Merhaba sevgili Bibliyoraf okurları! Bugün sizlere Genevieve Gornichec’in Cadının Yüreği kitabından bahsedeceğim. Cadının Yüreği, İskandinav mitolojisinin pek bilinmeyen bir karakteri olan Angrboda’ya ışık tutuyor. Kitap, Asgard’ın kıyametini, yani Ragnarok’u konu alıyor.
Yazı boyunca bir yandan kitaptan bahsedeceğim, bir yandan da kitabın İskandinav mitolojisini ele alış şeklini inceleyeceğim. Keyifli okumalar!
Cadının Yüreği Ne Anlatıyor?
Cadının Yüreği, İskandinav mitolojisi hakkında bilmediğimiz birçok gerçeğe atıfta bulunan bir kitap. Bu mitolojide adını çok duyduğumuz Odin, Thor ve Loki gibi tanrılar hikâyede de sık sık karşımıza çıkıyor. Ancak hikâyenin odağında olan isim, efsanelerde biraz geri planda kalmış ama Asgard’ın kıyametinde önemli bir yeri olan Angrboda.
Buz devi cadılarından Angrboda, kadim büyülerden biri olan seid konusunda hünerli bir cadı. Seid, kişiye, bedenini terk ederek geleceği görme imkanı veren bir büyü. Kitabın başlangıcında Odin, bu büyüyü ona öğretmesi için Angrboda’yı ikna ediyor. Angrboda, Odin’e güvenmese bile bu isteği kabul ediyor. Fakat daha sonra Odin’in büyüyü tehlikeli bir şekilde kullandığını fark edip ondan kaçmaya başlıyor. Angrboda bu kez, seid’i, başka bir ırk olan Vanir’e öğretiyor. Odin bunu öğrendiğinde Vanir’i kandırarak Angrboda’yı düşman ilan ediyor. Vanir, Angrboda’yı üç kez yakıyor. Fakat o her seferinde tekrardan diriliyor. En sonunda kaçmayı başarıyor ama bunun bedeli olarak yüreğini geride bırakıyor.
Kötülük ve kurnazlık tanrısı Loki ise bu işten bir çıkar sağlayacağını düşünerek, bulduğu yüreği cadıya geri veriyor. Böylece ikilinin dostluğu başlıyor. Diğer tanrılar tarafından sürekli dışlanan ve küçük görülen Loki, bir kaçış noktası olarak sürekli Angrboda’nın yanına geliyor.
‘Suçluluk ağır bir yüktür, yaşlı cadı.’ dedi. ‘Hayatına devam etmek istiyorsan arkanda bırakmak en iyisi.’
Cadının Yüreği, Genevieve Gornichec
İskandinav Mitolojisinde Ragnarok
İskandinav mitolojisine göre Ragnarok başladığında, dünyanın her tarafını saran güneş hiçbir yeri ısıtamayacak. Kehanete göre her yönden ve her taraftan aralıksız bir kar yağışı başlayacak. Yeryüzü o güne dek eşi benzeri görülmemiş bir soğuğun içine doğru hızla çekilecek. Bu öldürücü soğuklar aralıksız, hiç yaz olmaksızın, tam üç kış boyunca devam edecek. İnsanlar yiyecek bir şeyler bulabilmek ve yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayabilmek için tüm yasaları ve tüm kanunları çiğneyecek. Bu Karanlık Çağ bitip de kıyamet gerçekleştikten sonra ise Aydınlık Çağ başlayacak. Kıyametten yalnıza iki kişi sağ çıkacak ve bu iki kişi yeni dünyadaki bütün nesillerin anne ve babası olacak.
İskandinav mitolojisinin en bilinen efsanelerinden biri olan Ragnarok hakkında birçok kitap yazıldı, dizi ve film çekildi. Bu eserlere konu olan Ragnarok, kelime anlamı olarak kıyameti ifade eder. İskandinav mitolojisinde ise, Asgard’ın kıyametini ifade etmek için kullanılır. Mitolojiye biraz bile ilgisi olan çoğu kişi Ragnarok’un hikâyesini bilir. O yüzden bu kitap aslında bize bilmediğimiz bir hikâyeyi anlatmıyor. Ama bunun yanı sıra spoiler gibi bu durum söz konusu değil. Çünkü Genevieve Gornichec, bu kitapta bize bilinen bir efsanenin hikâyeleştirilmiş bir versiyonunu sunuyor. Karakterlere derinlik vererek Ragnarok’a biraz da duygusallık katıyor.
Angrboda’nın Canavar Çocukları
Hel, Fenrir ve Jormungundr, Demircadı Angrboda’nın canavar çocukları olarak biliniyor. Bu üç çocuk, Ragnarok efsanesinde Asgard ve Odin’in sonunu getiriyor. Cadının Yüreği’nde çocuklar, anneleriyle birlikte Demirkoru’da kimseye zara vermeden yaşıyor.
Fakat seid yüzünden çocukların Ragnarok’u getireceğini bilen Odin, onları kaçırıp hapsediyor. Tıpkı mitolojideki gibi, uzun bir süre boyunca eziyet içinde yaşayan çocuklar, yıllar sonra Ragnarok’u başlatarak herkesten intikam alıyor. Gelin hep birlikte bu karakterleri detaylıca inceleyelim.
1. Ölülerin Kraliçesi Hel
Mitolojide Hel, Odin’in onu ve kardeşlerini tehdit olarak görmesi üzerine Asgard’a, yani tanrı ve tanrıçaların yanına götürülüyor. Ancak Hel burada hiç hoş karşılanmıyor. Hatta tanrı ve tanrıçalar ondan tiksiniyor. Bunun en büyük sebebi de Hel’in, yaşayanlara korku ve tiksinti salan bir ruh hali, siması ve vücudu olması. Karakterin yüzünün sol tarafı ölü kemikten, sağ tarafı ise çok güzel bir kadının simasından oluşuyor. Sağ tarafında simsiyah saçları dalgalanırken, sol tarafında beyaz cansız saçlar yer alıyor. Hel’in ölü yüzündeki daimi keder etrafındakilere de yansıyor.
Asgard’da hoş karşılanmayan Hel, Odin’e giderek oradan ayrılmak için izin istiyor. Odin de onu Helheim’e göndererek Ölüler Diyarı’nın kraliçesi yapıyor. Hel, bu topraklarda hastalık ve yaşlılık gibi savaşdışı nedenlerden ölenlerin hükümdarı oluyor.
Cadının Yüreği’nde ise işler biraz farklı ilerliyor. Angrboda’nın ilk çocuğu Hel, mitolojidekinin aksine belden aşağısı ölü olarak doğuyor. Bunun sebebi de Angrboda’nın hamileyken bebeğini kaybetmek üzere olduğunu fark edip güçlerini kullanarak onu hayata döndürmesi. Cadı, Hel doğduğunda bacaklarında bir tuhaflık olduğunu fark ediyor ve sebebinin bu olduğunu anlıyor. Hel’in bacakları çürümüş ve ölü deriden oluşsa da onları kullanmakta bir sıkıntı yaşamıyor. Çünkü annesi onun için özel ilaçlar yapıyor. Ta ki Odin onu kaçırıp ölüler diyarı Nilfheim’e hapsedene kadar. Hel, burada hayatta kalmakta çok zorlanıyor. Fakat en sonunda, tıpkı mitolojideki gibi ölülerin hükümdarı oluyor.
2. Devasa Kurt Fenrir
Devasa boyutlarda ve çok güçlü olan Fenrir’in zincirlenme hikâyesi, İskandinav mitolojisinin en sevilen hikâyelerinden biri. Odin’in isteği üzerine Fenrir’i hapsetmekle görevlendirilen Tanrılar onu nasıl zincirleyeceklerini bilmiyorlar. Çünkü zincir her ne kadar sağlam olursa olsun Fenrir’in gücü karşısında çok fazla dayanmayacağının farkındalar. Büyülü bir zincir yapsalar bile Fenrir’e nasıl yaklaşacaklarını bir türlü çözemiyorlar. Tanrılar, uzun uğraşlar sonucu Fenrir’e küçük bir oyun oynayarak onu tuzağa düşürmeye karar veriyor.
Tanrılar Fenrir’i iki kez zincirliyor ve zinciri kırması konusunda ona meydan okuyorlar. Fenrir, her iki seferde de zinciri kırıyor. Bunun üzerine tanrılar, üçüncü seferde, özel olarak cücelere yaptırdıkları büyülü bir zinciri Fenrir’e bağlamak istiyor. Fenrir başta buna müsaade etmiyor. Fakat tanrılardan birinin elini ağzına koyması şartıyla zincirlenmeye ikna oluyor. Tanrılardan Tyr, Fenrir zincirlenirken elini onun ağzına koyuyor. Tuzağa düşen ve üçüncü seferde zinciri kıramayan Fenrir dişlerini sıktığında Tyr’in elini koparıyor. Tyr’ın fedakarlığı sayesinde Fenrir zincirleniyor. Fenrir ancak Ragnarok geldiğinde serbest kalabiliyor. Ve Odin’i yutarak intikamını alıyor.
Hel’in aksine, Cadının Yüreği’ndeki Fenrir, orijinal mitteki Fenrir ile oldukça benzer. Angrboda, ikinci çocuğuna hamileyken bir şeylerin farklı olduğunu hissedebiliyor. Hel’in doğumunda yaşadığı sıkıntılardan dolayı doğuma kadar korku içerisinde yaşıyor. Fakat en sonunda, her ne kadar bir kurt olsa da, sağlıklı bir oğlan olan Fenrir’i doğuruyor. Fenrir, doğduktan bir süre sonra ailesiyle zihni ile konuşmaya başlıyor. Odin, Fenrir’i kaçırdıktan sonra onu nereye hapsedeceği konusunda karar veremiyor. Kurduğu tuzakla birlikte onu zincirliyor. Kitapta, bu zincire vurulma hikayesinin üzerinde çok durulmuyor. Fakat tıpkı mitolojideki gibi gerçekleşiyor, Tyr elini Fenrir’e kaptırıyor. Fenrir, Ragnarok başladığında zincirlerini kırarak Odin ile hesaplaşmaya gidiyor.
3. Midgard Yılanı Jormungundr
Mitolojide Midgard Yılanı olarak bilinen Jormungundr, Ragnarok dışında birçok mite de konu olmuştur. Çoğu hikâyede de, Ragnarok’u başlatanın o olduğu söylenir. Odin, Jormungundr’u yakaladıktan sonra nereye hapsedeceğini bilmediği için onu Midgard’ı çevreleyen büyük denizin dibine yollar. Midgard Yılanı lakabı da buradan gelir. Aslında bir su yılanı olan Jormungundr burada hayatta kalır. Hatta hayatta kalmakla da kalmaz, devasa boyutlara ulaşır.
Jormungundr, Ragnarok başladığında, ısırdığı kuyruğunu serbest bırakarak denizleri kaynatır. Sonra da zehrini bütün gökyüzüne yayar. Kıyamet esnasında, onu yakalayıp denizin dibine yollayan Thor ile karşı karşıya gelir. Fakat ikisi de bu karşılaşmadan sağ çıkamaz. Jormungundr, Thor’un çekicinin darbeleriyle yaşamını yitirirken, Thor da koca yılanın zehirli ısırıklarını nedeniyle ölür.
Tıpkı Fenrir’de olduğu gibi, Gornichec’in Jonmungundr’u da mitolojideki ile neredeyse aynı. Angrboda’nın son hamileliği, en az ilk ikisi kadar zorlu ve kaygılı geçer. En sonunda Loki ve Angrboda’nın son çocuğu olan Jormungundr, küçücük bir yılan olarak dünyaya gelir. Odin onları kaçırdığında aralarında en küçükleri o olduğu için en çok sarsılan da o olur. Jormungundr, Fenrir ile hapiste oldukları süre boyunca zihinden iletişim kurar. Odin onu insanların dünyası Midgard’ı çevreleyen okyanusun içine fırlatır. Bu yüzden lakabı Midgard Yılanı olan Jormungundr orada yaşar ve orada büyür.
Thor ve Loki’ye Farklı Bir Bakış
Daha önce İskandinav mitolojisi ile ilgili okuduğumuz ve izlediğimiz tüm eserlerde, gök gürültüsü ve yıldırım tanrısı olan Thor, ana karakter olarak veriliyordu. Hikâyelere onun gözünden şahit olduğumuz için de Thor her daim iyi karakter olarak sunuluyordu. Hatta Loki ile aralarında çıkan birçok anlaşmazlık sebebiyle Loki çoğu zaman kötü karakter olarak nitelendiriliyordu.
Bu kitapta ise tam tersi olarak Loki ön planda. Bu hikâyede Loki’nin çok farklı bir yüzüyle karşılaşıyoruz. Tanrılar arasında dışlandığı için duyduğu kırgınlığı, bir kadına duyduğu aşk ile kötülükleri arasında kalmışlığını, bir baba olarak çocuklarıyla arasındaki iletişimi okuyoruz. Tabii ki hala yaptığı hilelerle ve çıkardığı karışıklıklarla karakterinin hakkını veriyor. Ama Cadının Yüreği’ndeki kötü karakter kesin olarak Thor’dur diyebiliriz. Loki ve Angrboda’nın çocuklarını kaçırıp, Angrboda’yı öldürme teşebbüsünde bulunan tanrıya bu kitapta pek samimiyet duyamıyoruz. Cadının Yüreği’ni diğer kitaplardan farklı kılan en önemli noktalardan birisi de bu.
Asgard’ın Tanrıları Cadının Yüreği
Cadının Yüreği’nde İskandinav mitolojisinden birçok tanrı ve tanrıçanın adı geçiyor. Bu da hikâyeyi zenginleştiren unsurlardan biri. Çünkü bu sayede İskandinav mitolojisine dair daha çok bilgi edinebiliyoruz. İşte bu tanrılardan birkaçı ve özellikleri: Cadının Yüreği
- Odin: İskandinav tanrılarının en yücesi ve her şeyin babası. Cadının Yüreği
- Thor: Yıldırım ve gök gürültüsü tanrısı. Gürleyen öfkesi ve çekici ile tanınır.
- Loki: Şekil değiştirebilen bir kurnazlık ve kötülük tanrısı. Tanrılarla sürekli başını belaya sokar.
- Freya: Cinsellik ve savaşla ilişkilendirilen tanrıça. Vanir ve seid’in rahibelerinden biridir. En ünlü sembolleri altın kolyesi Brisingamen ve kullanan kişiyi bir şahine dönüştüren tüylü pelerinidir.
- Tyr: Odin’in oğlu olduğundan şüphelenilir. Savaş ve adaletle ilişkili bir tanrıdır ve eli Fenrir tarafından koparılır.
- Frey: Bir Vanir tanrısı ve Freya’nın kardeşi. Doğurganlık ile ilişkilendirilir.
- Njord: Deniz tanrısı ve Frey ile Freya’nın babası. Cadının Yüreği
- Heimdall: Gökkuşağı köprüsü Bifrost’un koruyucusu. Cadının Yüreği
Mitoloji severlerin faydalanabileceğini umduğum bir yazının sonuna geldik! Cadının Yüreğini okudunuz mu? Sizin İskandinav mitolojisinde en sevdiğiniz karakter hangisi? Yorumlarda buluşalım. Sevgiyle ve kitaplarla kalın!
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş: