Kutu, Kötülük, Kadın: Pandora

Kutu, Kötülük, Kadın: Pandora

Herkese merhabalar. Bu ayki mitoloji dosyamızın konusu Pandora. Pandora’nın ismini duyunca hepimizin aklına az çok bir şeyler gelir. Peki Pandora gerçekte kimdir? Hikâyesi nedir, zaman içinde nasıl bir değişime uğramıştır? Neden kutusuyla ünlüdür? Gerçekten bir kutusu var mıdır? İşte bu soruların cevabını merak edenler için bir yazı hazırladık. İyi okumalar dileriz.

Pandora Kimdir?

Dante Gabriel Rossetti – “Pandora” (1871)

Pandora, Yunan Mitolojisinde yer alan bir karakter. Hikâyesinin en bilinen versiyonunda Zeus tarafından insanları cezalandırılmak üzere dünyaya gönderiliyor. Pandora yaratıldığında bütün Olimpos Tanrıları ona hediyeler veriyor. Kimisi ona örgü örmeyi öğretiyor kimisi de ona sivri bir zeka veriyor. En son olarak da Pandora’ya bir kutu veriliyor ve kesinlikle bu kutuyu açmaması tembihleniyor. Fakat artık dünyada yaşayan Pandora sonunda merakına yenilerek kutuyu açıyor. Ve kutunun içindeki kötülükler serbest kalmaya başlıyor. Pandora kutuyu sonunda kapatabildiğinde ise içeride kalan tek şey umut oluyor.

Fakat bu versiyon, orijinal hikâyenin çok küçük ve yanılgılarla dolu bir hali. Bütün suç Pandora’daymış gibi görünse de gerçekte olaylar hiç de böyle değil. Pandora ilk olarak MÖ 750-650 yılları arasında yaşadığı düşünülen Hesiodos’un metinlerinde karşımıza çıkıyor. Hesiodos Pandora’yı önce, Tanrıların kökenlerini ele aldığı Tanrıların Doğuşu eserinde çok yüzeysel bir biçimde ele alıyor. O kadar yüzeysel ki Pandora’nın henüz bir adı dahi yok. Daha sonrasındaki eseri İşler ve Günler’de ise Pandora’nın karakterine derinlik kazandırıyor.

Prometheus ve Pandora

Hesiodos’un eserlerindeki Pandora’yı anlamak için öncelikle Prometheus’un hikâyesini bilmemiz gerekiyor. Prometheus, Yunan Mitolojisindeki Titanlardan biri. Her ne kadar bir Titan olsa da, Zeus’un gözüne giren Prometheus, Olimpos’ta yaşamaya başlıyor. Fakat içten içe de Zeus’a ve diğer tanrılara nefret besliyor. İntikam almak amacıyla da kendi elleriyle ilk insanı yaratıyor. Sonrasında insanların acizliğine o kadar üzülüyor ki, tanrılardan ateşi çalıp insanlığa hediye ediyor. Bu sayede insanlar karanlık çağdan çıkıp gelişmeye başlıyor.

Zeus bu işe çok sinirleniyor. Prometheus’u Kafkas Dağı’na zincirleyerek bir kartalı her gün yeniden oluşan karaciğerini yemesi üzerine görevlendiriyor. Fakat bu cezalandırma Zeus’u tatmin etmiyor, insanlığın gelişmesinden hiç mutlu değil. Bu yüzden hem Prometheus’u hem de tüm insanlığı etkileyecek ikinci bir ceza planlıyor. İşte Pandora da burada karşımıza çıkıyor. Tanrıların Doğuşu’ndaki versiyonda Zeus, o zamana kadar tamamen erkeklerden oluşan insanlığa karşılık bir kadın yaratılması emrini veriyor. Kötülüklerden oluşan bu güzeller güzeli kadını da insanlara hediye ediyor. Ve böylece kötülük, insanlığın arasına yayılıyor.

Pandora’nın Pandora Oluşu

Charles Edward Perugini’nin “Pandora’s Box” resmi

Hesiodos, İşler ve Günler’de bu miti geliştiriyor. Bu sefer yaratılan kadının bir adı var: Pandora. Yaratılışı sonrası bütün Olimpos Tanrıları ona hediyeler veriyor. Ve Pandora, abisi Prometheus’un “sakın Zeus’ta hediye kabul etme” uyarılarına karşın onu seve seve eş olarak kabul eden Epimetheus’a hediye ediliyor. Fakat Pandora’nın yanında, içinde bütün kötülükleri barındıran bir kutu da var. (Bu gerçekten bir kutu mu yoksa başka bir şey mi birazdan ele alacağız.)

İşler işte tam burada karışmaya başlıyor. Hesiodos’un versiyonunda sadece kutunun açıldığı ve bütün kötülüklerin dünyaya yayıldığı yazıyor. Zaman içerisinde gelişen versiyonlardan birinde Pandora, Zeus’un kulağına fısıldaması sonucu evliliğinin ertesi günü kutuyu açıyor. Bir başka versiyonda ise Zeus’un, kutuyu bir düğün hediyesi olarak verdiği, kesinlikle açmaması gerektiğini tembihlediği yazıyor. Fakat yıllar içerisinde Pandora merakına yenilerek kutuyu açıyor.

Peki orijinal versiyondaki bilgi eksikliğine bakarsak bambaşka bir şey olmuş olamaz mı? Sonuç olarak Hesiodos hiçbir zaman Pandora’nın kutuyu(?) açtığını söylemedi. Ne olmuş olabilir acaba?

Pandora’nın Kutusu Mu Küpü Mü?

Çok bilindik “Pandora’nın Kutusu” söylemi 16. yy’da yaşayan Erasmus’un çevirisinden geliyor. Erasmus, Hesiodos’un eserlerini Antik Yunancadan Latinceye çevirirken metinde bir değişiklik yaptı: Orijinal metinde geçen “pithos” kelimesi “küp” anlamına geliyor. Fakat Erasmus bunu “puxos” kelimesine karşılık gelen “kutu” olarak çevirdi. Farklı dillere yapılan çevirilerde Erasmus’un Latince çevirisinin baz alınması sonucu Pandora hep kutusuyla anıldı.

Peki bu değişiklik bu kadar büyük bir problem mi? Bu sorunun cevabı evet. Orijinal metinde geçen küp, fotoğrafta da görebileceğiniz gibi dar zeminden giderek genişleyen bir yapıya sahip. Her an devrilme tehlikesine sahip olmasının yanı sıra oldukça da kırılgan bir şey. Sonuç olarak, bir kutunun yanlışlıkla açılmış olma olasılığı oldukça düşük. Fakat bir küpün kendiliğinden veya bir hata sonucu devrilerek kırılması oldukça olası. Yani kötülüğün dünyaya yayılmasında Pandora’nın hiç suçu olmayabilir.

Pandora Suçlu Mu? Yoksa Bir Kurban Mı?

Peki Pandora kutuyu kendi elleriyle açtıysa ya da küpü kendi elleriyle kırdıysa bile suçlu mudur? Sonuç olarak Pandora bütün versiyonlarda insanlığı cezalandırmak için yaratıldı. Tanrıların Doğuşu’nda kutu/küp yoktu. Tanrılar Pandora’yı kötülüklerle doldurarak onu insanlığa verdi. Bu versiyonda Pandora’nın suçlu olma ihtimali söz konusu bile değil.

Tartışmalar sebep olan versiyonlar ise küplü/kutulu olanlar. Kutuyu açan da küpü kıran da hep Pandora. Bu yüzden kötülüğü dünyaya yayan da o… mu acaba? Pandora bu versiyonlarda da bir “ceza” olarak yaratıldı. Yaratılış nedenini ötesine geçmesi mümkün müydü? Kendisine merak duygusunu veren tanrılar değil miydi? Kötülüklerle dolu kutuyu/küpü veren peki? Pandora’nın gerçekten bir suçu var mı?

Antik Yunanda yapılan bir vazoda resmedilen “Pandora’nın Doğuşu”

Sanatta Pandora’nın Resmedilişi

Pandora’ya dair çizimleri incelediğimiz zaman genelde Pandora’nın kutusu ile resmedildiğini görüyoruz. Seçimler genelde Pandora’nın kutuyu/küpü açma anı veya bu anın sonrasındaki kaosa yönelik. Bu yüzden Pandora’nın suçlu olduğu algısı resimlerle de destekleniyor.

Fakat Antik Yunanlıların Pandora tasvirlerine baktığımızda çok farklı sahnelerle karşılaşıyoruz. Öncelikle, bu eserlerde Pandora küpü ile resmedilmiyor. Çünkü Antik Yunanlılar için küp çok da önemli değil. Onların odaklanmayı seçtiği kısımlar, tanrıların Pandora’ya hediyeler verdiği veya onu yarattığı kısımlar. Bu da onların gerçekte kimi suçlamaları gerektiğinin oldukça farkında olduklarını gösteriyor. Sonuç olarak Pandora’yı kötülüklerle yaratan, ona merak duygusunu veren hep tanrılar.

Pandora’yı ele aldığımız yazının sonuna geldik. Umarım sizin için faydalı bir yazı olmuştur. Yorumlarda düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın. Kendinize iyi bakın.

Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:

Yazıyı burada paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.