Yazar Dosyaları Bölüm Dört: Ray Bradbury
Bugün Fahrenheit 451 kitabı ile tanıdığımız Ray Bradbury’nin ölüm yıldönümü. Sekiz yıl önce 2012’de aramızdan ayrılan büyük yazarın edebiyattaki etkileri, çok daha uzun sürecek gibi gözüküyor. Biz de sizin için bir Ray Bradbury yazar dosyası hazırladık. Gelin, hep beraber onun dolu dolu yaşamına bir göz atalım. İyi okumalar!
Ray Bradbury Kimdir?
Yakmak bir zevkti.
Fahrenheit 451, Ray Bradbury
Yukarıdaki alıntı ile başlar Fahrenheit 451 kitabı. Özellikle bu eseriyle edebiyat tarihine adını yazdıran Amerikalı Ray Douglas Bradbury, 22 Ağustos 1920 ile 5 Haziran 2012 tarihleri arasında yaşadı. Ilinois eyaletinin Waukegan ilçesinde doğdu ve çocukluğunun büyük kısmını orada geçirdi. Romanlarında da Waukegan’ın farklı bir versiyonu olan Green Town’u yaratmıştı. O dönemde onu yazmaya iten bir olay yaşamıştı: Yakınlardaki bir karnavalda sihirbaz Bay Electrico, sihirli değneği ile Bradbury’nin burnuna dokunmuş ve “Sonsuza kadar yaşa!” demişti. Daha 12 yaşında olan Ray Bradbury bu fikirden etkilenmiş, sonra bu sözün etkisiyle her gün yazı yazmaya başlamış ve bir daha da durmamıştı. 14 yaşında iken Los Angeles’a taşındı. Bu durum bir Hollywood hayranı olan Ray Bradbury’i çok mutlu etmişti. Hollywood’da ünlülerle karşılaşabilmek için gezinip durdu. Karşılaştığı bir radyo programcısı kaleme aldığı bir komediyi satın almış ve Ray Bradbury ise bu şekilde ilk kez yazarlıktan para kazanmıştı.
başlık
1938 yılında yayımlanan Hollerbochen’s Dilemma’sı, Bradbury’nin basılan ilk eseri oldu. Bir sene sonra, daha 19 yaşındayken bir dergi çıkarmaya başladı. İsmi Futuria Fantasia olan dergi sadece dört sayı basılabildi. İkinci Dünya Savaşı başladığında da yazma kariyerine devam etti. Gözlerinin bozukluğu nedeniyle asker olarak savaşa katılması reddedildi. Yazmaya, hikayelerini dergilere göndermeye ve çalışmaya devam ederek 24 yaşında tam zamanlı bir yazar oldu. Birkaç sene sonra gittiği bir kitapçıda çalışan bir kız onu hırsızlıkla suçladı. Böylece Ray Bradbury eşiyle tanıştı. 1947’de evlendiler ve ölene kadar da beraber yaşadılar.
Kariyeri ilerlemeye devam etti. Farklı türler ile değişik tarzlar denedi. Fantastik ve bilimkurgu kongrelerine katıldı, ödüller aldı ve yavaş yavaş yaşlandı. Kendisi yaşlılığını tanımlarken şöyle demişti: “Yaşlılık, hastalıkların tahribatı ve birçok iyi dostun ölümü”. 1999’da hareket edebilmek için tekerlekli sandalyeye ihtiyaç duymaya başladı. Yine de kongrelere, konuşmalara gitmeyi on sene kadar sürdürdü ve ardından emekli oldu. 5 Haziran 2012’de hayata veda eden yazarın mezarında, isminin yanında “Fahrenheit 451’in yazarı” yazıyor.
Resimler, Filmler ve Yaratıcıklarla Dolup Taşan Bir Hayat
Her ne kadar biz Ray Bradbury’nin edebiyattaki yazarlığını konuşsak da o tek bir alana saplanıp durmadı. Senaryolar yazdı, resimler çizdi ve devamlı bir şeyler üretti. Bazen kendi eserlerini bazen başkalarının eserlerini film ve tiyatro senaryolarına uyarladı. The Alfred Hitchcock Hour ile Alfred Hitchcock Presents (her bölümde ayrı bir hikaye sunulan Alfred Hitchcock’un programı) için bazı senaryolar yazdı. Ayrıca 1956 yapımı Moby Dick’in film senaryosunu da kendisi kaleme aldı. Verdiğim örnekler dışında birçok sahne eserine imzasını attı. Daima film senaryosu yazmasa da film izlemeyi hayatı boyunca hep çok sevdi. En sevdiği filmlerden bazıları Yurttaş Kane, King Kong, Yağmur Altında ve Üçüncü Türden Yakınlaşmalar‘dı.
Ray Bradbury’nin kişisel zevklerinden bir diğeri de resim yapmaktı. Cadılar Bayramı Ağacı kitabındaki esere ismini veren ağaç, ilk önce resim olarak ortaya çıkmıştı. Ardından da hikayeye dönüştürdü. Bir başka hobisi de sihirbazlık numaraları yapmaktı. Hatta kendi yarattığı numaraları sergilediği gösterilere bile çıktı. Sihirbazlık kariyeri yalnızca bununla sınırlı olsa da ilerleyen yaşlarında numaralarını torunlarına sergileyerek hobisini sürdürmeye devam etti. Son bir uğraşından daha bahsetmek istiyorum: Oyuncak koleksiyonu. Ray Bradbury, küçük büyük oyuncakları, peluşları, robotları, kısacası her türlü oyuncağı koleksiyonuna ekliyordu. Devamlı büyüyen bu oyuncak topluluğunda, Alfred Hitchcock’un hediyesi olan, kavanozda bir baş bile vardı. Yazar, içindeki çocuğu hiç kaybetmemişti denebilir.
Teknolojiye Olan Karşı Tutumu
Bilimkurgu türünde eserler vermiş olan bir yazardan teknoloji konusunda nasıl düşünceler beklersiniz? 1920 ile 2012 arasını yaşayan yazar Ray Bradbury teknolojinin bütün gelişimini gördü ve bunu hiç sevmedi. Doksan iki yıllık yaşamı boyunca hiç bilgisayar kullanmadı. Yazılarını daktilo ile yazmaya devam etti. İnterneti ise “eski moda” ve “zaman kaybı” olarak gördü. Doğal olarak bu gelişmeler yaşlılık döneminde yaşandığı için tamamen ayak uydurması beklenemezdi. Fakat bilimkurgu türüne bu kadar ilgisi olmasına rağmen internet ve teknolojiden nefret etmesi bana ilginç geldi. Ters tepmiş gibi. Ayrıca Ray Bradbury hiçbir zaman ehliyet de almadı, ama bunun teknolojiyle ilgili düşünceleriyle alakası yok. Gözlerinin bozuk olması ve gördüğü bir araba kazasından etkilenmesi onu araba sürmekten uzaklaştırdı. Her yere bisikletle ya da toplu taşımayla gitti.
Bana ilginç gelen başka bir düşüncesi ise yazdığı tek bilimkurgu kitabının Fahrenheit 451 olduğunu söylemesi. Marslı Yıllıkları? Resimli Adam? Onlar neden bilimkurgu değil? Çünkü Ray Bradbury’ye göre içlerinden bilimsel olarak gerçekleşebilecek tek kurgu Fahrenheit 451. Fahrenheit 451 dışındaki bilimkurgu diye sınıflandırdığımız kitaplar, Ray Bradbury’ye göre fantastik.
Yazarlık Kariyeri ray bradbury
Ray Bradbury, on iki yaşındayken eline kalem alıp yazmaya başlamış ve bir daha da hiç bırakmamış. Hayatı boyunca dört yüzden fazla hikâye, hem kurgu hem kurgu dışı birçok kitap, şiirler, tiyatro oyunları, radyo ve film senaryoları yazdı. Farklı türler denedi. Fantastik, bilimkurgu, korku ve gizem eser verdiği bazı türlerdendi. O kadar çok eser üretti ki ben buraya hepsini listelersem yazının boyutu iki katına çıkar. Bu nedenle merak edenlere buraya bütün eserlerinin listesi olan Wikipedia sayfasını bırakıyorum. Hepsinden bahsetmek yerine sizler için aşağıda başlıca eserlerini listeledim.
Yazmaya başlamadan önce ve yazarlık serüveni boyunca devamlı kitap okurdu. En sevdiği yazarlar ve şairlerden bazıları Robert Frost, William Sheakspeare, John Steinbeck, Aldous Huxley ve Thomas Wolfe’du. Yazarlıkta daha yeni iken Edgar Allan Poe, H.G. Wells, Jules Verne gibi isimlerden etkilenip onların tarzlarını taklit etti. Bütün etkilendiği kişiler Ray Bradbury’nin gelişimine yol açmıştı. Kendisi de birçok farklı eser okumanın yazarlar için önemli olduğunu ve onun yetişmesine katkı sağlayan şeylerin kütüphanelerle kitaplar olduğunu belirtiyordu.
En Çok Bilinen Eserleri ray bradbury
- 1950 – Mars Yıllıkları
- 1951 – Resimli Ada
- 1953 – Fahrenheit 451
- 1955 – Sonbahar Ülkesi
- 1957 – Karahindiba Şarabı
- 1962 – Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana
- 1972 – Cadılar Bayramı Ağacı
- 1990 – Yazın Sanatı ve Yaratıcı Yazarlık
Kapak görselindeki çizim Serhei Trukhan‘a aittir.
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş: