Harry Styles, solo kariyeri ile gün geçtikçe daha çok dinleyicinin kalbini fethediyor. Fakat Styles, müzisyen kimliğinin yanı sıra edebiyata olan düşkünlüğüyle de konuşuluyor. Kitap okuma alışkanlığını son yıllarda edindiğini söylese de önerdiği kitaplar oldukça ilginç ve hayranlık uyandırıcı.
Styles’ın önerdiği kitapları inceleyerek onu biraz daha yakından tanımaya ne dersiniz? O zaman sizi listemize alalım.
İmkansızın Şarkısı – Haruki Murakami
İmkansızın Şarkısı, havaalanında The Beatles’ın Norwegian Wood şarkısını duymasıyla geçmişinde bir yolculuğa çıkan Toru’nun aşk hikâyesini anlatıyor. Roman, Toru’nun üniversite yıllarında yaşadıklarına odaklanıyor. Toru, o yıllarda en yakın arkadaşı Kizuki’yi kaybetmenin acısını yaşıyor. Çünkü üniversiteye kadar bir arada olduğu tek arkadaşları Kizuki ve onun kız arkadaşı Naoko. Kizuki’nin ölümü sonrasında Naoko ile de bağları koptuğu için Toru yapayalnız kalıyor. Fakat Toru, bir gün Naoko ile metroda karşılaşıyor ve hayatında yeni bir dönem başlıyor. Toru, Naoko’ya içten bir aşk duyuyor. Aralarında yaşanan yakınlaşma, ikisini farklı şekillerde etkiliyor. İmkansız bir aşkı anlatan roman, ölümle yüzleşme ve suçluluk hakkında da çok şey söylüyor.
İmkansızın Şarkısı, Haruki Murakami’nin en çok konuşulan romanlarından biri. Bir aşk hikâyesi olmasının yanı sıra Japonya’nın 1960-1970’li yıllardaki politik durumunu anlatıyor olması kitabı daha da etkileyici kılıyor. Böylece okuyucuyu, toplumsal bir gerilimin yanında bireysel konular ile zengin bir okuma serüveni bekliyor.
Karpuz Şekerinde – Richard Brautigan
Richard Brautigan’ın ikonik eserlerinden biri olan Karpuz Şekerinde, distopik bir roman. Aynı zamanda absürt bir kurgusu da var. Çünkü roman, görüp dokunabileceğiniz her şeyin karpuz şekerinden yapıldığı bir mekanda geçiyor. İsimsiz anlatıcı, BenÖlüm olarak adlandırılan bu yerde yaşıyor. Kendisi bir yazar ve bize bu kasabada yaşadıklarını anlatıyor. Anlatıcı, her şeyin her gün aynı gittiği bu kasabada yaşamaktan yorulmuş ve varoluşsal sıkıntılar çekiyor.
Beat kuşağına ait olan Karpuz Şekerinde, kuşağın özelliklerini tamamen yansıtıyor. Beat kuşağı, varoluşçuluk, bulunduğu yere yabancılaşma, özgürleşme gibi konuları ele alan, 1950-60’lı yıllarda Amerika’da ortaya çıkan bir akım. Brautigan da bu akımdaki en önemli isimlerden biri. Karpuz Şekerinde, karamsar dünyası, basit dili ve esrarengiz kurgusu ile Beat kuşağına ait olduğunu belli ediyor. Pek aksiyon barındırmasa da içindeki fantastik ögeler kitabı ilgi çekici kılıyor. Bu bakımdan, felsefi yanıyla birlikte bir çeşit masal olarak da okunabiliyor.
Aşk Dersleri – Alain de Botton
Alain de Botton, günümüzün modern filozofları arasında yer alıyor. Botton, aşk üzerine yazmayı, ilişkilere bilimsel bir bakış açısı getirmeyi genel olarak çok seviyor. Aşk Dersleri’nde de romantik bir ilişkiyi başından sonuna kadar okuyucuya sunuyor. Rabih ile Kristen, gözlerimizin önünde tanışıp aşık oluyor. Karakterler sevgili oluyor, nişanlanıyor, evleniyor ve çocuk sahibi oluyorlar. Tüm bu süreci anlatan roman, bir ilişkide yaşanabilecek her türlü durumu içinde barındırıyor.
Eser, bildiğimiz romanlardan biraz daha farklı bir yazım tarzına sahip. Aşk Dersleri, her ne kadar bir kurgu olsa da yazarın ilişkiler üzerine görüşleri de eserde sıklıkla karşımıza çıkıyor. Yazarın günümüz filozoflarından sayılması da bu yüzden. Klasik görüşlerden ayrıldığı noktaları izah ediyor ve yeni fikirler ortaya atıyor. İlişkiler, evlilik, ebeveynlik ve sadakatsizlik gibi pek çok konuya parmak basıyor. Bu açıdan içeriği zengin bir roman olmakla birlikte keyifli bir okuma deneyimi sunuyor.
