Bugün polisiyenin kraliçesi Agatha Christie’nin doğum günü! Dedektiflik öyküleriyle tanıdığımız Agatha Christie, dünyada kitapları en çok satan yazarlardan biri ve eserleri en çok dile çevrilen yazar. Bugün de onun doğum günü olduğundan, biz de sizin için Agatha Christie yazar dosyası hazırladık. Gelin bu büyük yazarı daha yakından tanıyalım. İyi okumalar!
Agatha Christie’nin Hayatı agatha christie
Dame¹ Agatha Mary Clarissa Christie, 15 Eylül 1890’da Devon’da doğdu. Çocukluğunda evde yaşadığı can sıkıntısı, onu kitaplara yöneltti. Beş yaşındayken kendi kendine okumayı öğrendi. Bir süre evde eğitim gördü, sonra yatılı bir okulda okumaya başladı. Orada piyano ve şan eğitimi aldı. Çeşitli nedenlerden dolayı müzisyen olmaktan vazgeçti. Eğitimini tamamladıktan sonra evine geri döndü. Yazı yazmaya bu zamanlarda başladı. Agatha 1914’te, yirmi dört yaşındayken, Archiebald Christie ile evlendi. Evliliklerinin ilk yıllarında beraber pek vakit geçiremediler, çünkü Birinci Dünya Savaşı patlak vermişti. Archiebald Fransa’ya savaşa gitti, Agatha ise İngiltere’de kaldı ve gönüllü olarak hemşirelik yaptı. Kitaplarında gördüğümüz zehirler ve eczacılık ile ilgili bildiklerini öğrenmeye orada başladı.
Not 1: “Dame”, İngiltere’de sadece kadınlara verilen, şövalyelik unvanına denk bir unvan. Türkçe olarak tam bir karşılığı yok.
Savaş bitti, Archiebald döndü ve tek çocuğu Rosalind Margaret Clarissa doğdu. Birkaç yıl sonra Christie, eşiyle beraber İngiltere’nin kendi kolonilerinde yaptığı tura çıktı. 1920’lerde Hindistan, Kanada, Avusturalya, Afrika’nın büyük kısmı ve daha birçok yer İngiltere’nin yönetimi altındaydı. Gezilecek yer çok olunca, gezi on ay sürdü. Gezide gördüğü yerler ile yaşadığı deneyimleri daha sonra romanlarında kullandı. Ayrıca bu gezide sörf yapmayı öğrenerek ilk sörf yapabilen İngilizlerden biri oldu.
Christie’nin Kayboluşu ve Hayatının Sakin Dönemi
1926’da annesinin ölümü ve üstüne gelen olaylar onu depresyona sürükledi. 3 Aralık 1926’da Agatha, nereye gittiğini haber vermeden evden ayrıldı ve kayıplara karıştı. Christie, 10 gün sonra bir otelde bulundu. Otele kendini farklı bir isimle tanıtmıştı ama oradaki çalışanlar onu tanıdı ve polise haber verdiler. İşin ilginç tarafı, Christie kayıp olarak geçirdiği on günü hatırlamıyor. Hatta evine döndüğünde eşini bile tanıyamadı. İyileştikten sonra Archiebald’la boşandılar, Agatha birkaç sene sonra Max Mallowan ile evlendi ve hayatı yavaş yavaş düzene oturdu. Daima yazmaya devam etti. Gezdi, çalıştı, İkinci Dünya Savaşı’na tanık oldu. Özellikle savaş bittikten sonraki yaşamı, çok daha sakin geçti. 1970’lerde yaşlılıkla beraber sağlık sıkıntıları yaşamaya başladı, buna rağmen yazmayı bırakmadı. O zaman yaşadığı sağlık sorunlarına bir teşhis konulmadı ama şimdi bazı araştırmacılar Christie’nin Alzheimer’a yakalandığını düşünüyor. Christie, 12 Ocak 1976’da, 85 yaşındayken hayata veda etti.
Yazarlık Macerası agatha christie
Agatha Christie, on sekiz yaşındayken hobi olarak hikayeler yazmaya başladı. O dönemde yazdığı hikayelerden bazıları ilerde tekrar düzenlenip yayınlandı. Öykü yazmaya başladığı zamanlar dedektiflik hikayeleri yazmıyordu. Birinci Dünya Savaşı döneminde bu türe geçiş yaptı. Hercule Poirot’un göründüğü -Hercule Poirot Agatha Cristie’nin en ünlü karakterlerinden biri. Poirot’u Christie’in yazdığı otuz üç roman ve sayısız kısa hikâyede görmek mümkün.- ilk dedektiflik romanı Ölüm Sessiz Geldi’yi yazarken deneyimlerinden ve etrafta gördüklerinden ilham aldı. Hayatını anlatırken söylediğim gibi o zamanlar gönüllü olarak hemşirelik yapıyordu ve zehirlerle ilgili bilgisi vardı. Kitabı yazdıktan sonra yayınevlerine gönderdi fakat roman altı farklı yayınevi tarafından reddedildi. Eseri hakkında aldığı ret cevaplarından dört yıl sonra, Ölüm Sessiz Geldi basıldı ve aynı yayınevi ile beş kitap daha yazmak üzere anlaşma yaptı. İlk birkaç romanı çıktıktan sonra, bir daha eserlerini yayınlamak isteyen yayınevi bulmakta zorluk çekmedi.
1934’te Christie, Giant’s Bread isimli bir roman yazdı fakat bu roman ondan daha çok beklenen polisiye türünde değildi. Bu yüzden de Giant’s Bread, Mary Westmacott adı altında basıldı. Yirmi yıl boyunca Christie ve Westmacott’un aynı kişi olduğu gizli kaldı. O sürede Westmacott’un yazar olduğu toplam dört kitap çıktı. 1949’da bir gazeteci bu sırrı ortaya çıkardı. Fakat buna rağmen Christie Westmacott ismiyle iki kitap daha yazdı. 1950’lerde tiyatro Christie’nin ilgisini çekti. Fare Kapanı, Beklenmeyen Şahit, Örümcek Ağı gibi en bilinen tiyatro oyunlarını ellilerde yazdı. Böylece oyun yazarlığı ile de ünlü olan tek polisiye yazarı oldu. Farklı türleri arada denemiş olsa da daima polisiye romanları yazdı. Hayatının sonuna kadar yazmaya devam etti.
Agatha Christie’nin Yazım Stili
Net, akıcı ve sade, Christie’nin kalemini en iyi anlatan üç kelime. Çok fazla uzun cümleler kullanmaması ve herkes için anlaşılacak bir dilde yazması, eserlerini daha çok kişinin okumasını sağlıyor. Fakat bana göre Christie’nin ustalığı, kitabın hızını ayarlamak. Olaylar genelde hızlı gerçekleşiyor, ama Agatha Christie bize ortamı ve karakterleri rahatça tanıyabileceğimiz kadar süre veriyor. Ne yavaş olmasından sıkılıyoruz ne çok hızlı olmasından olayı anlamakta zorluk çekiyoruz. Christie, tam ikisinin arasındaki ideal hızı daima koruyor. İçerik bakımından ise yazdığı eserlerin çoğu polisiye ve beklenmedik sonlarıyla tanınıyor bu eserler. Şaşırtıcı ama mantıklı sonları, genelde kitaplarının en ilgi çeken kısmı. Yarattığı ilginç karakterleri unutmak mümkün değil. Karakterler o kadar net ve kendine has oluyor ki, diyalogları okurken isim vermese bile kimin kimle konuştuğunu anlayabiliyorsunuz. Agatha Christie’nin yazım tarzını konuştuğumuza göre, şimdi bu yazım tarzını kullandığı yere, eserlerine bakalım.
Christie’nin En Bilinen Eserleri agatha christie
Agatha Christie toplamda yetmiş beş roman, yüz altmış beş hikaye, on altı tiyatro oyunu, televizyon ile radyo metinleri ve şiirler yazdı. Christie yazarlık kariyeri boyunca farklı türde eserler de yazdı fakat hiçbiri polisiye türündeki eserleri kadar yankı uyandırmadı. Peki bütün eserleri arasından en çok bilinenler hangileri? “Bütün dünyanın favori Agatha Christie kitabı” olarak bilinen On Kişiydiler, Agatha Christie’nin de kendi yazdığı kitaplar arasından en sevdiklerinden. Ayrıca On Kişiydiler, bütün zamanların en çok satan gizem romanı. Kitap, en çok satan romanların arasında ise altıncı sırada. Basıldığından beri 100 milyondan fazla nüshası satıldı. Christie’nin başka bir kategoride rekor kıran eseri ise Fare Kapanı. En uzun süre kesintisiz sahnelenen tiyatro oyunu olan Fare Kapanı, 1952’den 2020’ye kadar sahnelerdeydi. Ne yazık ki pandemi nedeniyle araya kesinti girdi. Agatha Christie’nin On Kişiydiler ve Fare Kapanı hariç birçok sevilen eseri var. İçlerinden en bilinenleri sizin için listeledik.
- Kahverengi Elbiseli Adam – 1924
- Roger Ackyord Cinayeti – 1926
- Ölüm Çığlığı – 1930
- Son Evdeki Tehlike – 1932
- Doğu Ekspresinde Cinayet – 1934
- Cinayet Alfabesi – 1936
- Nil’de Ölüm – 1937
- On Kişiydiler – 1939
- Çarpık Evdeki Cesetler – 1949
- Cinayet İlanı – 1950
- Fare Kapanı – 1950
- Sonsuz Gece – 1967
Yazının sonuna geldik. En sevdiğiniz Agatha Christie kitabı hangisi? Sizce onu diğer polisiye yazarlarından ayıran en büyük özellik ne? Yazı hakkındaki düşüncelerinizi yorumlara yazmayı unutmayın! Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş: