Son on yılın en çok konuşulan kitaplarından Marslı’nın yazarı ve bilimkurgunun yükselen ismi Andy Weir’in son eseri Kurtuluş Projesi geçtiğimiz yıl yayımlandı. Kitap, Weir’in hayranları ve bilimkurgu sevdalıları tarafından heyecanla karşılandı.
Ben de Goodreads Choice Awards bilimkurgu dalı birincisi olan ve güzel tepkiler alan Kurtuluş Projesi’ni oldukça merak ediyordum. Yakın zamanda eseri okudum ve incelemesi ile karşınızdayım. İyi okumalar!
Kurtuluş Projesi Ne Anlatıyor?
Ryland Grace, komadan hafızasını kaybetmiş olarak uyanıyor ve bir süre sonra Dünya’da olmadığını fark ediyor. Yavaş yavaş gelen hatıraları ile içinde bulunduğu görevi hatırlıyor. Bir uzay görevinde olan Grace, insanlığın son umudu. Eğer görevini başarıyla gerçekleştiremezse Dünya’daki yaşamın sonu gelecek. Fakat o, üç kişilik mürettebattan yolculuğu sağ olarak atlatabilen tek kişi. Grace, mürettebatsız, Dünya’dan ışık yılları uzakta ve hafızasını kaybetmiş şekilde kalakalıyor. Uzayda tek başına olduğunu düşünürken ise beklenmedik bir yol arkadaşı buluyor. Ters giden her şeye rağmen yeni dostunun yardımıyla Grace, Dünya’yı kurtarabilecek mi?
İnsanlığa Optimist Bir Bakış
Eğer Dünya tehlikede olsa, sizce bütün devletler birleşip çözüm bulmaya çalışırlar mıydı? Ben bu soruya cevap ararken kararsız kalıyorum. Andy Weir ise Kurtuluş Projesi’nde “Evet, insanlık hep beraber kendilerini kurtarmaya çabalardı.” demiş. Kitapta bilim insanlarının kısa sürede bir araya gelmesi, devletlerin yaptığı yardımlar ve harcanan paralarla bütün Dünya birlikte çalışıyor. Kurtuluş Projesi’ni okurken bu hoşuma gitti. Sonuçta eserde sadece Dünya tehlikedeyken insanlık bir araya geldi, ama gerçekten ellerinden geleni hep beraber yaptılar. Genel olarak birçok milletin beraber çalışması, insanlığa karşı iyimser bir bakış açısı. Aslında kitapta bu kısım biraz arka planda kalıyor ve üzerine çok konuşulmuyor. Buna rağmen eserle ilgili aklımda kalan sevdiğim kısımlardan biri bu iyimserlik oldu.
Duygusal Anlar ve Klişe Laflar
Ben normalde kitaplarda kolay kolay duygulanmam. Fakat Kurtuluş Projesi, beni duygusal anlamda beklemediğim derecede çok etkiledi. En çok duygulandığım kısımlarından biri, bir insan ve uzaylı arasındaki dostluk öyküsüydü. Onlar hakkında çok fazla yazabilirim, ama spoiler almadan uzaylı ile tanışmanız sizin için daha iyi olur. Aynı zamanda verilen kararlar da beni etkiledi. İnsanlığın kaderinin bağlı olduğu bir görevde -sadece uzay kısmında değil, Dünya’da geçen kısımlarda da- çok zor kararlar ile baş başa kaldılar. İnsanlığı kurtarabilmek adına savunduğu tezlerden vazgeçmek zorunda kalanlar vardı. Bu anlar beni fazlasıyla etkiledi. Bir bilimkurgu eseri olduğundan, duygusal açıdan hiç beklentim yoktu. Ama bence bekliyor olsam dâhi, okurken gözlerimin dolduğu sahnelerde gözlerim yine dolardı.
Biz, evrimin müsaade ettiği kadar zekiyiz. Yani gezegenlerimizde baskın çıkmamıza yetecek minimum zekâya sahibiz.
Kurtuluş Projesi, Andy Weir
Aynı zamanda bazen karakterler kulağa çok klişe gelen laflar söylediler. Ben okurken fazla rahatsız olmadım. Yine de bazen “Gerçek bir insan böyle bir cümle söyler miydi?” diye düşünmeden edemediğim yerler oldu. Diyalogların bir kısmı kulağa doğal gelmiyor. Ayrıca kitaptaki komik anlar, duygusal anlar kadar öne çıkmıyor. Tabii ki eser komedi türünde yazılmamış, ama yazarın bazı kısımlardaki çabası fark ediliyor. Hiç iyi espri yoktu demiyorum, okurken sesli güldüğüm yerler de oldu. Biraz espri ve biraz duygusallık olması bence iki tarafını da daha güçlü kılıyor.
Açıklamalı Bilimkurgu kurtuluş projesi
Kurtuluş Projesi’nin en sevdiğim özelliği, kitaptaki mantığın sık sık açıklanması oldu. Bilimkurgu eserlerinde bilimsel terimlerin açıklanmasına pek sık rastlanmaz. Eğer bilimsel bir terim geçiyorsa, Weir onu hemen açıklıyor. Özellikle kitabın başındaki uzay aracı çizimi ve bazı yönlerinin anlatılması benim kitapta en sevdiğim detaylardandı. Kitaptaki farklı bilim insanlarının bulduğu sıra dışı çözümleri okumak çok zevkliydi. Andy Weir, yaratıcılığı ve hayal gücüyle beraber mantığını da kullanan bir yazar. Peki kitapta hiç mi mantık dışı olay yok? Tabii ki var. Ama küçük hatalar okurken beni rahatsız etmedi. Hatta o detayları kitap hakkındaki yorumları okurken fark ettim. Büyük resme bakınca, o mantık hatalarını yok sayabilirim.
Andy Weir’in Yazım Tarzı kurtuluş projesi
Kurtuluş Projesi yaklaşık beş yüz sayfalık, bilimsel terimler ve açıklamalarıyla dolu bir eser. Buna rağmen ben kitabı zorlanmadan okudum. Bunun en büyük nedeni Andy Weir’in dili. Weir’in anlatım tarzı sade ve samimiydi, okurken çok keyif aldım. Ayrıca eser hem hatıralar hem de şimdiki zamanda yaşananlar arasından ilerliyor. İki kısmın arasındaki geçiş, sıkılmamamı sağladı. Bölümler arasındaki geçişler ve romanın kurgusunun ilerleme hızı güzeldi. Olaylar ne çok hızlı ilerledi, ne çok yavaş. Hatta Kurtuluş Projesi sayesinde Andy Weir’in kaleminden ve yaratıcılığından o kadar etkilendim ki yazarın diğer kitaplarını da okumayı planlıyorum.
Uzun lafın kısası, eğer bilimkurgu okumayı seviyorsanız Kurtuluş Projesi’ne kesinlikle bir şans vermelisiniz. Bu kararınızdan pişman olmayacağınıza eminim. Ayrıca ek bilgi verelim, Kurtuluş Projesi şimdi filme uyarlanıyor! Ana karakter Grace’i Ryan Gosling’in oynayacağı filmin çıkış tarihi şimdilik net değil. Ben filmi özellikle uzayda geçen sahneler için heyecanla bekliyorum.
Bir yazının daha sonuna geldik. Siz Kurtuluş Projesi’ni okudunuz mu? Kitap hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda bizle paylaşabilirsiniz. Başka yazılarda görüşmek üzere. Kitaplarla kalın!
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş: