Uzun bir bekleyişin ardından Disney+ geçtiğimiz günlerde resmi olarak Türk piyasasındaki yerini aldı. Biz de sizler için bu platformdaki uyarlamalardan birkaçını bu yazıda derledik. Şimdiden iyi seyirler! Disney+ uyarlama
1. The Princess Diares
Disney+’ın bu kadar sevilmesinin birkaç sebebi var. Bunlardan biri de çocukluğumuzda severek izlediğimiz Disney dizi ve filmlerini hayatımıza geri getirmesi oldu. Bu yüzden de, yazıda ilk önce size nostalji yaşatacak bir yapımdan bahsetmek istedim. Başrollerinde Anne Hathaway ve Julie Andrews’un olduğu bu yapım, aslında Meg Cabot’un aynı isimli serisinin ilk kitabından uyarlandı. Seri toplamda 11 ana kitap, 4 de yan kitaptan oluşuyor. Serinin yalnızca ilk kitabı dilimize çevrildi.
Filmin konusu ise şu şekilde: 16 yaşındaki Mia Thermopolis annesiyle birlikte sıradan bir hayat yaşıyor. Kabarık saçlarından yakınmadığı ya da okulun popüler kızlarının gazabına uğramadığı zamanlarda en yakın arkadaşı Lily ve kedisi Şişko Louis ile zaman geçiriyor. Fakat bir gün iki sebepten dolayı hayatı yerle bir oluyor. İlk olarak annesi Mia’nın Cebir öğretmeni ile çıkmaya başlıyor. Mia, cebirde hiç iyi değil ve okul hayatıyla ev hayatının birbirine karışmasını hiç istemiyor. İkinci ise hiç görüşmediği büyükannesi onu ziyarete geliyor ve Mia’ya onun aslında Genevia adındaki bir ülkenin prensesi olduğunu söylüyor. Biz de Mia’nın 16 yaşındaki San Francisco’lu bir genç olarak kraliyet hayatına ayak uydurmaya çalışmasını izliyoruz.
2. Night At The Museum
Vizyona girdiği günden itibaren çok sevilen, zamanında Kanal D’nin yabancı sinema sekansında tekrar tekrar izlediğimiz Night At The Museum da Disney+’da yer alan uyarlamalardan biri. Film, Milan Trenc’in iki kitaplık serisinin aynı isimli ilk kitabından uyarlandı. Maalesef bu kitapların hiçbiri dilimize çevrilmedi.
Saat gece yarısına vurduğunda içindeki heykellerin canlandığı bir müze düşünün. Dinozor iskeletlerinin canlandığı, heykellerin hayata döndüğü ve maketlerin çalışmaya başladığı bir müze… İmkânsız geliyor değil mi? İşte gece bekçisi Larry (kitaplarda Hector) yeni işine başladığında tam da böyle düşünüyordu. Saat gece yarısını geçtiğinde ise Larry; müzedeki asıl işinin tarihi eserleri çalınmaktan korumak değil, dünyayı bu tarihi eserlerden korumak olduğunu fark ediyor. Biz de Larry’nin müze sakinleriyle olan eğlenceli maceralarını izliyoruz. Night At The Museum izleyiciler tarafından çok sevilince filme iki tane devam filmi çekildi. İkinci film, ABD’nin ünlü Smithsonian Müzesi’nde geçiyor. Üçüncü filmde ise müze sakinlerinin canlanmasının arkasındaki sihri öğreniyoruz.
3. The Fault in Our Stars
Sırada bir dönemin en çok konuşulan en sevilen filmi var. Ünlü yazar John Green’in popüler romanı Aynı Yıldızın Altında’dan uyarlanan bu film, bir neslin kitap okuma alışkanlığı edinmesine sebep oldu. Filmin başrollerini Shailene Woodley ve Ansel Elgort üstlenmiş, performanslarıyla bizi büyülemişti. Ayrıca ikiliyi bu filmin çıkmasından birkaç ay önce başka bir kitap uyarlaması olan Divergent’da kardeş olarak izlemiştik. Aynı yıl hem genç aşıkları hem de kardeşleri oynamaları çok ilginç değil mi?
The Fault in Our Stars, kanser hastası Hazel’ın hikâyesini anlatıyor. Hazel bir destek grubunda Augustus ile tanışana kadar oldukça monoton bir hayat yaşıyor. İkili kısa bir süre sonra ayrılmaz hale geliyor. Biz de bu ikilinin Amsterdam’a gitmesini ve orada favori yazarları Peter Van Houten’i ararken yaşadıkları macerayı izliyoruz. Sanırım bu filmin/kitabın sonu benim neslimin hayatını karartı desem yalan söylemiş olmam. Bu arada küçük bir not: John Green’in filmde bir sahnesinin olduğunu biliyor muydunuz? Green sahneyi izledikten sonra “berbat oyunculuğu” yüzünden filmden çıkarılmasını rica etmişti. Bu yüzden de bu sahneyi izleme şansını elde edemedik.
4. The Godfather
IMBd’nin “En İyi 100 Film” listesinde ikinci numarada olan The Godfather’ın aslında bir uyarlama olduğunu biliyor muydunuz? Film, ünlü yazar Mario Puzo’nun beş kitaplık aynı isimli serisinden uyarlanmış. Başrollerinde usta oyuncular Al Pacino, Marion Brando ve Robert De Niro’nun olduğu bu film kuşkusuz son yüzyılın en ikonik filmlerinden biri. İlk film izleyiciler tarafından çok sevilince The Godfather’a iki devam filmi geldi fakat serinin son filmi pek de sevilmedi.
The Godfather, 40’lar ve 50’lerin Amerika’sında, bir İtalyan mafya ailesinin destansı öyküsünü konu alıyor. Ailenin en küçük oğlu Michael, kız kardeşi Connie’nin düğününde babası Don Carleone ile barışıyor. Yaşan bir suikast girişimi Don’u artık artık işleri yönetemeyecek duruma düşürdüğünde ise ailenin başına Michael ve abisi Sonny geçiyor. Danışmanları Tom’un da yardımıyla diğer ailelere savaş açan Corleone ailesi, eski moda yöntemleri de değiştirmeye başlıyor.
5. Narnia Günlükleri
Bu üç filmlik serinin C. S. Lewis’in ölümsüz eserinden uyarlandığını bilmeyen yoktur herhalde. Fakat bilmediğiniz bir şey var. Filme uyarlanan bu üç eser sırasıyla serinin ikinci, dördüncü ve beşinci kitapları. Şaşırdınız değil mi? Bu durumun çok basit bir sebebi var: okuma sırası. Kitapların yayımlanma ve kronolojik olarak iki farklı okuma sırası bulunuyor. Yayımlanma sırası, filme uyarlanan ilk üç kitaba göre başlıyor. Fakat herkesin tavsiye ettiği ve Narnia’ya daha geniş bir perspektiften bakmamızı sağlayan kronolojik sıra ise işleri biraz karıştırıyor.
Peki Narnia Günlükleri ne anlatıyor? Filme uyarlanan üç kitaplık mini seride, İkinci Dünya Savaşı’nın ortasındaki dört kardeşim macerasına konuk oluyoruz. Babaları cephede savaşan bu dört kardeş, güvende olmaları için anneleri tarafından bir akrabalarının evine gönderiliyor. Bu evde ise gerçek üstü bir şey keşfediyorlar: Başka bir dünyaya -Narnia’ya- açılan bir dolap. Hayvanların konuştuğu ve sihrin gerçek olduğu Narnia, bu dört çocuğun yardımına ihtiyaç duyuyor. Çünkü bir kehanete göre onları Narnia’da hüküm süren Beyaz Cadı’dan yalnızca bu dört kardeş kurtarabilir. Fakat bunu başarabilmek için Pevensie kardeşlerin Aslan’ı bulması gerekiyor.
6. Percy Jackson & the Olympians
“Bu yazının başlığı Disney+ Platformunda İzleyebileceğiniz 6 Harika Uyarlama! değil miydi?” diye sorabilirsiniz. Fakat ben bu filmin herkesin yaşaması gereken bir acı olduğuna inanıyorum. Ayrıca bu siteyi kurarken fırsatını bulduğumuz her an Percy Jackson’dah bahsetmeye and içtik 🙂 İddialara göre iki filmlik bu seri Rick Riordan’ın aynı isimli kitaplarından uyarlanmış. Fakat işin sonunda yapımcılar da filmlerin çok kötü olduğunu kabullenip seriyi yarım bırakmışlar. Kötü haber bu yapımcılar bir neslin psikolojisini bozu, iyi haber PJO Disney+ tarafından diziye uyarlanıyor ve projenin başında Rick Riordan var.
Film, Percy’nin babasının aslında bir Yunan Tanrısı olduğunu öğrenmesi ile başlıyor. Birden bire mitolojik yaratık ve canavarların saldırısına uğramaya başlayan Percy, annesi Sally ve yakın bir zamana kadar insan olduğuna inandığı satir arkadaşı Kıvırcık ile birlikte Melez Kampı’na doğru bir yola çıkıyor. Bu tam tanrıların insanlarla olan ilişkisinden meydana gelen çocuklara yani yarı tanrılara ev sahipliği ediyor. Fakat Percy tam Meles Kampı’na vardığı zaman annesi kaçırılıyor. Bu da yetmezmiş gibi herkes onu Zeus’un şimşeğini çalmakla suçluyor. Percy annesini kurtarmak için Zeus’un şimşeğini bulmak ve ölmeden kampa geri dönmek zorunda.
Yazının sonunda geldik. Listedeki uyarlamalar hakkında ne düşünüyorsunuz? Siz olsanız bu listeye hangi uyarlamaları eklerdiniz? Disney+’a sizce hangi uyarlamalar gelmeli? Düşüncelerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın’
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Disney+ uyarlama Disney+ uyarlama Disney+ uyarlama Disney+ uyarlama
Ama fakat anacak. Çünkü ve lakin. Fakat ve ancak. Ya da veya
Yazıyı burada paylaş: