Herkesin merakla beklediği Greta Gerwig yönetmenliğindeki Barbie filmi sonunda çıktı! Margot Robbie’nin, ikonik oyuncak bebek Barbie’yi, Ryan Gosling’in de Ken’i canlandırdığı film, kuşkusuz bu yılın en ses getiren filmlerinden biri oldu. Biz de filmin çıkışını kendi çapımızda kutlamak istedik. Sizlere geçmişten günümüze favori Barbie karakterlerimizin okuma listesini hazırladık. İyi okumalar!
Kuğu Gölü Balesi’nden Odette: Six Crimson Cranes
Yıldızların Kanı serisi ile tanıdığımız Elizabeth Lim’in yazdığı Six Crimson Cranes, aynı adlı serinin ilk kitabı. Kiata ülkesinin tek prensesi Shiori’nin bir sırrı var ve bu sırrı nişan gününde herkes öğreniyor: onun damarlarında yasaklı bir büyü dolaşıyor. Başından beri bu evliliği istemeyen Shiori, nişanında kontrolünü kaybediyor. Ancak üvey annesi Raikama’nın da kendine has kara büyüsü var. Raikama, Shiori’nin tüm erkek kardeşlerini birer turna kuşuna çeviriyor ve kıza tek kelime etmemesini emrediyor. Eğer konuşursa kardeşleri ölecek. Yalnız, beş parasız ve dilsiz kalan Shiori, Raikama’nın ihanetini ortaya çıkarmak ve tahtı kurtarabilmek için yollar arıyor.
Barbie evreninin en eski filmlerinden olan ve Tchaikovsky’nin bestelerinden ilham bulan Kuğu Gölü Balesi’nden Odette, köyde babası ve ablası ile yaşayan sıradan bir genç kız. Bir gün, peşine düşüp takip ettiği tek boynuzlu at sayesinde varlığından hiç haberdar olmadığı bir dünyaya dalıyor. Bu ormanda kötü karakter Rothbart’ın yaptığı sihir etkisiyle bir kuğuya dönüşüyor. Shiori nasıl ki ejderhaya dönüşüyorsa, Odette de gün batımından gün doğumuna kadar insanken, güneş çıktığında kuğu hâline dönüyor. O, laneti bozmak için çabalarken biz de yaşadığı maceraları izliyoruz. Aynı lanet sebebiyle hayvana dönüşmüş büyülü orman halkını kurtarmaya çalışan Odette, biraz da olsa Shiori’yi andırıyor değil mi?
Prenses ve Yoksul Terzi Kızı’ndan Erika: Ateşböceği Yolu
Kristin Hannah’nın en meşhur kitaplarından biri olan Ateşböceği Yolu, iki dostun hayatını konu alıyor. Kate ve Tully, çok eskiden beri arkadaş olan iki kadın. Onların ergenlik dönemleriyle birlikte okumaya başlıyor, yıllar boyunca verdikleri seçimlerle birlikte yürüdükleri farklı yollara şahitlik ediyoruz. Tully kariyeri üzerine giderken, Kate anneliğe ve evliliğine odaklanıyor. Pişmanlıklar, dönüm noktaları ve dostluk bağları üzerine verdiği mesajlarla kalbinize dokunacak olan Ateşböceği Yolu’nun aynı adlı Netflix uyarlaması olan 2 sezonluk bir dizisi de var.
Barbie Prenses ve Yoksul Terzi Kızı, en kült Barbie filmlerinden biri. Anneliese ve Erika’nın dostluğunu düşününce aklımıza ilk gelen kitap tabii ki Ateşböceği Yolu oldu. Kate ile Tully de tıpkı prenses ve terzi kızı gibi çok benzer fakat aynı zamanda bir o kadar da eşsiz karakterler. İki hikâye de içimizi ısıtıyor ve gerçek arkadaşlığa olan bakış açımızı değiştiriyor. Ancak bu kitabı Anneliese’den çok Erika sever diye düşündük. Çünkü Anneliese kurgu romanlardan çok bilimsel içeriklere ilgi duyardı, Erika ise daha romantik bir karakter. Bu sebeple Ateşböceği Yolu onun favorilerine girmeyi başarırdı.
Fairytopia’dan Elina: Dikenler ve Güller Sarayı
Dikenler ve Güller Sarayı, Sarah J. Maas’ın aynı adlı ünlü serisinin ilk kitabı. Ana karakter Feyre 19 yaşında, ailesine bakmakla yükümlü bir kız ve yoksul bir hayat sürüyor. O bir avcı, ormanı da adı gibi biliyor. Ancak bir gün yaptığı hata ile hayatı tamamen değişiyor. Öldürdüğü kurdun intikamını almaya gelen bir canavar, onu perilerin olduğu yere, Prythian’a götürüyor. Feyre burada hayatta kalmaya çalışırken bir yandan da hiç görmediği yaratıklar ve tahmin bile edemeyeceği olaylarla yüz yüze geliyor.
Fairytopia ile Dikenler ve Güller Sarayı’nın benzerlikleri sadece periler hakkında olmalarından ibaret değil. Elina da Feyre de oldukça içine kapanık ve sosyal açıdan kendilerini beceriksiz olarak tanımlayan karakterler. Azula’nın Elina’ya “Henüz tanışmadığın dostların için” diye anlattıkları bile, Feyre’nin ikinci kitap olan Sis ve Öfke Sarayı’nda yaşadıklarına oldukça benziyor. İkisi de çeşitli maceralar sonucu kendi dostlarını buluyor ve onları kurtarıyorlar. Aynı zamanda Laverna ve Amarantha’nın da birçok açıdan oldukça paralellik gösterdiğini söyleyebiliriz.
Pegasus’un Sihri’nden Annika: Lukov’dan Sevgiler
Lukov’dan Sevgiler, bütün hayatını buz patenine vermiş bir karakterin hikâyesini anlatıyor. Jasmine Santos’un kariyerinin son yılları ardı arkası kesilmeyen mağlubiyetler ve kırılan ya da zedelenen kemiklerden oluşuyor. Karakter her ne kadar kabul etmese de kariyerinin sonlarına yaklaştığını hissediyor. Fakat artistik buz pateninden vazgeçmek istemiyor. Fakat hiç beklenmedik bir şey oluyor ve Jasmine’nin en büyük “düşmanı” Ivan Lukov ona kariyerini kurtarmak için bir şans veriyor. Jasmine de Lukov’dan hiç hazmetmemesine rağmen bu teklifi kabul ediyor. Biz de ikilinin buz pistindeki maceralarını okuyoruz.
Pegasus’un Sihri bence en iyi Barbie filmlerinden biri. Erken dönem yapımlarından biri olması sebebiyle birçoğumuzun sevdiği masalsı ögeler bu filmde de mevcut. Hikâye buzda kaymayı çok seven Annika’nın yaşadıklarını konu alıyor. Karakter taşa dönüşen ailesini kurtarmak için ormanda tanıştığı huysuz bir yabancı ve sihirli bir atla maceraya atılıyor. Bu yüzden de Annika’nın baş ucu kitabı düşünürken aklımıza gelen ilk kitap Lukov’dan Sevgiler oldu. Kitabın karakterleri bize Annika ve Aidan hatırlatıyor. Annika bu kitabı tekrar tekrar okur hatta Aidan’a da zorla okuturdu.
12 Dans Eden Prenses’ten Genevieve: Küçük Kadınlar
Dünya edebiyatının başyapıtlarından biri olan Küçük Kadınlar, Amerikan İç Savaşı esnasında geçiyor. Babaları savaşta olan Beth, Jo, Meg ve Amy, anneleriyle yaşayan kız kardeşler. Birlikte yaşayan bu mütevazı beş kadın, aynı anda birçok şeyle mücadele ediyorlar. Farklı karakterlerdeki March kardeşler yoksulluk içinde yaşarken bir yandan da birbirlerinin hayallerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Hepsinin içinde doldurmaya çalıştıkları bir boşluk var. Birlikte hayata umutla bakmayı ve onun acı-tatlı yönlerine göğüs germeyi öğreniyorlar. Ayrıca Küçük Kadınlar’ı bir çocuk kitabı olarak değerlendirmemek gerekir. Zira hikâyesi bundan çok daha derin ve anlamlı. Eserin, yine Barbie filminin yönetmeni Greta Gerwig’in yönettiği muhteşem bir filmi de bulunuyor.
Barbie 12 Dans Eden Prenses, adı üstünde, 12 prenses kız kardeşin hikâyesini anlatıyor. Kız kardeşlik dediğimize göre Genevieve’in listesinde Küçük Kadınlar olmazsa olmazdı. Genevieve ve kardeşleri de tıpkı March kardeşler gibi hayata birlikte tutunan, birbirlerine çok benzeyen ama birçok yönden de farklı olan karakterler. Onların arasındaki bağ, çok sağlam ve kolay kolay kopmayacak türden. Birbirleri için her şeyi yapabilecek olan 12 prensesin hepsi, Küçük Kadınlar’ı bayıla bayıla okurdu.
Barbie ve Üç Silahşorler’den Corrine: Charlotte Holmes Dosyası
Charlotte Holmes serisi, bir nevi Sherlock Holmes’ün modern uyarlaması. Fakat modern bir uyarlamadan ufak bir farkı var. Günümüze uyarlanan bir eserde görmeyi umduğumuz gibi Sherlock ve Watson’ı görmek yerine, onların torunlarının yaşadıklarını okuyoruz. Charlotte Holmes ve Jamie Watson aynı yatılı okulda kalıyorlar ve araları epey gergin. Başta düşman gibi gözüken ikili, cinayetle suçlanmalarının ardından bir araya geliyor ve davayı çözmeye çalışıyorlar. Orijinal hikâyelerin tadını ziyadesiyle verebilen, Sherlock ile Watson tiplemelerini torunlarında da başarılı bir şekilde yansıtabilmiş, başarılı bir genç yetişkin serisi.
