“Merhaba Yukarı Doğu Yakalılar, karşınızda Dedikoducu Kız!” Demek isterdim ama diyemiyorum. Doğru tahmin ettiniz, bu yazı Gossip Girl dizisinin en sevilen karakterlerinden Blair Waldorf hakkında. Blair; organize edilecek bir parti, ele geçirilecek bir okul ya da manipüle edilecek skandallar olmadığında, boş zamanlarını okuyarak geçirmeyi seviyor. Hadi gelin bu kompleks karakterin okuma listesinde hangi kitaplar varmış bir bakalım!
Yazıya başlamadan önce küçük bir not: Biz bu yazıyı hazırlarken dizideki Blair Waldorf karakterini baz aldık. Dizi ve kitapta karakterle ilgili detayların farklılık göstereceğini unutmayalım lütfen.
1. Tiffany’de Kahvaltı – Truman Capote
Belki başrollerini Audrey Hepburn ve George Peppard’ın paylaştığı aynı adlı filmi izlemişsinizdir. Blair’in de en sevdiği filmin bu olduğunu biliyoruz. Ancak Blair Waldorf kadar mükemmeliyetçi bir karakterin bu filmi kitabını okumadan izleyeceğini düşünmeyin sakın. Listenin başına bu nedenle Truman Capote tarafından yazılan bu eşsiz eseri koydum. Tiffany’de Kahvaltı ya da orijinal adıyla Breakfast at Tiffany’s bir novella hatta uzun öykü denebilecek kısalıkta. Kitap, Holly Golightly’nin dışarıdan bakıldığında oldukça eğlenceli görünen gizemli hayatı üstünden ilerliyor. Bununla birlikte kitapta yüzeysel mutluluğun ve zenginliğin ardında yatan derin kederi, bu keder içinde birbirini bulmuş iki karakterin hikâyesini okuyoruz. Eğer siz de uzun romanlar okumakta zorlanıyor ya da Blair’in aşık olduğu Holly Golightly ile tanışmak istiyorsanız Tiffany’de Kahvaltı tam size göre!
2. Masumiyet Çağı – Edit Wharton
Masumiyet Çağı 1870’lerdeki New York üst tabaka yaşantısını konu alıyor. Avrupa’da yaşayan Kontes Olenska’nın New York’a dönüşü sosyeteyi hareketlendirir. Yeni nişanlanan Newland Archer, Olenska’dan oldukça etkilenir ve ikili bu kadar katı bir cemiyet içinde özgürce aşklarını yaşamaya çalışırlar.
Gossip Girl’ün de 2000’li yıllarda aynı konuyu ele aldığını göz önünde bulundurursak dizinin esin kaynağının bu kitap olduğunu düşünenlerin olması sizi şaşırtmayacaktır. Ayrıca Gossip Girl’ün ikinci sezonunun ikinci bölümünde karakterlerin okul tiyatrosu kapsamında bu kitabı canlandırması da bu düşünceyi destekliyor.
3. Grace Kelly – Donald Spoto Blair Waldorf
Grace Kelly Hollywood’un en yetenekli oyuncularından biriydi ta ki Monaco Prensi ile evlenip oyunculuğu bırakana ve dünyanın en sevilen prenseslerinden biri olana kadar. Donald Spoto’nun Grace Kelly’nin ricası üzerine yayımlamak için yirmi beş yıl beklettiği bu kitabı, Grace Kelly’nin özel hayatıyla ilgili detayları ve kendisiyle ilgili ilginç birçok bilgiyi içinde barındırıyor.
Eğer Gossip Girl’ü izlediyseniz siz de bilirsiniz ki Blair Waldorf prenseslere bayılır. Yanlış anlamayın, öyle evde oturup prensinin gelmesini bekleyen prenseslerden bahsetmiyorum. Etrafındaki herkesi zarafetiyle kendine hayran bırakan ve kitleleri etkileme gücüne sahip gerçek prenseslerden bahsediyorum. Blair da dizi boyunca hep böyle bir prenses olmak istedi. Siz de bu yetenekli ve güzel kadının biyografisini okumak isterseniz Donald Spoto’nun kitabını birçok kitapçıda bulabilirsiniz.
4. Zarafet: Audrey Hepburn’ün Hayatı – Donald Spoto
Yardımseverliğinden tutun da eşsiz tarzına kadar Blair, Audrey’nin tamamen mükemmel olduğuna inanıyor. Eh, ben de ona katılıyorum. Gossip Girl’de geçen sayısız sahneden dolayı Blair’ın büyük bir Audrey Hepburn olduğunu ve kendini de bir Audrey olarak gördüğünü biliyoruz. Hal böyle olunca bu kitabı okuması işten bile değil. Bu kitap da tıpkı listemizin bir önceki kitabı gibi Donald Spoto tarafından yazıldı. Biz Audrey ve Blair hayranlarına da -birini sevince diğeri sevmemek mümkün değil- bu kitabı alıp okumak düşüyor.
5. Savaş Sanatı – Sun Tzu Blair Waldorf
Blair’in zarafete olan düşkünlüğünden ve güçlü biri olmak istediğinden bahsettik. Güçlü olmak için bazen savaşlar vermek gerekir. Blair de bunun farkında. Bu yüzden de insanlık tarihinin en eski ve en çok tartışılan stratejik eserini okumaması düşünülemez. İlk askeri metin olarak kabul edilen Savaş Sanatı, rakibe karşı alınacak önlemleri ve mücadele yöntemlerini ayrıntılarla anlatıyor. Her adımı planlamak tam Blair’lık bir davranış, sizce de öyle değil mi? Bu kitabı ister genel kültür, ister kişisel gelişim isterseniz de iş hayatında karşılaştığınız zorluklarla başa çıkmak ve kendi küçük savaşlarınızı kazanmak için okuyabilirsiniz. Benim okuma listeme girdi bile!
6. Mrs. Dolloway – Virginia Woolf Blair Waldorf
Blair Waldorf gibi bir karakterin feminizmin yapıtaşlarından biri olan Virginia Woolf’u okumaması düşünülemez. Mrs. Dalloway’de, Clarissa Dalloway isimli karakterin bir gününü okuyoruz. Clarissa, akşam vereceği davetin hazırlıklarıyla uğraşırken beklenmedik bir ziyaretçinin gelmesiyle hayatını ve tercihlerini sorgulamaya başlıyor. Yazar, tüm kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da okuru sınırları yıkmaya ve kadınları düşünmeye teşvik ediyor. Virginia Woolf’un hem toplum düzenini eleştirdiği hem de bilinç akışını ustalıkla kullandığı bu eseri hala okumadıysanız, çok şey kaybediyorsunuz.
7. Jane Eyre – Charlotte Bronte
Evet, tamamen güçlü kadınlar üzerinden gidiyoruz. Çünkü Blair en kırgın, en üzgün olduğu zamanlarda bile bu kadınlardan ilham alıyor. “Bir kadın, geleneklerin kendisi için yeterli saydığı şeylerden daha fazlasını yapmak, öğrenmek isterse onu kınamak, alaya almak düşüncesizliktir.” der Charlotte Bronte, Jane Eyre kitabında. Kitap, yengesiyle zor bir yaşantının içinde kendini bulan öksüz ve yetim Jane’in hikâyesini anlatıyor. Yatılı okula gidip öğretmen olan Jane, bir evde mürebbiye olarak çalışmaya başlar. Fakat Bay Rochester’a aşık olur. Bu mükemmel klasiği henüz okumadıysanız ben ve Blair mutlaka okumanızı tavsiye ediyoruz.
Blair Neden Bu Kitapları Seçerdi?
Blair Waldorf kendini her anlamda geliştirmek isteyen bir genç kadın. Sosyal statüsünü yükseltmek ve güçlü bir kadın olmak istiyor. Seçtiği kıyafetler duruşunu belirlerken, seçtiği kitaplar da hayata bakışını yansıtıyor. Blair kendisi gibi güçlü olmak isteyen kadınlardan ilham alıyor. Grace Kelly ve Audrey Hepburn gibi zarafetinden ve feminenliğinden ödün vermeden, bir prenses gibi kibar ve asil olmak istiyor. Güce giden yolda her tür savaşa hazırlıklı. Stratejinin önemini biliyor. Yaşam standartlarını olabilecek en yüksek seviyede tutmaktan ve kendine değer vermekten hiç vazgeçmiyor. Bu yüzden hep yaşam standartlarını yükseltmeye çalışan ve bu konuda emek harcayan kadın karakterleri seviyor; tıpkı Jane Eyre gibi. Yaptığı her şey gibi okudukları da planlı. Blair hayat amacına hizmet edecek kitaplar okumayı seviyor. Kitapları bir motivasyon kaynağı olarak kullanıyor.
Peki biz bu listeden ne ders çıkarabiliriz? Evet, Manhattan’da Yukarı Doğu Yakası’nda yaşamıyoruz. Blair Waldorf gibi zengin değiliz ya da hayatımızı en kaliteli şekilde yaşayacak enerjiyi bulamıyoruz. Ama Blair’in okuduğu kitapları gözden geçirince ben bir direniş görüyorum. Kendisi için daha fazlasını isteyen bir kadının rol modeli olarak hep güçlü kadınları seçtiğini görüyorum. Blair bana işte tam da bu konuda ilham veriyor. Türlü zorluklarla dolu hayatımızda, yaşadığımız coğrafya düşünüldüğünde bazen ne yapacağımızı bilemiyor ve güçlü kalmakta zorlanabiliyoruz. Güçlü olmanın daha erkeksi olduğu yanılgısına bile düşebiliyoruz bazen. Blair ve bahsedilen bütün bu kadınlar aksini ispat ediyor. Benim Blair’den öğrendiğim yegâne ders, kendimize daha yüksek bir hayat kalitesi hedeflememiz gerektiği. Bu hayatı yaşamak için çabalamayı ve kendimize zaman ayırmayı hak ediyoruz.
Umarım sizler de bu okuma listesini beğenmişsinizdir. Blair sizce başka hangi kitapları okurdu? Yorumlarda yazmayı unutmayın. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere!
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş: