Bildiğiniz gibi her yılın haziran ayı onur ayı olarak kutlanmakta. Biz de Bibliyoraf ekibi olarak bu ayki röportaj köşemizde kuir bireyleri edebiyat camiasında oldukça başarılı bir şekilde temsil eden Adam Silvera’yı ağırlamak istedik. Ekibimizden Aydan Yalçın1 sizin için The Bookseller’ın Adam Silvera ile nisan ayında yaptığı röportajı dilimize çevirdi.
1: Bu metin Aydan Yalçın tarafından Bibliyoraf.com için çevrilmiştir. Çevirmenin ve Bibliyoraf’ın izni olmadan başka bir sitede kullanılamaz.
Bronx doğumlu otuz yaşındaki Adam Silvera, gey temalı hikâyeleri ile genç yetişkin türünün önde gelen isimlerinden biri. İlk kitabı Az Biraz Mutlu 2015 yılında yayınlandı ve hemen ardından gelen ikinci kitabı Bana Sadece Anılarımızı Bıraktın ile büyük bir başarı elde etti. Dünya’daki son günlerini birlikte geçiren iki genç adamın hikayesinin anlatıldığı ve Birleşik Krallık’ta büyük bir hit olan Ve Sonunda İkisi de Ölür, yılın ilk altı ayında Amazon kitap listelerinde ilk 30’dan inmedi. Şimdiyse bu kitap Star Wars’un yönetmeni J. J. Abrams tarafından HBO için diziye uyarlanıyor. Silvera’nın eserleri arasında Love, Simon adıyla filme uyarlanan Simon Homo Sapiens’e Karşı’nın yazarı Becky Albertelli ile ortak kaleme aldığı What if it’s Us (2018) da var.
“Yayıncıların kuir anlatıcılara sahip hikâyeler yayınlamamıza izin verildiğini bile bilmiyordum çünkü kitaplarda onlara pek denk gelmiyordum.”
Adam Silvera
The Bookseller: Ve Sonra İkisi de Ölür, Birleşik Krallık’ta olağanüstü bir başarı elde etti. Daha önce bu tür bir kitabın bu kadar ilgi gördüğünü hiç hatırlamıyorum. Tebrikler. Sence bu kitap neden burada bu kadar çok ilgi gördü ve bu ilgi karşısında sen neler hissediyorsun? Dünyanın dört bir yanında okurları bu kadar etkileyen şey neydi sence?
Adam Silvera: Queer Latinlerle ilgili bir kitabın dünyada bu denli başarılı olmasından dolayı gerçekten gurur duyuyorum. İkinci büyük başarı dalgasındaki en büyük pay, TikTok’un kitapseverlere adanmış alt bölümü olan BookTok’taki kitapsever kahramanlara ait. Bir yıldan fazla bir süre izole bir yaşam sürdükten ve hayatlarımızı yeniden gözden geçirdikten sonra, insanlar, olmak istediğin kişiyi keşfetme ve buna ulaşmak için risk almakla ilgili bu hikâyeyle bağ kurdu.
The Bookseller: Kitabın adı ve konsepti şaşırtıcı derecede cüretkâr. Kitabına bu ismi vermene neden olan şey neydi? Ve kitabına böyle bir isim vererek kurgunun sonunu ele verme riskinden endişe duydun mu?
Adam Silvera: Benim için bu hikâye her zaman varılacak nokta hakkında değil de yolculuğun kendisi hakkındaydı. Kitabın adı oldukça akılda kalıcı, bu da pazarlama için harika bir şey, çünkü kitabın adının aslında gerçeği yansıtmadığına inanan insan sayısını bilseniz, şaşırırdınız!
Adam Silvera
The Bookseller: Hep yazar mı olmak istedin? Yazar olmak için ne tür bir yol izledin? Büyük çıkışının nasıl olacağını düşünüyordun?
Adam Silvera: 11 yaşımdan beri yazıyorum ve ergenliğimin son yıllarına geldiğimde bunu bir kariyer olarak sürdürmek istediğimden artık emindim. Üniversiteye falan gitmedim. Tam manasıyla sürekli yazdım ve gittikçe daha iyi hale geldim. Sanırım en büyük çıkışım, edebi toplulukların, farklı kültürleri temsil eden bireylerin hikâyelerini savunduğu bir dönemde kuir Porto Rikolular hakkındaki hikâyelerimi yayınlamakla olacaktı. Aksi takdirde o hikâyeler hiç duyulamayabilirdi.
The Bookseller: Benim gibi, kırklı yaşlarımın sonlarında, eşcinsel ya da kuir karakterler hakkında hiç bu tarz kitaplar okumamış biri için bu durum biraz baş döndürücü. Sektördeki heteroseksüeller için “sizin gibi insanları” kitaplarda görememenin nasıl bir şey olduğunu ve bunun sizin için ne anlama geldiğini açıklayabilir misin?
Adam Silvera: Yayıncıların peşinde koştuğum dönemlerde kendimi hetero anlatıcılar yazarken bulmuştum. Kuir anlatıcılara sahip hikâyeler yayınlamamıza izin verildiğini bile bilmiyordum çünkü kitaplarda onlara pek denk gelmiyordum. Ben büyürken bu tür hikâyeler popüler değildi ve halihazırda onlarla dolu olan raflara daha fazla hetero hikayeler ekleseydim çok fark yaratan bir kariyerim olmazdı doğrusu. Bu benim gerçeğim ya da anlatmaya hazır olduğum bir hikâye değildi. Ancak bunu isteyen marjinal yazarlara da özgürlük ve başarı diliyorum.
başlık
TB: Yazarak bir gün nasıl geçiyor? Az Biraz Mutlu’nun ilk taslağını iki buçuk ayda yazdığını okudum. Bunu nasıl yapabildin?
Adam: Az Biraz Mutlu’nun ilk taslağını yazdığımda çalışmıyordum, ancak Ve Sonunda İkisi de Ölür’ü yazarken çalışıyordum ama o da yaklaşık aynı zamanı aldı. Hikâyeyi sevmek beni ateşliyor. Eğer kurguyu kafaya taktıysam buna zaman yaratabiliyorum. Ama artık bir kitabın taslağını iki ayda oluşturamıyorum. Maalesef artık daha fazla mükemmeliyetçiyim ve bu da beni oldukça yavaşlatıyor. Ancak teslim tarihine yaklaştığımda tekrardan hız kazanıyorum.
TB: Popüler olan bir diğer kitabın ise “Kuir X-Men” olarak tanımladığın Infinity Son. Sence fantastik temalı, süper kahramanlı ve bilim kurgu türündeki kurgular LGBT bireyleri arasında neden bu kadar popüler?
Adam: Süper kahramanlar ve kuir bireyler ikili kimlikler konusunda genellikle benzerlik taşırlar. Bu benzerlik, kimseye açılmamış olsalar bile rahatlatıcı olabilir. Bu fazlasıyla güç verici bir durumdur.
TB: Sence hayattaki en önemli şey nedir?
Adam: İyi ve güvenilir olmak, kendinize karşı korumacı olurken aynı zamanda eylemlerinizin diğer insanlar üzerindeki etkisini ve hatta onlara verebileceği zararı da göz önünde bulundurmak.
TB: Genç LGBT bireylerinin bağ kurabileceği kitaplar yazma ayrıcalığına sahip olmak nasıl bir şey? Bu yüklendiğin bir sorumluluk mu yoksa çok kafa yormadığın bir şey mi?
Adam: Üzerinde durduğum bir sorumluluk. Ancak bunun itici güç olmasına izin verirsem, hiçbir şey yapamam. Öykülerimden birini okuduğunuzda, sizi değiştiren –küçük ya da büyük– bir şeyle ayrılacağınızı ummakla yetiniyorum sadece.
başlık
TB: Yapabilseydin eğer, yazarlığa başlarken kendine ne tür bir tavsiye verirdin?
Adam: Yazmak zordur, bu yüzden okumak istediğin hikâyeleri yazmaya devam ettiğinden emin ol.
TB: Şu an ne işle meşgulsün?
Adam: Becky Albertalli ile birlikte yazdığım ve geçtiğimiz yılın aralık ayında yayımlanan What If it is Us’ın devamı olan Here’s to Us’ın revizyonu üzerinde çalışıyorum.
Kaynak: The Bookseller
Bu yazının redaktörlüğünü Aydan Yalçın yapmıştır.
Sabah kalktım. Bugün yine çok geç kaldım. Saçımı yaptım. Güneş parlak harika. Dışarı çıktım. Arkadaşlar beni bekler. Bugün okul yok. Bir şeyler bulmam lazım. Sabah kalktım. Bugün yine çok geç kaldım. Saçımı yaptım. Güneş parlak harika. Dışarı çıktım. Arkadaşlar beni bekler. Bugün okul yok. Bir şeyler bulmam lazım. Sabah kalktım. Bugün yine çok geç kaldım. Saçımı yaptım. Güneş parlak harika. Dışarı çıktım. Arkadaşlar beni bekler. Bugün okul yok. Bir şeyler bulmam lazım.
Ama fakat lakin. Ancak ve ancak. Çünkü ya da veya. Ve ile. De. Ancak ve ancak. Ama fakat lakin. Ancak ve ancak. Çünkü ya da veya. Ve ile. De. Ancak ve ancak. Ama fakat lakin. Ancak ve ancak. Çünkü ya da veya. Ve ile. De. Ancak ve ancak.
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş:
