Geçtiğimiz haftalarda raflarda yerini alan Tavuk Bacaklı Ev, Slav mitolojisinin ilginç cadısı Baba Yaga efsanesini temeline alan bir kurgu. Biz de sizler için kitabın editörü Tolga Yozcu ile bu ilginç kitap hakkında eğlenceli bir sohbet ettik. İyi okumalar!
Bibliyoraf: Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? Kaç yıldır bu işin içindesiniz?
Tolga Yozcu: Ben Tolga Yozcu. Genç Timaş’ın editörlerinden biri ve pazarlama marka temsilcisiyim. Sektöre 5 yıl önce Genç Timaş’ta stajyer olarak başladım, hâlâ burada çalışmaya devam ediyorum. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü okuyorum.
Bibliyoraf: Peki bir kitabın dosyası elinize geldiğinde düzenleme süreci nasıl ilerliyor? Bu süreç Tavuk Bacaklı Ev için nasıl ilerledi?
Tolga Yozcu: Aslında bir dosyayı yayına hazırlamaya başlamadan önce de dosya uzun bir süreçten geçiyor. Diğer kitaplar için süreç nasılsa Tavuk Bacaklı Ev için de öyle işledi. Fantastik kitaplığımız için 2019’da çalışmaya başladığımızda, Tavuk Bacaklı Ev karşıma çıktı. O zaman İngiltere’de yeni çıkan ve oldukça popüler bir kitaptı. Önce ismi ve kapağı ile sonra da konusu ve yazarın kalemi ile tüm ekibin bayıldığı bir kitap oldu.
Bir kitabın Türkçe haklarını satın aldıktan sonraki süreçte en önemli şey, kitabı doğru çevirmen ile eşleştirmek. Yayın sürecinde diğer kitaplardan farklı olarak Tavuk Bacaklı Ev’de vermemiz gereken karar orijinal dilde kullanılan şimdiki zaman anlatımını koruyacak mıyız yoksa çeviride geçmiş zaman ile mi değiştireceğimiz konusunda oldu. Birçok okur şimdiki zaman ile anlatılan hikâyeleri beğenmiyor bu sebeple bunun üzerine uzunca düşündük, daha önce de birkaç kez eleştiri aldığımız bir konu olmuştu. Ama bu kitapta orijinaline sağdık kalmayı tercih ettik ve bence bu haliyle Marinka’nın hisleri okura çok daha kolay geçecek.
Bibliyoraf:Tavuk Bacaklı Ev, Slav mitolojisinin ilginç karakterlerinden Baba Yaga efsanesi hakkında bir kitap. Son dönemlerde mitoloji retellingleri revaçta olsa da Rus mitolojisine dair dilimize çevrilen pek fazla eser olmadı. Bu durumun kitabı yayına hazırlık sürecini nasıl etkiledi?
Tolga Yozcu: Dünya farklı kültürlerden milyonlarca özgün hikâye ile dolu. Edebiyatta ise son on yıldır masalların, mitolojik öykülerin yeniden anlatımları revaçta ama yazarlar genelde batı masallarını ve mitlerini ele almayı tercih ediyor: Yunan mitolojisi, Pamuk Prenses vs gibi. Tavuk Bacaklı Ev’in mitolojik kaynakları ise biraz daha Doğu Avrupa’ya dayanıyor. Her şeyden önce bu kitabı hazırlama süreci bir editör olarak beni çok geliştirdi ve bu alandaki bilgimi arttırdı. Belki de hiç ilgimi çekmeyecek bir edebiyata, hakkında hiçbir zaman araştırma yapmayacağım mitlere yönlendirdi beni. Hakkında çok fazla bilgim olmadığı için, bu konuda okumalar yaptım. Kitabı daha iyi anlamak ve yazarın dilini daha doğru Türkçeleştirmek için birçok araştırma yaptım, podcast dinledim.
Bibliyoraf: Baba Yaga da mitolojinin diğer cadıları gibi ötekileştirilmiş ve insanların uzak durması gereken biri olarak lanse ediliyor. Karakter, Tavuk Bacaklı Ev’de nasıl yansıtılıyor?
Tolga Yozcu: Baba Yaga kitapta, mitolojide resmedildiğinin tam tersi bir karaktere ve imaja sahip. Mitolojide çocukları kaçırıp onları yiyen, insanların ruhlarını emen bir cadı olarak anlatılırken Tavuk Bacaklı Ev’de torununu çok seven ve ona sahip çıkan, ölülere refakat eden ve onları eğlendiren, sevimli bir babaanne olarak anlatılıyor.
Bibliyoraf: Yaga’nın efsanesinde sizi en çok etkileyen detay ne oldu?
Tolga Yozcu: Biz okurlar olarak kitapta Baba’yı yukarda bahsettiğim gibi görüyoruz ama bu onu tanımayan insanlar tam da mitolojideki gibi tanımlıyor kendisini. Bizim gördüğümüz yardımsever ve şefkat dolu Baba, onlar için çirkin ve lanetli bir cadı. Bu da aslında bizi orijinal mite götürüyor. Belki Baba Yaga gerçekten böyle bir karakterdi ama onu tanımayan insanlar tarafından böyle anlatıldı ve anlatılmaya devam ediyor. Metni detaylı okuduğumda önyargının hayatımıza etkisini görmek beni en çok etkileyen şey oldu.
B: Rus ve Slav mitolojisine dair pek fikri olmayan okurlar da bu kitabı rahatlıkla okuyabilir mi?
TY: Kesinlikle evet. Bu kitabı mitolojiye başlamak için de okuyabilirler. Kitabın arkasında yer alan sözlük, okurlara yardımcı olacaktır. Ve özellikle belirtmek istediğim nokta, Tavuk Bacaklı Ev’in mitolojiye ilginiz yoksa da kolayca okuyabileceğiniz ve anlayacağınız bir kitap olduğu. Kitabın karakterleri ve mekânı mitolojiden esinlense de özünde orijinal ve özgün bir kurgu.
B: Tavuk Bacaklı Ev’le ilgili sizi en çok heyecanlandıran detay nedir? Kitabı seçmenizdeki en büyük sebep neydi? Sizce bu kitap sektöre nasıl bir renk katacak?
TY: Tavuk Bacaklı Ev’de beni en çok heyecanlandıran şey, Tavuk Bacaklı Ev’in kendisi oldu. Kitapta sadece bir mekân değil, aynı zamanda karakter olarak kullanılması çok hoş bir detay. Üstelik sürekli hareket etmesi ve dünyayı gezmesi muhteşem bir şey. Ayakları olup dünyayı gezen bir evde yaşamayı kim istemez ki? Kitabı seçmemizdeki en büyük sebep ise Sophie Anderson’ın yarattığı eşsiz dünya. Hem sihirli ve fantastik hem de günlük hayattan. Bence Tavuk Bacaklı Ev mitolojinin sadece yetişkinler için olmadığını ve mitolojinin sadece Yunan mitolojisinden ibaret olmadığını gösterecek.
B: Kitabın ana karakteri Marinka, “Yaga” olmak için eğitiliyor. Sizce Marinka’nın kurgu dünyasındaki en yakın arkadaşları kimler olurdu? Ve birlikte ne gibi maceralara atılırlardı?
TY: Marinka, bir Yaga olmak için eğitiliyor yani bu aslında onun “seçilmiş kişi” olduğunu anlamına geliyor. Bu yüzden akla gelen ilk isimler Harry Potter, Percy Jackson gibi isimler oluyor. Ama bence Marinka, Wednesday Addams ile müthiş bir ikili olurdu. İki karakterin birbirini tamamladığını ve Marinka’nın Wednesday’in yanında ne kadar da rahat hissedebileceğini şimdiden görebiliyorum.
B: Okur, Tavuk Bacaklı Ev’den ne beklemeli?
TY: Okur, bu kitaptan her şeyi bekleyebilir. Hem hüzün hem mutluluk, hem macera hem duygusal sahneler, hem fantastik dünya hem de gerçek hayat… Her şey kitabın içinde çok güzel yoğurulmuş. Okuduklarında ne demek istediğimi anlayacaklar.
B: Yazarın Tavuk Bacaklı Ev haricinde Slav halk hikâyelerini konu aldığı üç kitabı daha var. Bu kitaplar hakkında bize ne söyleyebilirsiniz?
TY: Sophie Anderson’ın potansiyelinin farkındayız. Kısa sürede gençlik alanında Türkiye’de en çok tanınan yazarlardan biri olmaya aday. Yazarın diğer kitaplarını da sırayla yayımlayacağız. Şimdiden söyleyebilirim ki The Girl who Speaks Bear -sanırım Türkçe adı Ayılarla Konuşan Kız olacak- çeviriden geldi bile. Arayı fazla açmadan yazarın ikinci kitabı da raflarda olacak.
B:Tavuk Bacaklı Ev yayımladığınız ilk mitolojik roman. Fakat Genç Timaş’ın yayımladığı diğer fantastik kitaplara baktığımızda tavuk bacaklı bir evin sizin için yeni bir şey olmadığını görüyoruz. Bu kitabın yayımladığınız diğer fantastiklerle benzerlikleri ve farklılıkları nedir?
TY: Tavuk Bacaklı Ev, uzun zamandır yayın programımızda olan bir kitaptı. Yayınlamak için doğru zamanı bekledik. Fantastik kitaplığımızda her yeni kitabın bir öncekinin üzerine biraz daha koymasına dikkat ediyoruz. Tavuk Bacaklı Ev de bu konuda çok başarılı. Benzer yanları Tuhaf Deniz Kasabası Efsaneleri ile mevcut diyebilirim. Serideki her bir canavar, birer halk hikâyesinden esinleniyordu: örneğin Malamander, Loch Ness Canavarından. Farklı yanları ise daha önce hiç bu kadar fantastik ögesi olan bir kitap yayınlamamış olmamız diyebilirim.
B: Daha önce hangi Genç Timaş kitaplarını okumuş olan okurlar bu kitabı çok sever?
TY: Daha önce Malamander okuyan Genç Timaş okuru kesinlikle bu kitaba bayılır. Toz ve Hayaller Kitapçısı okuru eğer zamanda seyahat etme fikrini sevdiyse, bir de bu kitaba şans verip farklı dünyalara acıyan kapıyı görmeli. Ve tabii ki Bu Bizim Anlaşmamız!
Linkteki web sitesi üzerinden Tavuk Bacaklı Ev kitabını Bibliyoraf10 konuyla ekstra %10 indirimli olarak satın alabilirsiniz!
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş: