Hepimizin bayılarak okuduğu Ben, Kirke ve Akhilleus’un Şarkısı kitaplarının yazarı Madeline Miller, geçtiğimiz ay yeni kitabının konusunu duyurdu. Miller’ın yeni kurgusu, çoğumuzun tanıdığı güzeller güzeli ve gizemli bir tanrıça hakkında: Persephone.
Okurlar arasında büyük bir beklenti yaratan bu açıklamadan sonra Madeline Miller’ın Persephone yorumunu beklerken biz de sizin için Persephone hakkında geniş bir yazı hazırlayalım dedik: Persephone kimdir, başına ne gibi alengirli işler gelmiştir, bu kitapta nasıl bir kurgu okuyabilir ve Antik Yunan mitolojisinden başka hangi figürlerle karşılaşabiliriz gelin bir bakalım.
Kimdir Bu Persephone?
Persephone, çoğumuzun en azından ismini bildiği, birçok sanat eserine, tabloya, heykele, şarkıya ve edebi kurguya ilham olan hikayesiyle oldukça ilgi çekici bir karakterdir. Özellikle baharın gelişinde oynadığı rol sebebiyle benim kalbimde ayrı bir yeri olduğunu da belirtmek isterim. Persephone’nin asıl adı “genç kız” ya da “bakire” anlamına gelen Kore’dir. Kore en yaygın versiyona göre toprak, tahıl ve bereket tanrıçası Demeter ile Zeus’un kızıdır. Zeus’un erkek kardeşi, yer altının gizemli tanrısı Hades, Kore’yi görür ve ona aşık olur.
Fakat Demeter’in kızına büyük bir sevgiyle bağlı olduğu ve onu yanından ayırmak istemediği bütün tanrılar tarafından bilinmektedir. Bu yüzden Hades, fikrini almak için Zeus’a gider. Ancak Zeus -her çeşit entrika ve alengirli işe bayıldığı için- düzgünce oturup Demeter’le konuşmaktansa Hades’e “Kızı kaçır, ben de sana yardım edeyim” der. Bravo Zeus, dahice.
Persephone’nin Kaçırılması ve Zeus’un Planı
Hades, Zeus’un dediği gibi Persephone’yi kaçırmaya karar verir. Bir gün Kore, nympheler (dişi yeryüzü ve su perileri) ile kırlarda koşuşturup çiçek toplarken nefis güzellikte bir nergis çiçeği görür. Zeus’un Hades’e bahsettiği yardım da işte budur. Çiçeği oraya Zeus yerleştirmiştir. Kore, çiçeği koparmak için uzanır uzanmaz yer yarılır. Hades, siyah atlı arabası ile yer altından çıkarak Kore’yi tuttuğu gibi kendi krallığına kaçırır.
Hades, Kore’ye önce Persephone adını verir. Sonra da göz kamaştırıcı, kıpkırmızı, bol sulu bir nar. Zira Hades, Persephone’sinin kaçıp yeryüzüne dönmesini istemez. Yaşayanları yer altında tutmanın tek yolu da yer altı dünyasında bir şeyler yemelerini sağlamaktır. Persephone, kimi kaynaklara göre bir, kimilerine göre dört, kimilerince ise altı adet nar tanesi yer. Ama aslında kaç tane yediğinin pek de bir önemi yoktur. Çünkü artık yer altı dünyasından ayrılması mümkün değildir.
Demeter’in Öfkesi Sonucunda Yaşananlar
Bütün bunlar olurken Demeter yana yakıla kızını aramaktadır. Dünyaları dolaşır, kılık değiştirir, karış karış her yeri arar. Kızını bulana kadar da dünya işleri ilgilenmemeye ant içer. Elbette bu, dünya için bir felaket demektir. Hatırlarsanız Demeter, toprak, tahıl ve bereketten sorumlu bir tanrıçadır. Dolayısıyla o işini bıraktığı anda toprak verimsizleşir. İnsanlar ürün üretemez hale gelir. Ekinler kurur, dünya kuraklaşır.
Peki felaketler bu kadarla kalır mı? Tabii ki de hayır. Demeter aynı zamanda mevsimlerin döngüsünden de sorumludur. Demeter’in öfkesiyle dünyaya bitmeyen bir kış hakim olmuştur. Zeus, eğer böyle giderse kış ve kuraklığın dünyadaki hayatı yok edeceğini -sonunda- fark eder. Hades’e Persephone’yi annesine geri teslim etmesini söyler ama bu da bir seçenek değildir. Çünkü Hades -elbette ki kardeşine güveni olmadığından- işini sağlama almak için Persephone’ye yer altında nar yedirtmiştir.
Persephone’nin Kaderinin Belirlenmesi
Demeter’in öfkesi, Hades’in aşkı, Zeus’un parlak fikirleri derken sonunda bir anlaşmaya varılır. Persephone, hiçbir zaman yer altını tamamen terk edemeyecektir; o halde yılın yarısını yer altında, yarısını ise yerüstünde geçirmesi uygun görülmektedir. Bu karar ne Demeter’i ne de Hades’i tam anlamıyla mutlu etmese de herkesin biraz fedakarlık yapması gerektiği sonucuna varılmasıyla kabul edilir.
Böylece Persephone, sonbahar ve kış aylarını Hades ile yer altı krallığında geçirir. Bu süre zarfında Demeter üzgün olduğu için (kızının geri döneceğini bilmesine rağmen her sene aynı melankoliye girip elini eteğini her şeyden çekmesi bana biraz şımarıklık gibi gelse de) toprakla filan ilgilenmez. Bunun sonucu da dünya soğuk ve verimsiz bir yere dönüşür. Persephone’nin yerüstüne çıkışı ile Demeter mutlulukla şevke gelir. Hava ısınır, çiçekler açar ve toprağın bereketi artar. Böylelikle biz insanlar da ilkbahar ve yazın keyfini sürebiliriz. O yüzden ben de her yıl Persephone’yi, annesi Demeter kadar heyecanla beklerim.
Miller’ın Persephone Yorumu
Fark ettiyseniz tüm bu olup biten süresince Persephone’nin fikrinin sorulduğunu ya da herhangi bir konuda kalkıp bir çift laf ettiğini duymadık. Bazı kaynaklar Persephone’nin, tanıdıkça aslında o kadar da korkunç biri olmadığına kanaat getirdiği Hades’e aşık olduğunu anlatıyor. Bazıları ise kaçırılmanın öfkesini içinden hiç atamadığını öne sürüyor. Bu versiyonlarda Persephone’nin başka mitolojik karakterlerle kaçamaklar yaparak kendince Hades’i cezalandırdığı söyleniyor.
Madeline Miller’ın; görünenin ve bilinenin ötesine geçmeyi, karakterlerini farklı perspektiflerden yansıtmayı ve hikayelerini feminist bir bakış açısı ile işlemeyi sevdiğini biliyoruz. Dolayısıyla hangi Persephone’yi seçeceği konusunda az çok tahmin yürütebiliriz. Bizi muhtemelen efsanenin aktardığı gibi pasif olmayan, kendi kaderine hükmetmeyi öğrenen bir tanrıça bekliyor.
Ayrıca Miller’ın, Hades’in yer altı tanrısı olmasından kaynaklanan korkunç ve kötü imajını yerle bir edeceğinden neredeyse eminim. Yine de gelin görün ki sırf görüp beğendi diye bir kadını tutup kaçırmasının bir bedeli olacaktır diye düşünüyorum.
Miller’ın Gözünde Hades
Miller, 2011’de kendi sitesinde yayınladığı Persephone yazısında Hades’e çok farklı bir bakış açısıyla yaklaşmış. Çeviri ekibimizden Işıl Karabulut1 bu kısmı sizler için çevirdi.
1: Bu metin Işıl Karabulut tarafından çevrilmiştir. Çevirmenin izni olmadan kullanılamaz.
“Yunan mitlerinin modern retellinglerinde Hades’in kötücül ve şeytanımsı (Disney’in Herkül’ündeki gibi) portre edilmesi oldukça yaygın. Fakat bu durum, eski Yunan mitlerinde kesinlikle mevcut değil. İç karartıcı ve korkutucu bir tanrı olmasına rağmen Antik Çağlarda yaşayanlar Hades’i hiçbir zaman kötücül olarak görmedi. Çünkü Hades, insanların ölümleri ve çektiği acılardan değil, yalnızca ruhları bedenlerini terk ettiğinde onlara yol göstermekle sorumluydu. -Ki bu oldukça gerekli ve melankolik bir iş.- Hades, Antik Çağlardaki insanların onun işine gösterdiği hürmet ve hayranlık nedeniyle eski sanatlarda nadiren tasvir edilmiş.
Yani, Hades, Persephone’yi kaçırdığında, genç kızları kaçıran diğer tanrılardan (Zeus, Poseidon, Apollo…) daha kötücül değildi. Hatta, bazılarına göre Hades onlardan daha az kötüydü. Çünkü, yer altı dünyasının tanrısı ilk olarak bir eş isteğiyle kardeşi Zeus’a gitti. Zeus da Demeter’in kızını asla bırakmayacağını bildiği için, Hades’e Persephone’yi kaçırmasını önerdi. Yani Hades Persephone’yi babasının onayıyla kaçırdı. Diğer ilahi birlikteliklerle karşılaştırdığımız zaman Hades aslında oldukça kibar davranmış. Tabii ki bu Persephone için oldukça küçük bir teselli.”
Sırf bu kısımlardan bile Miller’ın Hades’e nasıl yaklaşacağı tahmin edebiliriz. Şu iki paragraf bile bizi kitap için heyecanlandırmaya yetiyor.
Başka Kimlerle Karşılaşabiliriz?
Peki Persephone’nin hikayesini anlatan bu romanda karşılaşmamız olası diğer karakterler kimler olabilir? Hades ve Demeter cepte. Zeus da mutlaka yüzünü gösterecektir. Bunlar dışında karşımıza çıkabilecek karakterler ise şu şekilde;
- Zeus’un elçisi ve ölü bedenlerin ruhlarını yer altına götürmekle görevli Hermes.
- Kaderin -ya da tanrı ve tanrıçaların bir cilvesi sonucu- tıpkı Persephone gibi yılın yarısını yer altı, yarısını yerüstünde geçirmek zorunda olan; adı Persephone ile aşk dedikodularına karışmış yakışıklı Adonis.
- Adonis’i kendisine aşık eylemiş olan Afrodite.
- Deliler gibi aşık olduğu karısı ölünce onu ölüler diyarından geri getirmek için yolculuğa çıkan Ozan Orfeus.
- Hades’in bir kaçamak yaptığı rivayet edilen güzel peri kızı Menthe.
- Eros ile olan ölümsüz aşk macerası sırasında Persephone’ye yolu düşen ölümlü Psyche.
- Ve son olarak da, görevleri sırasında Persephone ile yolu kesişen Herkül.
Heyecan verici değil mi? Hali hazırda büyüleyici olan efsane ve karakterleri ustalıkla daha da efsunlu hale getiren Madeline Miller’ın kurgusu ile yine harika bir hikaye okuyacağımıza eminim. Şimdiden listelerinize not etmenizi ve beklerken Persephone hakkında bol bol bilgi edinmenizi öneririm. Böylece kitaptan alacağınız verimi arttırabilirsiniz!
Kapak görselindeki tablo Peter Paul Rubens’e aittir.
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş: