Merhaba Bibliyoraf okurları! Son zamanların en çok konuşulan filmlerinden biri de şüphesiz Aftersun. Çekimlerinin ülkemizde yapılmış olması sebebiyle de izleyeni çok oldu. Dillerden düşmeyen bu filmi sevenler, toplanın. Bayılarak okuyacağınızı düşündüğüm kitapları bir listede topladık. İyi okumalar!
Aftersun Ne Anlatıyor?
Aftersun, bir baba kız ilişkisini temel alıyor. Calum, genç yaşta baba olmuş, ekonomik sıkıntılar yaşayan bekâr bir adam. Sophie ise 11 yaşındaki kızı. O da babası ile tatile çıkmanın heyecanını yaşıyor. Film boyunca bu baba-kızın ilişkisini ve Türkiye’de geçirdikleri tatili izliyoruz. İzlediklerimiz genellikle ikilinin tatildeyken kameraya aldıkları görüntüler ve 30 yaşındaki Sophie’nin hatırladıklarından oluşuyor. Yetişkin Sophie ile birlikte Calum’u anlamaya çalışıyoruz ve böylecek ortaya iç parçalayan bir seyir çıkıyor.
Hikâyenin etkileyici olması kadar oyuncuların performansı da bir o kadar etkileyici. Henüz 13 yaşında olan Frankie Corio, Sophie rolüyle çok gerçekçi bir oyun sergiliyor. Calum’u canlandıran Paul Mescal ise izleyenleri kendisine hayran bırakıyor. Aftersun’daki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu dalında ilk Oscar adaylığını alması da başarısını kanıtlıyor. Kendisinin gelecek projelerini sabırsızlıkla bekliyoruz.
1. Sonbahar (Mevsimler Dörtlemesi #1) – Ali Smith
Sonbahar, Ali Smith’in Mevsimler Dörtlemesi’nin ilk kitabı. Okuyucuyu, Daniel ve Elisabeth adlı iki karakterin yıllar boyu süren dostluğuna konuk ediyor. Daniel, 1916 yılında doğmuş bir adam, Elisabeth ise 1984 doğumlu bir kız çocuğu. Aralarında büyük yaş farkı olan ikili, Elisabeth’in bir ödevi aracılığıyla tanışıyorlar. Birbirinden ilginç sohbetleri onları bir arada tutuyor. Öyle ki, yıllar geçse ve Brexit sürecine girilse de 2016 yılında hâlâ beraberler. Bir hastane odasında olsa da. Elisabeth, hasta yatağında olan 101 yaşındaki Daniel’a Büyük Umutlar okuyor. Birlikte sanat, politika gibi konularda konuşuyorlar. Geçmişe gidiyor, sonbaharın hüznü ve ağırlığını hissediyorlar. Ama hasat zamanı olan sonbahar, onları umut etmekten de alıkoymuyor.
Aftersun’daki en güzel noktalardan biri Sophie ve Calum arasındaki ilişki. Genç yaşta baba olmasından ötürü Calum, Sophie’nin babasından ziyade ağabeyi gibi. Çok yüzeysel şeyleri de derin konuları da konuşabiliyorlar. Onların arasındaki bu ilişki, Sonbahar karakterlerinin arasındaki ilişkiyi hatırlatıyor.
2. Bağlar – Domenico Starnone
Starnone, Bağlar’da trajik ve sarsıcı bir aile hikâyesi anlatıyor. Kitap, iki çocuğu ile bir başına kalmış bir kadın olan Vanda’nın kocasına yazdığı mektupla başlıyor. Başka bir kadın için onu terk etmiş Aldo’ya yazılan bir mektupla. Hikâyeyi Vanda’nın gözünden gördükten sonra yıllar geçiyor ve sıra Aldo’ya geliyor. Farklı bir pencereden bu sadakatsizliğe tekrar bakıyoruz. Üçüncü bölümde ise ailenin çocuklarından Anna, yaşananları ve hissettiklerini anlatıyor. Bir aile trajedisi, ailenin her ferdini nasıl etkiliyor, bunu okuyoruz. Starnone, hisleri basit ama etkili bir şekilde anlatıyor. Aile bağlarının nasıl kurulduğunu ve nasıl koptuğunu gösteriyor.
Aftersun, Sophie’nin babasıyla olan tatilini yaklaşık 20 yıl sonra hatırlaması üzerine işleniyor. Bu tatil, yıllar sonra dâhi etkisi azalmamış bir hatıra. Sophie gözden kaçırdıklarını arıyor, Calum’un sıkıntılarını çözmeye çalışıyor. Yıllar önce sıradan bir tatil gibi gelen günler, farklı bir anlam kazanıyor. Bağlar, bir hikâyenin aile üyeleri arasında nasıl farklı etkiler doğurabileceğini gösteriyor. Zaman geçse bile unutulmadığını. Tıpkı Aftersun gibi.
3. Miras – Vijdis Hjorth
Miras, dört çocuklu bir ailenin üyesi olan Bergljot’un babasının ölümü sonrası yaşananları anlatıyor. Babanın mirasını bölüşme sürecinde oluşan gerilime şahit oluyoruz. Çünkü bu ailenin bir sırrı var. Hepsinin bildiği ama dillendirmediği, Bergljot’nun anlatmaya karar verdiği bir sır. Ailenin her üyesi, kendine özgü bir sebeple susmak isterken Bergljot susmayı reddediyor. “İnsan ailesini seçemez ama hikâyesini anlatmayı seçebilir.” diyerek hayatlarını sonsuza dek değiştirecek bir adım atıyor. Okur, yine bir aile trajedisi ile karşı karşıya kalıyor.
Her ne kadar Miras’ın ana karakteri, ailenin sırrı olsa da kitap çok gizemli bir eser değil. Hjorth, metnin her anında sırrın ne olabileceğini okuyucuya hissettiriyor. Aftersun’da olduğu gibi, olacakların farkındayız. Bilmezden gelmek istiyor, farklı bir şey olmasını umuyoruz. Ne yazık ki ikisi de oldukça yürek parçalayıcı.
4. Limonlu Pastanın Sıradışı Hüznü – Aimee Bender
Annesi Rose’un doğum günü için ona limonlu bir pasta yapıyor. İlk lokmasını alan Rose, ekşilikten farklı bir şey tadıyor: annesinin hüznünü. Birkaç deneme sonrası Rose, yediklerini pişiren kişinin hislerini tadabildiğini fark ediyor. Bu, başına gelmiş büyük bir lanet gibi hissettiriyor. Saklanan her şeyi bilmek, söylenmeyen her şeyi işitmek çok zor geliyor. Ardından babası ve abisinin de özel yetenekleri olduğunu keşfediyor. Böylece her ailede üstü örtülen birçok şeyin olduğunu öğreniyoruz. Yazar, her şeyi bilmemenin bazen bir nimet olabileceğini anlatıyor.
Aftersun dile getirilmeyen duyguların filmi olarak Limonlu Pastanın Sıradışı Hüznü ile aynı konuya parmak basıyor. Fakat Sophie, Rose’dan farklı olarak saklı kalanları öğrenme imkânına sahip değil ve bundan büyük bir acı duyuyor. Ana karakterlerin tecrübeleri farklı olsa da iki eserin de mesajları benzer.
5. Mücella – Nazan Bekiroğlu
Mücella, babasının ölümü ve abisinin terk edişi ile annesiyle kalmış bir kız çocuğu. Onun çocukluğu ile başlayan roman, Mücella yaşlanana kadar yaşananları anlatıyor. Önce genç bir kız olup durmaksızın çeyiz hazırlıyor, danteller işliyor. Tanıdıkları, akrabaları evleniyor ama Mücella bekliyor. Evinden, her gün önünde oturduğu pencereden ayrılmak ve dışarı çıkmak için gün sayıyor. Beklemekten yaşamayı unutuyor, tüm hayatı böyle geçip gidiyor. Umut dolu genç Mücella, yalnız ve tüm ümidini yitirmiş yaşlı Mücella’ya dönüşüyor. Değişmeyen tek şey önünde oturduğu pencere oluyor.
Calum, filmde açıkça dillendirilmese de hayatı zorluklarla dolu bir karakter. Henüz otuzlu yaşlarında olsa da yorgunluğunun daha fazla olduğunu öğreniyoruz. Büyük olasılıkla bir çocukken hayal ettiklerini yaşayamamış bir adam. Mutsuz ve ümitsiz olması bu yüzden. Sophie ile tatilinde tutunacak bir şeyler arıyor. Mücella’nın sabırla beklediği gibi bekliyor. Ayrıca Mücella’nın dantellerine sarılması ile filmde Calum’un bir Türk halısına uzanışı çok benzer. Eski, geleneksel motiflerde onları rahatlatan gizemli bir şeyler olmalı. Bu küçük detay da içimi parçalıyor.
Yazımızın sonuna geldik. Listeye aldığım kitapların en az Aftersun kadar can yakıcı olduğunu iddia ediyorum. Umarım beğenirsiniz. Şimdiden iyi okumalar!
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş: