Mitoloji -özellikle Yunan, Roma ve İskandinav mitolojisi- hakkında hepimiz az çok bir şeyler biliyoruz. Kurgu da olsa çeşitli hikayeler okuduk ve izledik. Say deseler en az beş Yunan tanrısı ve tanrıçası sayabiliriz değil mi? Peki mitoloji neden bu kadar dillerde? Neden üzerine romanlar yazılıyor, diziler ve filmler çekiliyor? Ve hepsinden öte biz neden mitolojiyi önemsemeli, okumalı ve öğrenmeliyiz?
Efsaneler, insanlarla -artık pek çoğumuzun kaybettiği- doğal ve ruhani dünyalar arasındaki yakın ilişkiden doğmuşlardır. Gerçek ve fantezi arasındaki sınırlarda dolaşır, belirsizlik ve tuhaflıkları kutsarlar ve dehşetengiz kozmik güçleri tarif ederler. Ama aynı zamanda büyük bir heyecan ve ilham kaynağıdırlar. Sahip olduğumuz en büyüleyici hikayeler mitlerdir çünkü yüreklerimize, zihinlerimize ve varlığımızın özüne dokunurlar.
Efsaneler & Mitler, Philip Wilkinson
Mitoloji, geniş kapsamlı ele alınmadığında bile deryalar kadar geniş bir alan. Çoğumuz ise bu geniş arazinin yalnızca küçük bir kısmına hakim ya da bu konu hakkında kulaktan dolma bilgilerle dolu. Fakat buna rağmen yine de Roma mitolojisindeki Minerva’nın aslında Yunan mitolojisindeki Athena olduğunu bilirsiniz. Bilmediğiniz şey ise benzerliklerin yalnızca Yunan ve Roma mitolojisi ile sınırlı olmadığıdır. Olurda bu konu hakkında biraz daha araştırma yapacak olursanız birçok kültürün mitlerinin ve mitolojik figürlerinin birbirine benzediğini görürsünüz.
Örneğin Yunan mitolojisindeki yeraltı tanrısı Hades; Aztek mitolojisinde karşımıza Mictlāntēcutli, Çin-Tibet Budizm’inde ise Yama adı ile çıkar. Yazıya adını veren sorunun cevabı işte tam da burada gizli. Neden mitoloji okumalıyız? Çünkü ucundan kıyısından okumaya başladığınızda aynı arketipin, aynı mitin, aynı hikayenin onlarca hatta belki yüzlerce farklı versiyonunun farklı dini metinlerde, öğretilerde, kültürlerde, romanlarda, filmlerde, dizilerde hatta şarkılarda karşınıza çıktığını fark etmeye başlarsınız. Bu da bize mitlerin gerçekten ulusal mı olduğunu ve evren ilkelerinin varlığını bir daha sorgulatıyor. Yine aynı örnekten ilerleyecek olursak, neredeyse her mitte ölümü temsil eden bir karakter var ve bu karakter neredeyse her zaman “kötü” olarak nitelendiriliyor. Bu da bizi söz konusu bu mitlerin ortaya çıktığı zamandaki insanların “ölüm” kavramına karşı olan duruşlarını anlatmaz mı? Ait oldukları toplumların özünü yansıtan bu mitler, temelde bütün toplumların birbirlerine benzediklerini görmemize olanak sağlamıyor mu?
Mitlerin canlılığı ve önemi sadece sayısız kere anlatılmalarından değil, tanrıları, kahramanları ve yaratıklarıyla sanatçılara esin kaynağı olmalarından da gelmektedir.
Efsaneler & Mitler, Philip Wilkinson
Bu duruma bir de bir okurun gözünden bakacak olursak, elde ettiğimiz bir diğer sonuç da şu oluyor: Farklı kültürlerin mit ve efsanelerinde, aynı örüntüleri fark etmeye başladığınızda okuma, izleme veya dinleme aktivitenizden aldığınız verim kat be kat artacaktır, tecrübeyle sabittir.
Bunun yanında mitoloji ağırlıklı olmasa bile okuduğunuz veya izlediğiniz kurgularda söz konusu bu mitlere yapılan atıfları takır takır bulmaya başladığınızda; okuduğunuz kitaba yeni bir bakış açısı getirmekle kalmayıp bir de bildiğiniz mitlerle yolunuz beklenmedik bir şekilde kesiştiğinde, kitabı okurken keyifleneceğinizin garantisini veririm. Örneğin ben, daha önce okuduğum pek çok kitabı mitoloji konusunda okumalarım arttıkça tekrar okudum. Bu bağlamda geri döndüğüm kitaplardan biri olan Kızıl Yükseliş oldu. Kızıl Yükseliş, ciddi ve alenen mitolojik atıfların bulunduğu bir kitap ve ben bunu ilk okumamda görememiştim. Bu atıfların arka planını bilmek bana hem hikaye hem de karakter çözümlemesi yaparken fazlasıyla fayda sağladı.
Eğer ki bu alanda daha fazla bilgi sahibi olmaya niyet ettiyseniz size ilk önerim Google. Katrilyonlarca -bence abartmıyorum- yazıya, makaleye, mitoloji sözlüğüne, e-kitaba ve belgesele ulaşabilirsiniz. Bunun dışında Philip Wilkinson’un Alfa Yayınları’ndan çıkan Efsaneler & Mitler kitabını bu konuda kaynak olarak çok beğeniyorum, ancak ben aldığımdan beri epey zamlanmış olması bir miktar can sıkıcı. Yine de kitaplığınıza bu konuda özel bir kitap eklemek isterseniz aklınızda bulunması gereken bir seçenek. Ayrıca Kabalacı Yayınları’nın Mitoloji Sözlüğü de oldukça, hatta fazlasıyla kapsamlı bir kaynak ve hem içeriği hem de baskı kalitesine göre -gayet sağlam güzel bir cildi var- fiyatı gerçekten uygun. Ancak bana kalırsa ilk seçeneğiniz internet araştırması olsun. Özellikle Bibliyoraf’ta beklemede kalın, bu konuda birtakım güzel ve kapsamlı içerikler geleceği duyumunu aldım. 🙂
Kapak görselindeki tablo Francisco Bayeu tarafından çizilmiştir.
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş:
Roma mitolojisinde Minerva olarak geçen Artemis değil Tanrıça Athena’dır. Yazınız çok güzel olmuş sadece düzeltmek istedim kaleminize sağlık 🙂