Üç Silahşörler’de babası gibi bir silahşor olmak isteyen Corrine’in yaşadıklarını okuyoruz. Cinsiyeti yüzünden silahşor olamayacağını söylemelerine rağmen Corrine herkese yanıldığını kanıtlamak istiyor. Böylece kendisini ülkenin prensine yapılan bir suikast girişimini engellemeye çalışırken buluyor. İki karakterin de aile üyelerinin adımlarını takip etmek istemesi ve cinsiyetleri yüzünden ayrımcılığa uğramaları bu iki kurguyu bağdaştırmamıza sebep oldu. Corrine’in kitaplığının feminist kitaplarla dolacağını varsayarsak, bu tatlı retelling de mutlaka kütüphanesinde yer edinecektir!
Moda Masalı’ndan Barbie: Şafağı Ör
Kitap, Maia isimli genç bir kızın bir terzilik yarışması için kraliyet sarayına çağırılmasını ve burada yaşadıklarını anlatıyor. Ailesinin tek kızı olan Maia, erkek kardeşlerini süre gelen savaşa göndermek zorunda kalıyor. Bu yüzden de hiçbiri babalarının mesleğini devam ettiremiyor. Yıllar geçip babası hastalanınca da babalarının terzi dükkanını Maia işletmeye başlıyor. Bir gün Maia’nın babasına kraliyetin terzilik yarışmasına katılması için bir davetiye gönderiliyor. Ailesinde davete icabet edecek bir erkek olmadığı için de karakter erkek kılığına girip yarışmaya katılıyor. Biz da bir yandan Maia’nın kimliğini gizli tutmaya çabasını diğer yandan da imkansız görevleri başarmaya çalışmasını okuyoruz.
Bu filmi listedeki diğer yapımlardan ayıran çok önemli bir özellik var: Barbie evreni ilk kez bu filmde birleşiyor! Moda Masalı’nda ünlü bir oyuncu olarak karşımıza çıkan Barbie, Üç Silahşörler gibi rol aldığı birçok filme atıfta bulunuyor. Bu yapımda ise Barbie’nin sihirli bir dolap ve bu dolapta yaşayan periler yardımıyla halasının kıyafet markasını kurtarmaya çalışmasını izliyoruz. Bizce bu roman Barbie’ye Paris’te yaşadığı bu sihirli anıyı hatırlatırdı. Çünkü aynı Maia gibi Barbie de bu filmde aile mirasını korumaya çalışıyor. Bunu yaparken de iki karakter birazcık sihirli bir yardım alıyor.
Prenses Okulu’ndan Blair: Cinder
Bu kitapta bizleri ay insanları ve dünyalılar arasındaki bir savaş bekliyor. Ana karakter Cinder bir mekanik uzmanı ve aynı zamanda yarı sayborg. Prens Kai ile tanıştığında ise savaşı bitirebilecek tek kişi olduğunun farkında bile değil! Cinder kendini bir savaşın ortasında bulurken geçmişinin toz tutmuş gizleri de açığa çıkıyor. Böylece, birçok masal karakterinin bu seride yeniden hayat bulduğu, retelling denilince akla gelen ilk seri olan Ay Günlükleri başlamış oluyor!
Aynı Cinder gibi Prenses Okulu da bir Sindirella retellingi sayılır. Filmde annesi ve kız kardeşiyle birlikte normal bir hayat süren Blair’ın bir çekiliş sonucu prenses okuluna kabul edilmesini ve burada yaşadıklarını okuyoruz. İki karakter de hiç beklemedikleri bir şekilde kendilerini saray yetkilileri ve geçmişleriyle ilgili sırlar tarafından çevrelenmiş bir şekilde buluyorlar. Bizce paralel bir evrende iki karakter de çok yakın arkadaş olurdu. Hatta belki de birlikte terapiye giderlerdi…
Yazının sonuna geldik. Bu yazıda sizlere sevilen Barbie karakterlerinin okuyabileceği kitapları listelemeye çalıştık. Çocukluğumuzun büyük bir parçası olan Barbie, varoluşsal sancılarımızı ve yetişkin sorunlarımızı çözmeye çalışırken de bizi yalnız bırakmadı. Teşekkürler Barbie!
Bu yazı Selin Çolak ve Ekin Su Bağardı tarafından yazılmıştır.
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Ama fakat. Ancak ve ancak. Lakin ama çünkü. Ya da fakat. Ancak veya. Çünkü ama ancak ve ya da. Lakin ama fakat ancak. Çünkü ama fakat. Lakin
Yazıyı burada paylaş:
ay cok guzell bi yazi olmus !! bayildim💓
Merhabalar, güzel yorumlarınız için teşekkür ederiz.