Sirenler, Periler ve Büyülü Bir Aşk: Rapsodi

Sirenler, Periler ve Büyülü Bir Aşk: Rapsodi

Geçtiğimiz günlerde Martı Yayınları etiketiyle raflarda yerini alan Rapsodi, Laura Thalassa’nın yazdığı Pazarlıkçı Üçlemesi’nin ilk kitabı. Seri fantastik, romantik kurgudan oluşuyor ve genel olarak dünyamızda yaşamakta olan doğaüstü varlıkları konu ediyor. Ben de bugünkü yazımda sizin için bu kitabı inceleyeceğim.

Yayın yönetmeninin notu: Bu kitabın çok sevgili editörümüz ve çeviri ekibi koordinatörümüz Aydan Yalçın tarafından çevrildiğinin notunu da düşelim.

Rapsodi Hakkında Kısa Bir Ön Bilgi

Rapsodi kitap yorumu Bibliyoraf

Amerikalı yazar Laura Thalassa, fantastik dünyalara, özellikle perilere ve vampirlere hayran bir yazar. Rapsodi kendisinin yayımlanan ilk kitabı. Yazarlık denemelerine uzun bir ara verdikten sonra 2014 yılında yeniden yazmaya başlayan Thalassa, bu süreçte kaleme aldığı Rapsodi’yi ancak 2017 yılında okurlarla buluşturabildi. Yazar, bu seriyi yayımlatmak için uzun süre beklediğini ve bu hikâyeyi okurlarla buluşturamayacağını düşündüğü için biraz endişelendiğini dile getirmiş. Şimdilerde tam tersi duygular hissettiğinden ve oldukça mutlu olduğundan eminiz. Kitabın çıkışıyla birlikte Türk okurlar da aynı şekilde mutlu hissediyor olmalı.

Yazının başında da belirttiğimiz gibi, Rapsodi üç kitaplık bir serinin ilk kitabı fakat serinin bir de “2.5” olarak adlandırılan yan kitabı var. Yazar, ana erkek karakterin bakış açısından yazdığı ara kitapta Rapsodi’de yaşanan bazı olayları yeniden gün yüzüne taşırken aynı zamanda okuru kitabın önemli karakterlerinden Pazarlıkçı’nın geçmişine götürüyor.

Her İyiliğin Bir Bedeli Vardır

Rapsodi, bir geçmişte bir de günümüzde yaşananları anlatarak ilerliyor ve ilk bölüm evinin mutfağında kanlar içinde duran 16 yaşındaki Callypso Lillis’in çaresizliği ile başlıyor. Çocuk yaştaki Callie, mutfağın ortasındaki baş başa kaldığı cesetle ne yapacağını bilemez halde, aciz durumlarda ulaşılması gereken tek kişiye baş vuruyor. Tabii bunu yaparken hayatının tümüyle değişeceğinden habersiz.

Pazarlıkçı, seninle bir anlaşma yapmak istiyorum.

Aniden mutfağın ortasında beliren Pazarlıkçı için bir cesedi ortadan kaldırmak nefes almak kadar basit. Ancak o, reşit olmayanlarla iş yapmıyor! Ne ilginçtir ki Callie’nin gözlerinde gördüğü bir şey, yılların Pazarlıkçı’sının bir istisna yapması için yeterli oluyor. Bu iyiliğinin karşılığını almak üzere bir hatırlatıcı olarak Callie’nin bileğine bir bilezik takıyor.

Henüz genç bir siren olan Callie için başını beladan uzak tutmak biraz zor oluyor. Bu nedenledir ki kısa süre sonra Pazarlıkçı’yla yolları tekrar kesişiyor. Bu karşılaşmalar devam ettikçe genç kız bu gizemli adamla arkadaş olmak istediğini fark ediyor. Pazarlıkçı’yı yanında tutabilmek için de sürekli ondan iyilik koparmaya devam ediyor. En sonunda kendini kolunda 322 boncuktan oluşan bir borç bileziğiyle karşı karşıya buluyor.

Pazarlıkçı eninde sonunda borçlarını toplamaya gelecek… Ama ne zaman?

Periler, Sirenler, Büyücüler ve Kurt Adamlar

Rapsodi kitap yorumu Bibliyoraf
Çizim:  meliescribbles

Rapsodi periler, sirenler, büyücüler ve kurt adamlardan oluşan birçok doğaüstü varlığı tek kitapta buluşturuyor. Yazar insanlar ve doğaüstü yaratıkların birlikte yaşadığı bir dünya yaratmış. Bu dünyada doğaüstü varlıklar kendi hükümetlerinin yarattıkları kurallara uymak zorunda. Kanunun ve kuralların olduğu yerde elbette suç da oluyor. Kitabın ana karakteri Callie, yani Callypso Lillis, bir siren olmasının yanı sıra aynı zamanda bir özel dedektif. Türünün özel yeteneği olan etkileme büyüsünü kullanarak insanlara suçlarını itiraf ettiriyor ve sakladıkları sırları kolayca öğreniyor.

Suç ve suçlu demişken… Doğaüstü dünyada dara düşenlerin aklına ilk gelen kişi suç dünyasının en çok aranan ismi Pazarlıkçı oluyor. Kendisi doğaüstü dünyanın Arananlar Listesi’nin en üst sıralarında yer alıyor. Perilerin yaşadığı Ötedünya’da “Sırların Efendisi, Gölgelerin Hükümdarı Desmond Flynn” ismiyle tanınırken insanların dünyasında Pazarlıkçı olarak biliniyor.

İnsanlardan nefret eden perilerin kendi hiyerarşilerini oluşturduğu Ötedünya, dört ana krallıktan oluşuyor. Katı peri kurallarıyla çevrelenmiş Gece, Gün, Fauna ve Flora krallıklarında tahmin edersiniz ki entrikalar, anlaşmazlıklar ve savaşlar eksik olmuyor.

rapsodi

Fakat Ötedünya’da krallıkların kontrolünde olmayan olaylar yaşanmaya başlıyor. Perilerin başına musallat olan sır dolu bu olayların ardındaki gerçeği, her şeyi bilen, Sırların Efendisi Desmond bile çözemiyor. Bu yüzden de çareyi tehlikeli bir siren olan, özel dedektif Callie’ye gelmekte buluyor.

Callie, Desmond’ı unuttuğunu, onu kötü bir anı olarak geçmişe gömdüğünü zannediyor. Ancak bu işler o kadar da kolay değil. Artık hem kırık kalbiyle uğraşmak hem de kaldığı bu ikilemde Desmond’a yardım edip etmeyeceğine karar vermek zorunda.

Geleceği Geçmişte Yaşamak

Hikâye, daha önce de bahsettiğim gibi, geçmiş ve günümüz şeklinde iki farklı zamanda anlatılıyor. Bir yedi yıl öncesine, Callie’nin Pazarlıkçı’yla ilk karşılaşmasına gidiyoruz, bir günümüze, yedi yıllık ayrılığın ardından yeniden karşılaşmalarına dönüyoruz. Ben genelde kitaplarda geçmiş-günümüz olarak anlatılan hikâyeleri okumayı pek sevmem. Rapsodi özellikle bu tarz kitaplar arasından en sevdiğim eser oldu diyebilirim. Geçmişe sık sık döndüğümüz bu kitapta; Callie ve Pazarlıkçı’nın ilk tanıştığı zamanları, arkadaşlıklarını ve ilişkilerinin ilerleyişine tanık olmak çok keyifliydi. Hatta o kadar keyifliydi ki bazı bölümlerde günümüze dönmek istemedim. Ayrıca geçmiş zamanda geçen bölümler, karakterleri daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.

Ötedünya ve Saklanan Sırlar

Yedi yıl öncesinde geçen bölümlerde Callie, Pazarlıkçı’nın gücüne, sihrine, her zaman yanında oluşuna günbegün hayran oluyor. Ancak bu hayranlığının sebebi yalnızca perinin güzel yüzlü ve kudretli oluşundan değil. Her ne kadar Des ona karşı mesafeli dursa da aslında Callie onun yumuşak karnı, hassas noktası. Bunu özellikle geçmiş bölümlerinde rahatça gözlemleyebiliyoruz. Geçmiş ve gelecek sarmalında ilerleyen hikâye tam bir sır küpü. Çoğu şey ilk kitapta aydınlanmış görünse de aslında henüz derinlerine inmediğimiz pek çok konu var. Bunları devam kitaplarında okuyacağımızı tahmin ediyorum. Ancak yazarın çetrefilli olmayan cümleleri, aksiyonlu olay örgüsü bize ilk kitapta hızlı bir okuma sunuyor.

Yayın yönetmeninin notu: Kitabın hızlı okunmasındaki bir diğer etken de kitabın temiz çevirisi ❤️

İki karakter arasındaki cinsel gerilim, esprili diyaloglar ve doğaüstü varlıklarla dolu Rapsodi’yi okurken meraktan ve keyiften sayfaları nasıl çevireceğinizi anlamayacaksınız bile. Fakat detaylıca anlatılmış derin bir dünya okumak istiyorsanız, hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Yazar bu kitapta Ötedünya’ya ait pek fazla detaya ve betimleye yer vermemiş maalesef. Hal böyle olunca, dünyayı gözümde canlandırmak oldukça zor oldu. İtiraf etmeliyim ki kitaplardaki bu tarz betimleme eksiklikleri beni bir tık rahatsız ediyor. Umarım serinin devamında kitabın dünyasıyla ilgili daha çok detay öğreniriz.

Uzun lafın kısası fantastik bir kurgunun romantizmle birleştiği bir hikâye arıyorsanız, doğru yerdesiniz. Kitabı okuduysanız düşüncelerinizi bizimle paylaşabilirsiniz. Bir sonraki incelemede görüşmek üzere.

Yazıya olan katkılarından dolayı Aydan Yalçın’a teşekkür ederiz.

Kapak görselindeki çizim Alice Maria Power’a aittir.

Beğenebileceğiniz diğer yazılar:

Kısa cümle. Bu kısa cümle.

Yazıyı burada paylaş:

Kitapların kahramana dönüştüğü yer.
İnternet sitesi http://bibliyoraf.com
Yazı oluşturuldu 328

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.