Son yıllarda çıkan popüler kitaplara baktığımızda, birçoğunun Asyalı yazarlar tarafından kaleme alındığını görüyoruz. Bu yazarlar; kültürleri, gelenekleri ve toplum yapılarıyla okuyucular için farklı dünyalar ve karakterler yaratıyorlar. Fantastikten distopyaya uzanan çok geniş bir yelpazeye sahip olduklarından, okuyuculara eşsiz serüvenler yaşatıyorlar. Biz de Asya kültürünün eşsiz tatlarını alabileceğiniz birbirinden güzel 10 kitabı sizler için derledik. Hepinize keyifli okumalar!
1. Hafıza Polisi – Yoko Ogawa
Hikâyemiz gelecekte geçiyor. İsimsiz bir adada günlük objeler yavaş yavaş yok oluyor. Bu objeler belleklerden silindikçe, işler daha da korkutucu bir hâl alıyor. Baskıcı Hafıza Polisi rejimiyle geçen günler, ada halkının bu kayıpları sorgulamalarına bile engel oluyor. Onlar da bunun sonucunda hatıralarına tutunmayı değil, onları unutmayı seçiyorlar. Roman, hatıralar, travmalar ve unutulanlar üzerine dikkat çekici ve provokatif bir distopya ortaya koyuyor.
Hafıza Polisi, birçok prestijli ödüle aday olmuş, günümüzde çok konuşulan muazzam bir eser. Bugünlere ışık tutan roman, şimdiden modern klasikler arasında gösteriliyor. Hafıza Polisi ile Yoko Ogawa, Asya edebiyatından özgün bir distopya arayanlar için nefes kesici bir serüven.
2. Vejetaryen – Han Kang
Han Kang’in Vejetaryen’i şüphesiz günümüzün en tartışmalı kitaplarından biri. Yonğhe ve kocası, günümüz Güney Kore’sinde gayet sıradan ve rahat bir yaşam sürüyorlar. Fakat Yonğhe’nin görmeye başladığı rüyalarla birlikte hayatları geri dönülmez bir şekilde değişiyor. Rüyaları sonucu vejetaryen olmaya karar veren Yonğhe’nin ailesi ve arkadaşları bu durumu pek iyi karşılanmıyor. Eşi ve ailesi tarafından sürekli et yemeye zorlanan genç kadın, gittikçe radikalleşmeye başlıyor. Yonğhe kısa sürede vejetaryenlikten de öte, saplantı yoluna giriyor.
Güney Kore’deki ataerkil topluma karşı çıkan bir kadının alegorik öyküsün anlatan Vejetaryen, kadınlığa adanmış bir hikâye. Cinselliği, saplantıyı, şiddeti ve sınırları anlatan roman; kemiklerinize kadar titreyeceğiniz bir ürkütücülük sunuyor. Günümüzün en önemli sorunlarından birini gözler önüne seren bu eseri herkes hayatında en az bir kere tatmalı.
3. Şafağı Ör – Elizabeth Lim
Maia Tamarin’in büyük bir hayali var, krallıktaki en yetenekli terzi olmak. Ancak krallıkta doğmuş bir kız olarak, en büyük başarıyı sadece zengin bir koca bularak edinebileceğine inanıyor. Bir gün tüm bunlar değişiyor. Kraliyet ulağı kapılarına dayanıp eski bir terzi olan babasını istediğinde Maia, erkek kılığına girerek babasının yerini alıyor. Böylece kendisini, kraliyet terzisi olmak için gerçekleştirilen ateşli bir yarışmanın ortasında buluyor. Sır, ihanet ve şantaj dolu sarayda hayatta kalmaya çalışan Maia, güneşe, aya ve yıldızlara uzanan unutulmaz bir maceraya atılıyor.
Son yılların favori fantastik romanlarından olan Şafağı Ör, Çin kültüründen ögeler taşıyan zengin hikâyesiyle, oldukça orijinal bir kurgu ortaya koyuyor. Elizabeth Lim’in büyülü üslubu ile canlanan eser, fantastik severleri dünyasına çağırıyor!
4. Sis ve Alev – Renée Ahdieh asya
Sis ve Alev, ana karakterimiz Mariko’nun hikâyesini anlatıyor. Meşhur bir samurayın kızı olan Mariko, kadınların tek amaçlarının evlilik olduğu bir diyarda yaşıyor. Kendisi de on yedi yaşındayken, müstakbel kocasıyla tanışmak için saraya gönderiliyor. Ancak yolda bir suikast çetesinin tuzağına düşüyor. Bu saldırıdan tek sağ kalan Mariko, intikam için yemin ediyor ve büyük planını yürütmeye başlıyor. Kılık değiştirip suikast çetesinin içine sızmayı başarıyor, iyi ve kötü arasındaki gerçekleri fark ediyor. Ayrıca çetedeki hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlıyor.
Renée Ahdieh’nin etkileyici kaleminden çıkan Sis ve Alev, nefes kesici bir aşk ve intikam hikâyesi. Yazar, tarihi ve büyüyü karıştırarak son derece etkileyici bir eser ortaya koyuyor. Güçlü kadın karakterlerin, sihrin ve romantizmin ışığında ilerleyen Sis ve Alev, okurları unutulmaz bir maceraya çağırıyor.
5. Kahve Soğumadan Önce – Toshikazu Kawaguchi
Kahve Soğumadan Önce, listemizdeki en orijinal kitaplardan biri. Tokyo’nun arka sokaklarında, enfes kahveler içebileceğiniz bir kafe var. Taze kahvesi ve küçük bir yer olmasıyla ünlenen bu kafe, ziyaretçilerin uğrak yeri. Fakat bu kafeyi diğerlerinden ayıran en büyük özelliği zamanda yolculuğa imkân tanıyor olması. Kitapta, bu kafenin dört ziyaretçisinin hayatlarına misafir oluyoruz. Hasta kocasından son bir mektup almak isteyenlerden, hiç tanışmadığı çocuğunu ilk ve son kez görmek isteyenlere kadar tüm bu insanlar; kafenin zaman yolculuğu özelliğine sığınıyorlar. Lakin bu zaman yolculuğunun belli kuralları var. Herkesin belirli masalara oturmaları ve yerlerinden hiç ayrılmamaları gerekiyor. En önemli kural ise kahve soğumadan günümüze geri dönmeleri.
Zamanda yolculuk ve kederi harmanladığı bu kitabında Toshikazu Kawaguchi, hüzünlü fakat samimi bir anlatı işliyor. Yazarın orijinal üslubuyla hayata gelen Kahve Soğumadan Önce; geçmişi, kaçırdıklarımızı ve kaybettiklerimizi sorgulatan bir eser.
6. Yedinci Gün – Yu Hua asya
Bir sabah uyandığında kendinizi arafta bulsaydınız ne yapardınız? İşte Yu Hua’nın Yedinci Gün‘ü tam olarak bu konuyu işliyor. Trende dünyaya gelen Yang Fei, hayatı boyunca yoksulluk ve basitlik içinde büyüyor. Ancak Modern Çin’in değişen toplumunda yaşamaya çalışan karakterimiz kırk bir yaşındayken zamansız bir şekilde ölüyor. Mezar yeri için parası yetmeyen Fei’nin araftaki yolculuğu da işte böyle başlıyor. Karakterimiz, yedi gün sürecek olan bu yolculuğunda onun gibi kayıplarını arayan insanların ruhlarıyla tanışıyor ve kaybolmuş bu ruhlarla kurduğu ilişkilerde, hiçbir zaman kaybolmayacak bir şeyin farkına varıyor. Durum ne kadar kötü olursa olsun, umut hiçbir zaman solmuyor.
Asya edebiyatının en güçlü kalemlerinden biri olan Yu Hua, Yedinci Gün ile edebiyat tarihine ismini altın harflerle yazdırıyor. Yazarın oluşturduğu sinematografik atmosfer gerçeklerin çarpıcılığıyla birleşince, unutulmaz bir roman ortaya çıkıyor. Hüzün, kayıp ve burukluk dolu bu roman, günümüzdeki Çin’in muazzam bir portresini çiziyor.
7. The Poppy War – R. F. Kuang asya
Bir savaş yetimi olan Rin, hayatı boyunca hizmet etmek için yaşamış. Fakat tüm bunlar, imparatorluğun en büyük sınavı Keju’yu en yüksek notla geçtiğinde değişiyor. Yasal koruyucuları ve devlet yetkilileri dahil herkesi şaşırtmayı başaran Rin, yüksek başarısı sayesinde imparatorluğun en elit askeri okulu olan Sinegard’a kabul ediliyor. Fakat koyu tenli bir köylü kızı olan Rin için Sinegard’da barınmak hiç kolay olmuyor. Çeşitli zorbalıklara katlanan kızımız, içindeki büyülü bir gücün varlığını keşfediyor. Rin, tanrılar tarafından ona hediye edilen bu gücü yönlendirmeyi öğrenirken, yaklaşan Poppy Savaşı’nda imparatorluğun tek umudu oluyor.
The Poppy War, son yılların en konuşulan epik fantastik serilerinden biri. 20. yüzyıl Asya ve Çin tarihinden ilham alınarak kurduğu zengin dünya ile R. F. Kuang, türünün en orijinal ve cesur kurgularından birini yazmış. Fedakârlık, insanlık, büyü ve savaşın her yönüyle aktarıldığı kitap size insanlığın ne demek olduğunu ve ne zaman kaybedilebileceğini sorgulatacak bir destan. İthaki Yayınları geçtiğimiz günlerde The Poppy War’ın ve devam kitaplarının yayım takvimini yayımladı.
