Yakın zamanda yayımlanan John Steinbeck’in Asiler Otobüsü, yazarın diğer kitaplarına nazaran farklı konusuyla okuyucusunu şaşırtan bir eser. John Steinbeck’in eserlerini okumayı çok seviyorum. Bu yüzden de Asiler Otobüsü adlı eserinin yayınlandığını görünce çok büyük bir beklentiye girdim ama kitap beklediğim gibi sonuçlanmadı. Gelin bu sebepleri hep birlikte inceleyelim.
“Asiler Otobüsü”
Kitabımız, bir otobüs seferinde otobüsün arızalanması sebebiyle Juan Chicoy ve karısı Alice’in devraldığı işletmede toplanan farklı karakterin hikayesi anlatılıyor. İşletmenin bünyesinde Juan’ın araba tamirhanesi ve Alice’in yolcuları ağırlamak için hizmet veren kafe/lokantası var. Bir de boğaz tokluğuna çalışan elamanları Norma ve Kit (Sivilceli) var. California kırsalında seyreden otobüs seferi, arabanın arızalanması ile iptal oluyor. İşletme sahipleri de müşteri memnuniyeti için odasından feragat ediyor. California’da kuzeyden güneye inen büyük otoyolların birinde, Asiler Köşesi diye anılan bir dört yol ağzı var. Juan Chicoy Asiler Köşesi ile San Juan de la Cruz arasındaki otobüs hattı bayiliğini devralınca otogar oluyor. Bu olay da kitabın isminin Asiler Otobüsü olmasına yol açıyor.
Farklı Karakterler ve Steinbeck
Bir araya gelen karakterlerin, birbirinden o kadar ayrı yaşamları ve düşünce yapıları vardı ki Steinbeck’in yazmak için neden bu kişileri seçtiğine anlam vermek biraz zordu. Karakterlerin tek ortak noktası hepsinin mutsuz olması ve onların ruhsal bunalımlarını okuyor oluşumuzdu. Ünlü olmak için Hollywood hayali kuranından kıyamet senaryoları yazanına, geçimsiz bir aileden, ürün pazarlamacısına kadar değişik karakterler var kitapta. Mesele ne iş yaptıkları değil ama bir arada olmaları karakterleri uyumsuz ve alakasız kılıyordu. Gelen her yeni karakter ile olay örgüsünün açılacağını ve karakterlerin zamanla oturmaya başlayacağını düşünmüştüm. Fakat John Steinbeck yalnızca karakterlerin hayıflanmasını yazıp bırakmış.
Steinbeck okuyanlar bilir; konu olarak eşitsizlik, isyan, ahlaksızlık, toplum düzeni, adaletsizlik gibi birçok tema işler. Bunları da gerçekçi bir dille kaleme alır. Ben de Asiler Otobüsü’nün yine bu konuları içeren bir kurgu okuyacağımı düşünerek kitaba başladım. Fakat daha öncesinde okuduğum konulardan apayrı bir kitaptı Asiler Otobüsü. Yani kitabın kapağında John Steinbeck yazmasaydı kesinlikle bu eser John Steinbeck’in demezdim. Romanı Steinbeck’e bağlayan tek nokta; yazarın gençliğinde bir zamanlar çalıştığı Salinas Vadisi’nin onun eserleri için vazgeçilmez bir mekan oluşu. Onun haricinde hiçbir bağ yok. Yazardan okuduğum ilk eser Fareler ve İnsanlar’dı. Sonrasında da; İnci, Gazap Üzümleri ve Sardalye Sokağı adlı eserlerini okudum ve saydığım bu kitaplardan sonra Asiler Ototbüsü’nü anlamlandıramadım.
John Steinbeck’in Yazımı
Yazarı sevme sebebim, işçi sınıfı ve emekçinin hayatını okuyucuya başarılı bir şekilde aktarması ve karakterin çektiği sıkıntıları sanki okuyucu yaşıyormuşçasına gerçekçi bir şekilde anlatabiliyor oluşu. Ele aldığı konu ne kadar siyasi, psikolojik ya da ağır yaşam koşulları içerirse içersin üslubu hiçbir zaman ağır değil. Bu da okuyucunun kitabı rahat okumasına olanak sağlıyor. Asiler Otobüsü de sade bir üslup ile rahatça okunuyor ama bu kitabı diğer kitaplarından ayrı tutmak gerekiyor.
Alice Chicoy’un lokantada yardımcısı olan Norma karakterini sevdim. Dönemin yakışıklı artistlerinden birine beslediği sevgi ve hayallerini doldurduğu bir bavulu ile bu acımasız dünya için saf kalsa da kitabın en sempatik karakteriydi. Romanın başında sivilcelerinden ötürü fiziksel güvensizlik yaşayan ve Sivilceli lakabıyla çağrılmak istemeyen Kit’i de sevmiştim. Ama bu sevgi sergilediği tavır gereği antipatiye dönüştü. Alice’in düşünce yapıma ters düşen o kadar çok yönü var ki sevmediğim tek karakter Alice’ti. Kaprisleri ve duygusal buhranlarıyla okurken beni bile bıktırdı.
Daha önce hiç atlıkarınca görmediyse güzel bulmasını anlayabiliyorum ama insan her şeye alışır. İnsan birkaç gün içinde saraya bile alışır, ardından başka bir şey ister.
Asiler Otobüsü, John Steinbeck
Farklı Basımlar ve Film Uyarlaması
Roman üzerine araştırma yaptığımda farklı isimlerde yayınlandığını gördüm. Örneğin; Remzi Kitabevi kitabı Tutku Otobüsü olarak basarken, Bilgi ve İnkılap Kitabevi Aşk Otobüsü olarak basmış. Okuduğum Sel Yayıncılık baskısının Asiler Otobüsü olarak adlandırmasının sebebi muhtemelen kitabın Asiler Köşesi’ne atıfta bulunmasıydı. Okuduğum eserlerin filmlerini izlemeyi severim ama 1957 yılı Amerikan uyarlaması dışında çevrilmiş bir uyarlama bulamadım. Film; Berlin International Film Festival (1957), Locarno International Film Festival (1957) ve Golden Globes (USA) (1957) festivallerinde ödüller almış.
John Steinbeck’in Asiler Otobüsü beklediğimi karşılamamış oldu. Ama bu, yazarın diğer kitaplarına karşı bende bir önyargı oluşturmayacak. Aksine yazarın elimde okuyacağım birkaç eseri var ve o eserlerinden memnun kalacağımı ümit ediyorum. Asiler Otobüsü’nü diğer kitaplarından ayrı tutuyorum ve daha sonra okuyacağım kitapları için güzel şeyler düşünüyorum.
Benim gibi yazarın külliyatını tamamlamayı isteyenler ve kitabı merak edenlerin incelemesinde fayda görüyorum ama yazarı bu kitabıyla tanımanızı asla istemem. Eminim ki okuduktan sonra kitabın bir Fareler ve İnsanlar veya Gazap Üzümleri eşdeğerinde olmadığına katılacaksınız.
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş: