Bir yolculuğa çıkalım sevgili okur: Feride ile Anadolu’da farklı farklı köyleri gezmek, George ve Lenny ile Salinas Vadisi’ne gitmek, Darney ve Lucia ile iki şehir arasında bir hikaye yazmak kulağa çok keyifli ve ayrıcalıklı bir yolculuk gibi gelebilir. Ancak bu yolculukta birkaç parça eşyaya ve tabii bir de klasik kitaplar için yol haritasına ihtiyacımız olacak.
Klasik okumaya nereden başlamalı, nasıl başlamalı?
Okuma alışkanlığı farklı türlerde filizlenen okurlar için; dünya klasikleri, bilimkurgu klasikleri ya da modern klasikler çoğu zaman kapısını çalmaktan korktukları bir kapı olmuştur. Söz konusu okurlar genelde onları karşılayacak şeyin kendilerini tatmin etmeyeceklerinden, sıkılacaklarından veya kendilerine ağır geleceğinden çekinir durur. Kitapların dünyasına Wattpad’den çıkan birkaç kitapla girip bestsellerlar ile devam ettiğim zamanlarda benim için de öyleydi. Bir sığınak olarak gördüğüm, beni bu dünyadan alıp farklı dünyalara götüren bu kitapların; düşüncelerimi ve fikirlerimi beslemede yetersiz kaldığını hissettiğimde ise yavaş yavaş klasiklerin kapısını araladım. Hala taze bir klasik okuyucusu sayılsam da son iki yılda okuma tarzım büyük oranda değişti.
Bu yüzden de sizlerle; bu tarz kitaplar okumaya nereden başladığımı, okuma şeklimi tekrardan nasıl şekillendirdiğimi ve “Klasik okumayı sevmiyorum, sıkılıyorum!” yargısına varmadan seveceğiniz klasikleri nasıl keşfedebileceğinizi paylaşacağım. Sadece bir tür ile sınırlı kalmak yerine bir seçim yapabilmeniz için sizlerle farklı klasik türleri paylaştım. O zaman sizler için hazırladığım “Klasik Okumaya Başlama Rehberi “‘ne göz atalım.
1. Hayvan Çiftliği – George Orwell
İnsan üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabanı çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Gene de tüm hayvanların efendisidir.
Hayvan Çiftliği, George Orwell
Listemizin ilk sırasında çok yakından tanıdığımız bir yazarın, listelerimizden eksilmeyen bir kitabı yer alıyor. Peri masalı olarak geçen Hayvan Çiftliği, fabl türünde yazılmış bir eser. Konu ve anlatım olarak baktığımızda, derin ve siyasi hicivler barındırıyor olsa da; yazarın dili çok akıcı ve hafif. Hem sizlere verdiği mesajlarla klasiklere başlamış olmanın hazzını yaşatacak hem de verdiği mesajı kavramakta zorlanmayacağınız bir eser. Distopyanın ustalarından George Orwell’ın kitaplarını okumaya başlamak için de biçilmiş kaftan. O zamana konusuna bir göz atalım:
Masalımızın başrolünü insanlar değil, hayvanlar üstleniyor. Beylik Çiftliği’nin hayvanları bir başkaldırı düzenleyerek Beylik Çiftliği’nin yönetimini ele geçiriyorlar ve çiftliğin adını da Hayvan Çiftliği olarak değiştiriyorlar. Koydukları belirli yasalarla da daha eşitlikçi bir ortam oluşturmayı amaçlıyorlar. Ancak zaman içerisinde; domuzların kurduğu takımın evrilmesini, söz konusu yasaların yoldan çıkmasını ve Hayvan Çiftliği’nin diktatörlük ile yönetilen bir yere doğru gidişini okuyoruz.
2. Fareler ve İnsanlar – John Steinbeck
İnsan olmak kolay değildir, hele ki ‘insanca’ yaşanabilecek bir toplum düzeni yoksa!
Fareler ve İnsanlar, John Steinbeck
Bu sefer rotamızı Kaliforniya’ya, Büyük Buhran dönemine çeviriyoruz. Steinbeck; Büyük Buhran dönemini, çıkarsız dostluk ve dayanışma üzerinden anlatıyor bizlere. İşçilik, ırkçılık, insan ve toplum ilişkileri, umut, dayanışma gibi farklı farklı konulara değinirken kitabın içinde kayboluyorsunuz. Kitabın ince olmasının yanı sıra okumakta zorlanmayacağınız, basit bir anlatımı var.
Hayalleri bir toprak alıp kendi yaşamlarını kurmak olan George ve Lenny’nin öyküsüne eşlik ediyoruz. Birbirinden tamamen farklı kişiliklere sahip olan George ve Lenny’nin hayallerini gerçekleştirmek için paraya ihtiyaçları var. George; kurnaz, ufak tefek bir karakterken Lenny ise akli dengesi bozuk ancak güçlü bir karakter. Mevsimlik işçilik yaparak hayallerinin peşinden koşmaya çalışan ve insan gibi bir yaşama sahip olmak isteyen bu ikilimizin mücadelesini okuyoruz. Fareler ve İnsanlar’ı severseniz İnci, John Steinbeck’ten okumalara devam etmek için iyi olur.
3. Korku – Stefan Zweig
Korku cezadan daha berbattır, çünkü ceza bellidir, ağır veya hafif; bilinmeyene, sınırlandırılmışa kıyasla ceza, daha az ürkütür.
Korku, Stefan Zweig
Stefan Zweig; özellikle son yıllarda birçoğumuzun kütüphanesinde yer edinen, adını sıkça duyduğumuz yazarlardan birisi oldu. Korku benim en sevdiğim Zweig kitabı. Sadece kadın psikolojisini harika bir üslupla kaleme almakla kalmıyor, korku ve çaresizlik hissini okurun iliklerine kadar hissettiriyor. Kitap tek oturuşta bitirmelik bir akışa sahip. “Şimdi ne olacak?” telaşına düşüp baş karakterimizle tüm o hisleri yaşarken sayfalar akıp gidiyor ve bir de bakmışsınız kitap bitmiş. Korku, hem klasiklere hem de Zweig okumaya başlamak için harika bir tercih.
Korku, rahat ve saygın bir yaşama sahip olan bir kadının evliliğinin ve burjuvanın dünyasının sınırlarından çıkarak kendini bir piyanistin kollarında bulmasıyla başlıyor. Ancak birinin ona şantaj yapmasıyla hayatındaki her şeyi kaybetme korkusuyla yüzleşiyor. Eğer Korku kitabını beğenirseniz Yakıcı Sır, Bir Çöküşün Öyküsü ve Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ile Zweig okumalarına devam edebilirsiniz.
4. Genç Bir Doktorun Anıları – Mihail Bulgakov klasik
“Köyde büyük tecrübeler kazanılabilir,” diye düşünüyordum uykuya dalarken, “fakat okumak, okumak ve daha çok okumak gerek…”
Genç Bir Doktorun Anıları, Mihail Bulgakov
Listemize Modern Klasikler Dizisi’nden bir kitapla daha devam ediyoruz. Mihail Bulgakov birkaç kitabını okuduğum ve her seferinde dilinin anlaşılırlığına, kitaplarının akıcılığına hayran kaldığım bir yazar. Bu kitabı listeye koymamdaki en büyük sebep ise okurken sanki yazarın karşısında oturuyormuşum hissine kapılmamdı. Bir sohbet havasında, esprili bir anlatıma sahip. Bu kitabı okuyanlar Köpek Kalbi’ne de bir şans verebilirler.
Kitap bir olay hikayeciliğinden ziyade birçok hikayenin bir araya gelmesinden oluşuyor. Ana karakterimizin görevine yeni başlamış olmasının endişesi ve suçlanma hissi ile doktorluk anılarına eşlik ediyoruz aslında. Genç doktorumuzun yüzleştiği tüm o zorlukları, o yıllardaki köylülerin batıl inançlarını ve cehaletini okuyoruz.
5. Vahşetin Çağrısı – Jack London
O acımasız gösteriyi her seyredişinde aldığı ders hep aklına geliyordu: Sopa kimdeyse, kanun onun elindedir.
Vahşetin Çağrısı, Jack London
Beyaz Diş, Martin Eden, Demir Ökçe, Yıldız Gezgini… Edebiyat dünyasının favori yazarlarından Jack London’ın bu kitaplarından en az biriyle yolunuz kesişmiştir. Biraz daha geri planda kalmış olan Vahşetin Çağrısı ise sizleri Amerikan edebiyatı ve Jack London’ın güçlü anlatımıyla tanıştırmak için en doğru tercih olur. İlgi çekici konusu ile bizleri Vahşetin Çağrısı’nda farklı bir bakış açısı karşılıyor. Büyük bir mücadele, iç hesaplaşma ve acımasızlık yer alıyor kitapta ancak bunları sadece insan ve toplum üzerinden okumuyoruz. Kitabımızın ana karakteri olan bir köpeğe eşlik ederek okuyoruz.
Bir yargıcın evinde rahat bir yaşama alışmış olan Buck, yargıcın göz bebeği olduğunu düşünüyor. Bir gün kızak köpeği olarak verilmesiyle yaşamı yerinen oynuyor. Buck’ın yaşam tarzının değiştiği gibi iç dünyasında da yer yerinden oluyor.
6 – Maymunlar Gezegeni – Pierre Boulle
“Zekanın elde edilebileceği gibi, kaybedilebileceğini de görüyorsun,” diyerek arkamdaki biri alçak sesle konuştu.
Maymunlar Gezegeni, Pierre Boulle
Listemize bilimkurgu klasiklerinden bir kitap ile devam ediyoruz. Bilimkurgu klasikleri, klasik olmalarının yanında isimlerinin yanına bir de bilimkurgu eklenince beni iyice korkutur olmuşlardı. Eğer sizin de bu tarz çekinceleriniz varsa Maymunlar Gezegeni’nin tüm bu korkuları söküp atacağını belirtmek isterim. Maymunlar Gezegeni, farklı bir gelecek inşa etmesine karşın o kadar akıcı ve anlaşılır bir dile sahip ki kitabı okurken sayfalar, “Ya şimdi ne olacak?” diye akıp gidiyor. Fazlasıyla ilgi çekici olan konusuna bir de okuyucuyu şaşırtan bir son eklenince Maymunlar Gezegeni’ni alınacaklar listenizde en üstlere koymanızı şiddetle tavsiye edebilirim. Bu kitabı severek okuyanların sıradaki bilimkurgu klasiği ise kesinlikle Kadınlar Ülkesi olmalı.
Konusuna değinecek olursam; üç uzay gezgini, Dünya’ya oldukça benzeyen bir gezegene giderler. Bu gezegendeki yaşam ise Dünya’dakinden biraz farklıdır. İnsan vahşi ve kafeslerde yaşıyorken, maymunlar onların efendisidir.
7. Frankenstein – Mary Shelley klasik klasik
Ben yardımsever ve iyiydim; acı beni iblis yaptı. Beni mutlu et ki, yeniden erdemli olayım.
Frankenstein, Mary Shelley
Sonlara doğru seviyeyi biraz daha arttırdım diyebilirim sanırım. Frankenstein listedeki diğer kitaplara kıyasla biraz daha kalın ancak bunun yanında daha sürükleyici bir roman. Bizlere hem merhamet ve sevgi hissine ihtiyaç duyan bir canavarı hem de çaresizlik ve pişmanlık içinde hapsolmuş bir bilim insanını öyle güzel yansıtıyor ki; kendinizi karakterlerin yerine koymadan edemiyorsunuz. Hareketli ve akıcı bir şekilde ilerleyen anlatımı ile Frankenstein’i çok severek ve keyif alarak okumuştum. Ayrıca her zaman hikayesini duyduğumuz, çizgi filmlerde karşımıza çıkan karakterimizin kitabını okumak da ayrı bir keyif veriyor insana. Gelin konusunda bir göz atalım.
Victor Frankenstein, bilimsel çalışmalarına kendini adamış bir insan. Kişiyi yaşama bağlayan noktayı bulduğunda aylar süren çalışmasının sonucunda ise bir yaratık var ediyor. Ancak sonucun beklediği gibi olmadığında bu yaratığa sırtını dönüyor ve ondan kaçıyor.
Listenin sonuna geldik! Listedeki kitaplardan okuduklarınız hakkında görüşlerinizi yoruma yazmayı unutmayın. Keyifli okumalar dilerim.
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş:
Kaleminize sağlık hanımefendi çok şukela bir yazı olmuş. İnşallah günün birinde bende o siyah beyaz ayakkabılardan edinebilirsem kitap okumaya başlayacağım:)
teveccühünüz efenim 🙂
Oy oy oy benim minik kardeşim,canım kardeşim, nazlı kuzum yazılarda yazarmışta yayınlanırmışta mış mışta mış mış.
Aa sitedeki en sevdiğim yazarın yazısı yayımlanmış <3
en sevdiğim yayın yönetmenii <3
Guzel bir calisma olmus,tavsiyeleriniz icin tesekkurler…
ben tesekkur ederiim 🙂
Çok güzel bir inceleme olmuş, ilk yazdığın paragraf tam olarak ben. Önerilerin arasında sadece Maymunlar Gezegeni kitabını okumadım ama şans eseri daha geçen gün arkadaşım hediye etti. Bu güzel yazından sonra büyük bir mutlulukla okuyacağım. Orwell haklarının yerlerde sürünecek olması (wattpad basan yayınevleri) bir nebze üzüyor beni. Bulgakov deyince zaten kalp kalp kalp 🙂 Emeğine sağlık 🙂
evet bir an önce okumalısıın ve tesekkur ederiim 🙂
Çok çok teşekkür 🙏