Bibliyoraf Ekibi Yılın İlk Yarısında Hangi Kitapları Sevmedi?

Bibliyoraf Ekibi Yılın İlk Yarısında Hangi Kitapları Sevmedi?

Ekibin favorileri köşemizde sevdiğimiz kitaplar kadar sevmediklerimizi de konuşmak oldukça hoşumuza gidiyor. Gelin hep birlikte ekibimizden Dilruba Kaplan, Kader Arslan ve Hande Kurtuluş’un sevmediği kitaplar nelermiş, bakalım! Bibliyoraf ekibi

bibliyoraf ekibi

Kurucumuz Dilruba Kaplan’ın Sevmedikleri

Dilruba diyor ki:

2022’nin ilk yarı yılında pek fazla kitap okumamış olsam da bir kitap var ki beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. Hem yurt dışında hem de ülkemizde oldukça övülen bu kitabı okumaya başlarken çok beğeneceğimi düşünmüştüm.

Dilruba işte bu kitabı beğenmemiş:

Dilruba Kaplan
  • Aşk Hipotezi – Ali Hazelwood

Dilruba onu hayal kırıklığına uğratan kitap hakkında şunları söylüyor:

Aşk Hipotezi, çok sevdiğimiz trope’lardan birisi olan “sahte ilişki” temasını konu alıyor. Bu tarz konulara sahip kitapları çok sevsem de Aşk Hipotez’i benim için klişe bir aşk hikâyesi olmaktan öteye gidemedi. Bazen klişe kitaplar okumak da güzeldir ama eser çok basit bir kurgunun tıbbi terimlerle birleştirilmiş halinden ibaretti. Herkesin övgü dolu yorumlarının ardından okumak için çok heyecanlı olsam da ne yazık ki aradığımı bulamadım. Belki de ben beklentimi çok yükseltmişimdir. Fakat yine de kitabın orijinal hiçbir yanının olmadığını düşünüyorum. Bu kitabı neden sevemediğimi ve beklentilerimin çok altında kaldığını yazarımız Ilgaz inceleme yazısında benden çok daha iyi anlatıyor, onu da okumanızı tavsiye ederim!

Proje Sorumlumuz Kader Arslan’ın Sevmedikleri

Kader anlatıyor:

Bu yıl pek kitap okuyamadım ama okuduklarım hep sevdiğim kitaplar oldu. Fakat bir kitap var ki, çok beğenilen ve övgüyle bahsedilen bir kitap olduğundan dolayı hayran kalacağımı düşünüyordum fakat öyle olmadı.

kader kare

Kader’i hayal kırıklığına uğratan kitap işte buymuş:

  • Cesur Yeni Dünya // Aldous Huxley

Ve ekliyor:

Cesur Yeni Dünya, büyük beklentilerle başladığım ve beni hayal kırıklığına uğratan bir kitap oldu. Ön plana çıkan üç karakter oluşu ve bu karakterlerin bence kitabın hiçbir noktasında derinlik kazanmayışı beni kitaptan uzaklaştıran ana etkenlerden biri oldu. Yazar daha çok yarattığı geleceğin şartlarını anlatmaya ağırlık vermiş ama bence karakterlerin derinlik kazanmaması bu geleceğin çarpıcılığına da ket vurmuş. Buna rağmen kitabın günümüz dünyasındaki uyuşukluk haline ve aile kavramının yok oluşuna dair gerçekten etkileyici öngörüler taşıdığını düşünüyorum. Kitabın kusurlarından bir diğeri ise yazım diliydi. Okurken sanki bütün bir şekilde yazılmış bir kitabı değil de yazarın yazmayı planladığı bir kitabın taslaklarını okuyor gibi hissettim. Açıkçası bu kadar sevilen bir kitabı beğenemediğim için üzgünüm.

Podcast Sorumlumuz Hande Kurtuluş’un Sevmedikleri

Hande’den bize bu yılkı okumalarını kısa bir cümle le anlatmasını istedik:

Şu ana kadar güzel okumalar yaptığımı düşünüyorum. Hatta beğenmediğim kitapları seçerken bir tık zorlandım bile diyebilirim. Çünkü beni baştan aşağıya hayal kırıklığına uğratan bir kitap okumadım.

hande kurtuluş
hande kurtuluş

Hande’nin bu yazı için seçtiği iki kitap şu şekilde:

  • Nasıl Ölünür // Emile Zola
  • Son Yaprak // O. Henry

Hande bu kitapları şöyle anlatıyor:

Nasıl Ölünür, Emile Zola’yla tanışma kitabım oldu. Emile Zola’ya olan sevgi ve hayranlıklardan dolayı çok büyük beklentilerle başlamıştım ama bu kısa öykülerden oluşan kitap maalesef beklentilerimi karşılamadı. Kötü bir kitap değil (tabii ki) ama bu kadar geniş bir konu, çok daha farklı yerlerden ele alınabilirmiş gibi hissettim. Kitap kısaca, ‘’Toplumsal ve ekonomik koşulların ölümü nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seren çarpıcı beş öykü.’’ şeklinde tanımlanıyor. Okuyucu olarak, beş farklı hayat, aile ve sınıftan insanların son dakikalarını, son günlerini harcadıkları zamanlara tanık oluyoruz. Beni tatmin etmeyen kısım da tanık olduğumuz hayatların, ölüm şekillerinin birbirlerine benzerlikleri oldu. Bu kadar geniş bir konuda, çok kısa öyküler olmalarına rağmen her hikâyede aynı hisse düşmek okurken beni biraz sıktı.

bibliyoraf ekibi

Bu kitap da Nasıl Ölünür gibi kısa kısa öykülerden oluşuyor. Normalde alacağı kitapları her noktasına kadar araştıran biri olarak okuduğum kitapları beğenmediğim olmaz. Fakat bu kitabı da bir öneriyle, araştırmadan aldım. Klasikleri sevmeme ihtimalim olmadığı için yine kötü bir kitap diyemeyeceğim fakat aynı şekilde, Emile Zola’da olduğu gibi okurken sıkıldığım yerler oldu. Klasik öykü okurken böyle hissettiğim çok olmadığı için de ‘’O kadar da beğenmedim.’’ rafında yerini aldı. Konu Emile Zola’nın öyküleriyle aynı. Farklı hayatlar şeklinde ilerlerken Son Yaprak tamamen ayrı ayrı konulara, ayrı ayrı hayatlara odaklanıyor, bu yüzden konusunu vermek çok da kolay değil. Kitabı genel olarak sevemesem de kitaba ismini veren Son Yaprak öyküsü ve O. Henry’nin acı olayları mizahla harmanlayarak yazması beğendiğim şeylerden oldu.

Ama fakat ve çünkü. Lakin ve ya da. Veya lakin ve ama. Ancak ve ancak. Ama fakat ve çünkü. Lakin ve ya da. Veya lakin ve ama. Ancak ve ancak. Ama fakat ve çünkü. Lakin ve ya da. Veya lakin ve ama. Ancak ve ancak. Ama fakat ve çünkü. Lakin ve ya da. Veya lakin ve ama. Ancak ve ancak.

Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:

Yazıyı burada paylaş:

Kitapların kahramana dönüştüğü yer.
İnternet sitesi http://bibliyoraf.com
Yazı oluşturuldu 328

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.