cem gülbent’in arincon’u
“İstediğim zaman hayatı sıradanlaştırabiliyorum,” diye kendini basitçe tanımlayan ama bir o kadar da kendi evrenini derinleştirebilen Cem Gülbent’in yeni kitabı Arincon, geçtiğimiz hafta Genç Timaş etiketiyle raflarda yerini aldı. Türkiye’nin Patrick Ness’i olarak da tanımlayabileceğimiz yazar Gülbent, Paradokya adlı serisiyle okurların dikkatini üzerine çekmişti. Biz de okurlar tarafından heyecanla beklenen Arincon hakkında bilmeniz gerekenleri bu yazıda topladık!
Arincon Ne Anlatıyor? Cem Gülbent’in Arincon’u
Yazar, yeni kitabı Arincon için neredeyse iki buçuk yıllık bir kurgu dönemi geçirdiğini dile getirmişti. Bu kadar uzun bir sürede hazırladığı bu konu oldukça beyin yakan türden olsa da okuru içine çekmeyi başarıyor.
Cem Gülbent, yakın bir arkadaşının geçirdiği kısa süreli bir rahatsızlığı ona bu kitabı yazmada çok büyük bir ilham kaynağı olduğunu verdiği bir röportajda dile getirmişti. Böylece zihinsel bir komplikenin fiziki kurallarla birleşip Arincon’un temel konusunu oluşturduğunu söyleyebilirim. Cem Bey,“Beynimizle vücut ısısı, kan basıncı gibi hayati fonksiyonları gerçekleştiririz. Tüm bunları gerçekleştirirken beynimizdeki milyarlarca hücre aktif bir şekilde çalışır. Bu çalışma sırasında hücreler bioelektrik enerji yani titreşim üretirler. Böylelikle frekanslara göre farklı beyin dalgaları oluşur.” sözleriyle kitabın ana çerçevesini okuyucuya açıklıyor.
Cem Gülbent’in Arincon’u
Arincon’da bu frekansa göre beta, alfa, teta ve delta olarak dört ayrı dalga boyu var. Bu frekansları farklı kombinasyonlarla bütünleştiren 64 ayrı profesör, insanların bilinçaltlarını birbirine bağlamak için bir araya gelir. Böylelikle hepsi bir araya gelince tüm bilgiler bir noktada bütünleştirilip korunabilecektir. Bunu başarabilmek içinse sistemi aktif hale sokmaya çalışan profesörler kendine ait bir şifreyi sisteme yüklemek zorundadır. Sistem tamamlanınca yayılan beyin dalgalarıyla insanın beyni ve bilinçaltı arasındaki duvar yıkılıp Arincon projesi hayata geçecektir. Ancak her hikayenin bir kötüsü olduğu gibi bu durumu kendi lehine kullanmak isteyen Profesör Kızıl sinsi bir plan hazırlayıp bütün profesörleri bir yere hapsederek onlardan şahsi şifrelerini alır. Bu sayede tüm insanlığın aklına erişip onları kontrol edebilecektir.
Bu duruma rağmen böyle bir olayın yaşanabileceğini çok önceden hesaplamış olan Profesör Bilge, kendi şifresini yazmak yerine iki çocuğuna yazdırıp kendisine göstermemesini ister. Yani bir kurnazlık durumunda onun şifresine kimse ulaşamayacaktır. Profesör Kızıl’ın da şifresini alamadığı tek kişi Arya ve İngo kardeşlerin babası Profesör Bilge’dir. Babaları esrarengiz bir şekilde kayıplara karışmasıyla birlikte iki kardeş babasının izini sürmeye başlar.
Başlangıçta ulaşılması imkansız görünen yolculukta babalarıyla olan anıları Arya ve İngo’ya bir şeyleri keşfetmelerini sağlamakta kolaylık sunar ve yolun sonunda garip bir diskle karşılaşırlar. İki kardeş bu diski kullanarak bambaşka bir evrene yolculuk eder. Bu yolculukta; Gezginler, Düşkapanlar, Kazıcılar, Aynacılar, Cesur ve Gezgin gibi pek çok yeni türde kötülüklerle ve iyiliklerle karşılaşırlar. Babalarının peşinden ilerleyen bu iki kardeşin içinde bulunduğu bu garip gezegende oldukça fazla gizem ve şifre vardır ancak her ne kadar çok bilgiye ulaşırsan bu durum Profesör Kızıl lehine işleyecektir. Yani yazarın “ne kadar az şey bilirsen senin için o kadar iyi,” lafını böylesine güçlü bir kurguya yedirmiş olması elbette akıl alır gibi değil.
Neden Arincon?
Daha öncede anlattığım gibi bu iki buçuk yıllık süreçte yazar Gülbent kitaba dair her adımını hesaplamış. Arincon ismi aslında başta kulağa sadece uydurulmuş gezegen ismi ya da bir proje ismi gibi gelse de kitabının adının ardında oldukça mantıklı bir gerçek yatıyor. “Arincon, yani Yapay Zeka Bağlantısı,” diyerek kitabının adını açıklayor yazar Gülbent. İngilizce “Artificial Intelligence Connection” anlamına gelen ve bu kelime gurubun adının bir akronimi olan Arincon, bilinçaltlarımızın birleştiği bir sistemden açılıyor. Anlattığı konuda bahsettiğim gibi kişileri yapılan farklı kombinasyonlarla başka evrenlere götüren bir çark sayesinde yazar söz konusu kişiyi Arincon’a gönderiyor.
Bilinmesi Gereken Diğer Detaylar
Yazar Cem Gülbent kitabın konusunu hazırladığı dönemde sadece kitap üstüne odaklanmaktan ziyade okuyucularıyla nasıl daha yakın bir bağ kurabileceğini düşünmüş ve güzel bir fikir bularak okurlarıyla kitabı bir başka şekilde buluşturmak için Arincon adına Genç Timaş’la beraber bir forum sayfası açmış. Forum sayfasında Cem Gülbent okurlarına, hem Arya ve İngo ile sohbet etme hem de kendi Arincon maceralarını yazma şansı tanıyor.
Tabii kitabın en heyecanlı detaylarından biri olan sürpriz ödül kısmını da unutmamak lazım. Arincon her ay okuyucusuna yeni bir bilmece soracak ve o bilmecenin cevabını bilenler Airpods’dan tutun iPad’lere kadar birçok ödülün sahibi olacak. On iki ay boyunca devam edecek bu proje oldukça heyecan verici, siz ne dersiniz?
Siteye ulaşımı kolaylaştırmak adına kitabın son sayfasında bir QR kod konulmuş. Henüz kitabı almamış okuyucularımız için forumun linkini buraya iliştiriyoruz. Kitabı almakta kararsız kalan okuyucularımız için de çok güzel bir haberimiz var: Kitabın ön okumasını burada bulabilirsiniz!
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş:
Cem Gülbent’in Arincon’u. Ama fakat lakin. Ancak ve ancak. Lakin ve öyleki. De yalnız ama. Cem Gülbent’in Arincon’u. Ama fakat lakin. Ancak ve ancak. Lakin ve öyleki. De yalnız ama. Cem Gülbent’in Arincon’u. Ama fakat lakin. Ancak ve ancak. Lakin ve öyleki. De yalnız ama. Cem Gülbent’in Arincon’u.
Böylece zihinsel bir komplikenin fiziki kurallarla birleşip Arincon’un temel konusunu oluşturduğunu söyleyebilirim. Cem Bey,”Beynimizle vücut ısısı, kan basıncı gibi hayati fonksiyonları gerçekleştiririz. Tüm bunları gerçekleştirirken beynimizdeki milyarlarca hücre aktif bir şekilde çalışır. Bu çalışma sırasında hücreler bioelektrik enerji yani titreşim üretirler. Böylelikle frekanslara göre farklı beyin dalgaları oluşur.” sözleriyle kitabın ana çerçevesini okuyucuya açıklıyor.
Siteye ulaşımı kolaylaştırmak adına kitabın son sayfasında bir QR kod konulmuş. Henüz kitabı almamış okuyucularımız için forumun linkini buraya iliştiriyoruz. ani bir kurnazlık durumunda onun şifresine kimse ulaşamayacaktır. Profesör Kızıl’ın da şifresini alamadığı tek kişi Arya ve İngo kardeşlerin babası Profesör Bilge’dir. Babaları esrarengiz bir şekilde kayıplara karışmasıyla birlikte iki kardeş babasının izini sürmeye başlar.
Cem Bey,”Beynimizle vücut ısısı, kan basıncı gibi hayati fonksiyonları gerçekleştiririz. Tüm bunları gerçekleştirirken beynimizdeki milyarlarca hücre aktif bir şekilde çalışır. Bu çalışma sırasında hücreler bioelektrik enerji yani titreşim üretirler. Böylelikle frekanslara göre farklı beyin dalgaları oluşur.” sözleriyle kitabın ana çerçevesini okuyucuya açıklıyor.