8. Earthlings – Sayaka Murata asya
Eathlings, Natsuki ve Yuu’nun öyküsü. Çift zamanlı ilerleyen kitapta ilk olarak karakterlerimizin çocukluğuna gidiyoruz. Natsuki, kuzeni Yuu ile büyülü dünyalar hayal ederek her yazını eğlenceli geçiriyor. Ancak tüm bu eğlence, korkunç olaylar silsilesiyle kaybolma noktasına geliyor. Gerçekleşen olaylar sonucunda ayrılmak zorunda kalan iki çocuk birbirlerine hayatta kalmaya dair söz veriyorlar. Diğer zamandaysa Natsuki’nin yetişkinliği karşımıza çıkıyor. Aseksüel kocasıyla sakin bir hayat geçiren Natsuki, toplumun çocuk beklentisi altında yaşamını sürdürüyor. Bu beklentiler sonucu ailesi ve arkadaşlarından kaçmak için çocukluğunun dağlarında yaşamaya başlıyor. Fakat dağlara taşınmak demek yıllardır görmediği Yuu ile tekrar görüşmek demek. Kendisini bu buluşmaya hazırlayan kaygılı Natsuki, Yuu ile verdikleri sözü ve sonuçlarını sorgulayacak bir serüvene atılıyor.
Kasiyer kitabıyla büyük bir ivme yakalayan Sayaka Murata, Earthlings ile oldukça özgün bir anlatı işliyor. Büyülü gerçeklik ögelerinin bol bol kullanıldığı roman, gerilim türünün en orijinal kurgularından birine sahip. Tüm bunlar Murata’nın sihirli üslubuyla birleşince son derece gerçekçi, etkili ve güçlü bir kitap ortaya çıkıyor. Çocukluğun masumiyeti, sırlar ve korkunç olaylarla dolu Earthlings, kolay kolay unutamayacağınız bir roman.
9. Küçük Şeylerin Tanrısı – Arundhati Roy
Arundhati Roy’a prestijli Man Booker ödülü kazandıran roman Küçük Şeylerin Tanrısı, bir yasak aşkı romanı. Oldukça zengin Hindu bir ailenin kızı olan Ammu, ailenin yanında çalışan işçiye aşık olur. Kast sistemi yüzünden aşklarını saklamak zorunda kalan bu çift büyük bir tutku ve sadakatle birbirlerine bağlanır ve hikâyeleri boyunca gerçeklerin korkunçluğuyla yüzleşmek zorunda kalır. Arka planına Hindistan’ın çalkantılı siyasi ve sosyal tarihini alan bu ölümsüz eser, iki farklı kasttan kişinin toplum geleneklerine karşı gelişi üzerine, son derece dokunaklı bir hikâye sunuyor.
Roy’un şaheseri olarak gösterilen Küçük Şeylerin Tanrısı, yayımlanığı zaman büyük tartışmalara yol açmış. İnsanlara tabuları ve sınıf sistemini sorgulatan bir roman. Hindistan’ın sosyal ve siyasi gelenek göreneklerine cesurca meydan okuyan kitap, Asya Edebiyatı’nın en önemli klasiklerinden biri olarak da gösteriliyor. Tutkuyu, aşkı ve acıyı sonuna kadar hissedebileceğiniz kült bir eser.
10. The Henna Wars – Abida Jaigirdar
Müslüman ailesinin kuir kimliğine çok sıcak bakmadığı Nishat, her ne kadar kendi gerçeğini yaşamak istese de ailesiyle olan bağını kaybetmek istemiyor. Nishat, ailesi ve eşcinsel kimliği arasında bocalamaya devam ederken, çocukluk arkadaşının gelmesiyle hayatı daha da karışıyor. Arkadaşı Flávia’ya kısa sürede tutulan Nishat, ona karşı duygularını kontrol etmeye çalışıyor. Fakat okullarındaki bir yarışma için iş kurmaları gerekince ve ikisi de aynı işi kurunca, aralarında büyük bir savaş başlıyor. Stres ve sabotaj dolu günler geçe dursun, Nishat Flávia’ya olan aşkı hakkında önemli bir detayı fark ediyor. Belki de duyguları karşılıksız değildir…
Geçen yılın en konuşulan genç yetişkin aşk romanlarından biri olan The Henna Wars, sizi Nishat ve Flávia’nın capcanlı dünyasına çağırıyor. Jaigirdar’ın dinamik üslubuyla hayata gelen iki kızın aşkı; Asya kültürünü kalbinizde hissedeceğiniz, türünün en tatlı örneklerinden biri.
Asya edebiyatı her gün büyümeye devam ediyor ve çok zengin anlatılara sahip. Biz de yazımızda sizlere bu edebiyatın en değerlilerinden güzel öneriler sunmaya çalıştık. Seçtiğimiz kitaplar arasında sevip sevmedikleriniz, unuttuklarımız arasından da önerileriniz varsa bizlerle paylaşmayı unutmayın. Bir sonraki yazılarda görüşmek üzere, kendinize çok iyi bakın!
Kapak görselindeki çizim Rachele Raka tarafından çizilmiştir.
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş: