Engel nedir? Engel dediğimiz şey aslında yürüdüğümüz yolda ayağımıza takılan bir taş gibidir. Bu hayatta herkesin ayağına taş takılmıştır. Kimimizinki küçük, kimimizinki de büyük taşlardır. Önemli olan o taşı nasıl avantajımıza çevirebileceğimizdir.
23 Nisan’a özel bu yazımda sizlere aslında bu hayatta hiçbir şeyin bizlere engel olmadığını ve biz güçlü durdukça da olamayacağını anlatmak istiyorum. Bunun için de tabii ki birkaç hayali arkadaşımdan da yardım alacağım. Bu bahsedeceğim arkadaşlar, yürüdükleri yollarda büyük taşlara takılan arkadaşlarımız. Onların hikayeleri öyle güzel, öyle umutlu ki hayata karşı bakış açınızı pozitif yönde değiştirmenizi sağlayacaklar. Şimdi müsaadenizle arkadaşlarımı takdim edeyim.
1) İçimizdeki Müzik’in ana karakteri Melody Brooks
Melody kesinlikle tanışmanız gereken çok özel bir çocuk. Ufacık yaşına rağmen yaşadığı zorluklarla başa çıkabilmesi onun en güçlü özelliklerinden yalnızca biri. Doğuştan gelen bir hastalık yüzünden konuşamıyor, hareket edemiyor hatta doktorlar sırf konuşamadığından onun zihinsel engeli olduğunu düşünüyor. En büyük destekçilerinden biri olan annesi ise buna karşı çıkıyor çünkü kızının ne kadar bilinçli, akıllı olduğunun farkında ve bir gün Melody’i müzik ile tanıştırıyor.
Melody kendi gibi sıkıntılar yaşayan öğrencilerin olduğu bir sınıfta eğitim alırken bir gün kriz geçiriyor. Bunun sebebi ise öğretmenlerinin, onların anlamayacağını düşünüp sürekli aynı konulardan bahsetmesi çünkü Melody aklı başında bir çocuk ve öğretmenlerinin bu yaklaşımı onu çok sinirlendiriyor. Bu olayı duyan annesi de çok sinirleniyor ve Melody’nin sınıfını değiştiriyor. Her şey bundan sonra başlıyor.
Böyle zorluklarla mücadele eden bir çocuğun aynı zamanda kendini kanıtlama hikayesidir bu. Ön yargıları bir cam gibi kıran Melody, bizlerin hayata bakışını oldukça değiştirecektir.
2) Mucize’nin mucizesi August Pullman
Hayata karşı August kadar duyarlı olan insan sayısı o kadar az ki… Yalnızca fiziksel birtakım farklılıklarından dolayı etrafındaki çoğu kişi tarafından dışlanmış. Nadir görülen bir hastalık sebebiyle gözleri yanaklarının hizasında, dudağı yarık ve kulakları bir yumruk şeklindedir. Bu nedenle de işitme kaybı yaşamaktadır. İnsanların bu kötü davranışlarına çok üzülse de ailesi her an her yerde ona destek olmaktadır.
Eğitimini evde annesinden alan August beşinci sınıfa geçmiştir. Artık okula gitmesi gerekmektedir ama August kalabalık bir ortama girmekten çok çekinmektedir. İnsanlar tarafından bunca zaman acımasız davranışlara maruz kalınca bu çekince küçük bir çocuk için oldukça normal aslında. Hikaye bence tam olarak burada başlıyor. August’un okul hayatı maalesef bizlerinki kadar rahat geçmiyor. Kitabı okurken eminim sizler de başkaları adına utanacak ve yoğun empati duygusuyla sarsılacaksınız. İnsanlar nasıl bu kadar vicdansız olabilir ve küçücük bir çocuk tüm bunlara nasıl göğüs gerebilir?
Muhteşem bir öykünün yanı sıra anlatımıyla da dikkatleri toplayan bu kitabı en kısa sürede okumalısınız. August’la tanışmadığınız her günü kayıptan sayabiliriz.
3) Mavi Kanatlar’ın özgür çocuğu Jardan
Bu hikaye diğerlerinden biraz farklı diyebiliriz. İki kardeşin hikayesi… Jardan kardeşi Josh’tan beş yaş büyüktür. Normalle kıyasladığımızda dev diyebileceğimiz bir çocuktur aynı zamanda. Jardan bir gün kardeşiyle beraber yaralı bir turna kuşu buluyor. Kuşun ailesine gidebilmesi için de ona tekrardan uçmayı öğretmek istiyorlar. Bu sırada çok vahim bir kaza gerçekleşiyor ve Jardan için artık hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.
Kardeş sevgisi bu hayatta tadabileceğimiz en güzel sevgilerden bir tanesidir. Kitabı okurken ister istemez içiniz ısınacak, kalbiniz sevgiyle dolup taşacak. İki kardeşin birbirlerine olan yaklaşımları, her daim birbirlerini koruyup kollamaları… Bu kitabı okurken eminim hepiniz bazı şeylerin farkına varacaksınız. Sadece kardeş sevgisi değil, hayvan sevgisini ve sorumluluk duygusunu da tattığımız çok özel bir hikaye.
4) Cam Çocuk’un kırılgan ruhlu kahramanı Willow
Adını kahramanımızın hastalığından alan bu kitap, ‘cam kemik’ hastası olan Willow’un hikayesini anlatmaktadır. Genel yaşantılarında zorluklar çeken bu aile, bir de yavrularının bu elim hastalığıyla mücadele etmek zorundadır. Bu mücadelede verilen uğraşlar, yapılan fedakârlıklar hepimizi derinden etkilese de bunların gerçeğin bir parçası olduğunu bilmek elbette daha üzücü. Hiç bilmediğimiz bir yerlerde kim bilir kaç tane Willow vardır belki de?
Kitapta gerçekliğe dayalı birçok olgu bulunuyor ve bu sebeple okurken hikayenin içine çekiliyorsunuz. Kendinizi onların yerine koymaktan kaçamamanın yanı sıra yeri geliyor Willow’la beraber sizlerin kemikleri kırılıyormuş gibi tüm duyguları içten hissediyorsunuz. Sadece Willow da değil, kardeşi Amelia da var. O da bir çocuk ve onun da bu süreçte yaşadıkları akıl almaz şeyler tabii ki. Cam Çocuk, Jodi Picoult ile tanışmak için muhteşem bir kitap. Bence onları daha fazla bekletmeyin, sizinle tanışmak için can atıyorlar.
5) Sol Ayağım’ın hırslı ve yetenekli çocuğu Christy Brown
Yukarıdaki kitaplar kurgulanmış olsa da kapanışı gerçek bir hayat hikayesinin ilk ağızdan anlatımıyla yapmak istiyorum. Bu kitabı ilkokuldayken okumuştum, aradan on beş yıl geçti halen kitabı gördüğüm yerde içim bir hoş olur. Hırs nedir? Mücadele nedir? Sadakat nedir? Sol Ayağım’da tüm bu soruların cevaplarını trajik ama sevgi dolu bir şekilde alacaksınız. Bu kitap size şimdiye kadar okuduğunuz diğer kitapları unutturacak.
Christy, Yirmi iki çocuklu bir ailenin hayatta kalabilen on üç çocuğundan bir tanesi. Doğuştan beyin felçli olan bu çocuk doktorlar tarafından yaşamasına dahi ihtimal verilmeyen çok özel bir çocuktu. Evet yürüyemiyor, konuşamıyor olabilir ama emin olun bu durum hayatta hiçbir şeyi yapmamıza engel değilmiş aslında. Tam olarak bunu okuyoruz bu kitapta da. Bir yaşam boyunca o yaşam için verilen mücadele ve sonunda alınan mükafat bu hayatta elde edilebilecek en değerli şeylerden biri. Annesinin özel olarak ilgilenmesi ve Christy’i desteklemekten asla vazgeçmemesi bizler için iyi bir örnek olacaktır.
Bu birbirinden zorlu hayatları okurken bile mahvolurken, insanların bu hayatları yaşadığını unutmamak ve her zaman empatiyle yaklaşmak gerekiyor. İnsanların zorlu hayatlarında onlara destek olmak o kadar değerli bir şey ki… Bu hayatta engel diye bir şey yok aslında, iyilik ve kötülük var. İyiliğin olduğu yerde iyiliğin kazanmaktan başka şansı yoktur. Ve unutmayın ki bu hayatta en büyük engel CEHALETTİR.
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Ama fakat lakin. Ancak ve ancak. Çünkü veya ya da. Fakat ve çünkü. Sabah kalktım. Bugün yine çok geç kalktım. Saçımı yaptım. Ama fakat lakin. Ancak ve ancak. Çünkü veya ya da. Fakat ve çünkü. Sabah kalktım. Bugün yine çok geç kalktım. Saçımı yaptım. Ama fakat lakin. Ancak ve ancak. Çünkü veya ya da. Fakat ve çünkü. Sabah kalktım. Bugün yine çok geç kalktım. Saçımı yaptım.
Bugün yine çok geç kalktım. Saçımı yaptım. Ama fakat lakin. Ancak ve ancak. Çünkü veya ya da. Fakat ve çünkü. Sabah kalktım. Bugün yine çok geç kalktım. Saçımı yaptım.Ama fakat lakin. Ancak ve ancak. Çünkü veya ya da. Fakat ve çünkü. Sabah kalktım. Bugün yine çok geç kalktım. Saçımı yaptım.
Yazıyı burada paylaş: