile bağlantılı bir hikâye de eklemiş. Bu sebeple, kitabı edindikten sonra yazarın eserlerine devam etme kararı verirseniz Sınırsız Arcanum’u da atlamamanızı öneririz.
3. Centilmen Piç – Scott Lynch
Gentilmen Piç Serisi, ülkemizde daha çok ilk kitabı olan Locke Lamora’nın Yalanları serisi adıyla anılıyor. Her ne kadar yedi kitaplık olması planlanan serinin dördüncü kitabı dokuz yılın ardından hala çıkmamış olsa da bu seri herkesin okuması gereken kitaplar arasında bulunuyor.
Locke Lamora’nın Yalanları, Camorr şehrinin en belalı suçlusu Locke Lamora ve çetesinin maceralarına odaklanıyor. Camorr’un Belası olarak da bilinen Locke oldukça ünlü bir hırsız. Kendisi, dahiyane zihni, ustalıkla tasarlanmış planları, pratik kaçışları, su gibi akan yalanları ve sivri dili ile okurların kalbini çalan karakterler arasında. Seri bir yandan Locke’un aksiyon dolu hayatıyla tempoyu yüksek tutarken bir yandan da aile ve arkadaşlık temaları ile kalpleri ısıtıyor. Dili oldukça kolay, kurgusu inanılmaz ötesi ve çoğu okurun favorisi olan bu seri epik fantastik türüne başlamak için mükemmel bir seçim.
4. Kralkatili Güncesi – Patrick Rothfuss
Patrick Rothfuss’un Kralkatili Güncesi, bir türlü devamı gelmeyen bir diğer seri. Serinin son kitabı olacak olan üçüncü kitap, on bir yıldır okurlar tarafından bekleniyor. Her ne kadar kitapların kalınlıkları biraz göz korkutsa da Rothfuss’un dili oldukça akıcı olduğunu eklememiz lazım.
Seri, ana kahraman Kvothe’nin kendi hayatını anlattığı üç günü konu alıyor. Yani aslında her kitapta yıllar boyu süren maceralar okusak da gerçekte kitap boyu sadece bir gün geçiyor. Kvothe’nin çocukluğunu, gençliğini ve nasıl bir efsaneye dönüştüğünü kendi ağzından dinlememiz bu seriyi farklı kılan şeylerden sadece biri. Seri içerisinde müzik oldukça önemli bir konumda, Kvothe’nin kendisi de oldukça başarılı bir müzisyen. Kurulan dünyanın mitolojisi, büyü sistemi, şarkıları, efsaneleri ve şehirleri kolaylıkla okuru içine çekiyor. Kralkatili Güncesi, her okurun okuması gereken hem tatlı hem hüzünlü oldukça etkileyici bir seri.
5. Buz ve Ateşin Şarkısı – George R.R. Martin
Buz ve Ateşin Şarkısı, özellikle televizyon uyarlanmasıyla birlikte küresel çapta tanınan, oldukça başarılı bir seri. Fakat, yalnızca diziyi izleyenlerdenseniz çok şey kaybetmişsiniz. İşte tam da bu yüzden epik fantastiğe başlamak üzere bu seriyi tercih edebilirsiniz. Çünkü kitapların verdiği tat çok daha güzel!
Seri, yazarın yarattığı bambaşka bir dünya sisteminde geçmekle birlikte oldukça detaylı bir kurguya da sahip. İlk kitabın adı olan Taht Oyunları, aslında tüm serinin iki kelimeye indirgenmiş özeti: Bir taht çevresinde dönen türlü entrikalar, ihanetler, hırslar, ihtiraslar ve savaşların epik bir destanı. Serinin geçtiği Yedi Krallık’ta krallığa bağlı farklı haneler ve her haneden de önemli karakterler bulunmakta. Biz ise, krallıkta dönen her türlü entrikaya farklı bakış açılarından bakma imkanına sahibiz. Çünkü seride çok fazla ana karakter var. Her bir karakterin yazgısı ise farklı bir yola sahip.
Küçük bir not: Bu seride hiçbir karaktere çok fazla bağlanmamanız tavsiye olunur!
6. Yüzüklerin Efendisi – J.R.R. Tolkien
Efsanevi Yüzüklerin Efendisi Serisi’ni bilmeyeniniz yoktur. Sinema uyarlaması ile de çok geniş bir yankı uyandırmış bu seri, pek çok kişi için türünün en başarılı örneği olarak görülüyor.
Bu efsanevi üçleme, Tolkien’ın Orta Dünya’sında geçiyor. Yüzüklerin Efendisi konu itibariyle, Karanlık Lord Sauron’un geri dönüşü ile birlikte Orta Dünya ırklarının kötülüğe karşı verdiği mücadeleyi anlatıyor. Mücadelenin temelinde, Sauron’un İkinci Çağ’da kendisi için yaptığı güç yüzüğü yatıyor. Bir yandan güç yüzüğünün yok edilmesi diğer yandan Orta Dünya’yı tamamen sonsuz kötülüğe hapsedecek olan Sauron’a karşı verilen savaş bizleri epik anlamda sonuna kadar doyuruyor. Fakat seriyi bu kadar başarılı yapanın daha çok barındırdığı karakterler olduğunu söyleyebiliriz. Seriyi bitirdiğinizde çok yakın dostlarınıza veda ediyormuş gibi hissedeceğinizin teminatını gönül rahatlığı ile verebiliriz.
Epik fantastiğe başlangıç için bu kitapları seçerken temel kriterimiz dillerinin kolay ve akıcı olmasıydı. Ayrıca okuması ve takibi kolay olsun diye uzun serileri de seçmemeye çalıştık. Yazının başında da belirttiğimiz gibi birkaç önerimiz daha var. Eğer bu listedeki kitapları okuduysanız, sizi aşağıdaki önerilerimize alalım.
Yabancı Epik Fantastik:
- R. A. Salvatore – Drizzst Efsanesi Serisi
- Margaret Weis & Tracy Hickman – Ölüm Kapısı Serisi
- David Eddings – Belgariad Serisi
- Brandon Sanderson – Sissoylu Serisi, Fırtına Işığı Arşivi Serisi
- Anthony Ryan – Kuzgunun Gölgesi Serisi
- Brent Weeks – Işıkyaratan Serisi
- Michael J. Sullivan – İlk İmparatorluğun Efsaneleri Serisi
- Brian Mccellan – Barut Büyücüsü Serisi
- Mervyn Peake – Gormenghast Serisi
Yerli Epik Fantastik:
- Erbuğ Kaya – Giddar & Beşlerin Çağı
- Saygın Ersin – Yedi Kartal Efsanesi
- Barış Müstecaplıoğlu – Perg Efsaneleri
Bir yazımızın daha sonuna gelmiş bulunuyoruz. Umuyoruz ki, epik fantastiğin büyülü dünyasına dair hazırladığımız davetiyeyi beğenmişsinizdir. Okuduğunuz için teşekkür eder, iyi günler dileriz…
Bu yazı Güler Koçak ve Aylin Efe tarafından yazılmıştır.
Ama fakat ancak. Lakin çünkü fakat ama. Ama fakat ancak. Lakin çünkü fakat ama.
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