Siddharta – Herman Hesse
Siddharta, kitapla aynı ismi taşıyan bir prensin öyküsünü anlatıyor. Prens Siddharta, doğduğundan beri bilgiye susamış bir insan. Etrafında da hep bilge insanlar olduğundan bilgi ile büyümüş. Çevresindeki herkes -babası da dahil- onun ileride bilge bir kişi olacağını düşünüyor. Fakat Siddharta, mutlu olup olamayacağına odaklanıyor. Ona göre çok bilen insanlar mutlu olmuyor çünkü arayışları bitmiyor. Bu düşünceler ile boğuşan Siddharta, son çare olarak bir yola çıkıyor. Amacı ise benliğini öldürmek ve salt düşünceye ermek.
Her ne kadar kurgusal bir eser olsa da, Siddharta, Buda’nın hayatını anlatıyor. Budizmin düşünce yapısı, kitapta Siddharta’nın yolculuğu aracılığıyla okura aktarılıyor. Bu özelliği ve içerisinde barındırdığı felsefi ögeler ile Siddharta, türünün eşsiz örneklerinden biri olarak anılıyor. Hesse’ye 1946 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandırması da cabası.
Cehennemden Bir Köpektir Aşk – Charles Bukowski
Harry Styles, her fırsatta Bukowski’nin en sevdiği şair olduğunu dile getiriyor. Dilimize de 2021 yılında ilk kez çevrilen Cehennemden Bir Köpektir Aşk, Styles’ın önerdiği Bukowski kitaplarının başında geliyor. Kitap, Bukowski’nin 1970’li yıllarda kaleme aldığı şiirlerden oluşuyor. Cehennemden Bir Köpektir Aşk, adından da anlaşılacağı üzere şairin aşka, kadın-erkek ilişkilerine değindiği bir şiir kitabı. Şair, şiirlerinde karanlık bir romantizm dile getiriyor. Aşkın kötü ve tekinsiz yanlarını çekinmeden ve oldukça sade bir şekilde yazıyor. Bunun yanında yalnızlık, depresyon gibi bireysel konulara değinmeyi de ihmal etmiyor.
Bukowski, “kirli gerçekçilik” olarak adlandırılan akımın öncüsü olarak öne çıkan bir şair. Bu akımda yer alana sanatçılar minimal bir dille hayatta var olan her türlü şeyi ve çoğunlukla çirkinlikleri anlatma amacındadırlar. Bukowski de bu doğrultuda sayısız şiir kaleme almıştır.
Seçme Şiirler – Rumi
Styles’ın önerdiği kitaplar arasında Mevlana Celaleddin Rumi’nin şiirlerinden hazırlanmış bir seçki de var. Tasavvuf edebiyatının öncülerinden olan Rumi’nin şiirleri, dünya edebiyatında önemli bir yer tutuyor. Ait olduğu Doğu topraklarında oldukça saygı duyulan bir isim olmasının yanında Batı dünyasınca da oldukça değer görüyor. Çünkü Rumi’nin işlediği konular öznel gibi görünse de aslında oldukça evrensel.
Rumi’nin yaratıcıya olan aşk ve dünyevi aşk ikilemini sıklıkla işleyen şiirleri, Styles’ın önermiş olduğu seçki içerisinde yer alıyor. Harry Styles, spiritüalizme düşkün olduğunu söylüyor ve Rumi’nin şiirlerinin de bu açıdan ilham verici olduğunu ekliyor.
Notes on Camp – Susan Sontag
Notes on Camp, Susan Sontag’ın denemelerinden oluşuyor. Sontag bu denemelerde, “camp” kavramının anlamlarını ve yansımalarını tartışıyor. Camp, Sontag’ın tanımladığı üzere abartılı ve yapay olana duyulan sevgi anlamına geliyor. Özellikle modada ve sanat dünyasında camp kavramı karşımıza sıklıkla çıkıyor. Sontag, kitaba adını veren denemesinde 58 madde ile birlikte bu kavramı anlatıyor.
Styles’ın, ev sahipliğini yaptığı 2019 Met Gala’nın teması olan “camp” ile ilgili bu metinleri okuması çok doğal. Edebiyat ve sinemada da kendisine yer edinmiş olan “camp” kültürü hakkında bilgi sahibi olmak için Styles’ın bu önerisine de kulak verebilirsiniz.
Harry Styles’ın önerdiği diğer kitaplar ise şu şekilde:
- Suda Yan Ateşte Boğul – Charles Bukowski
- The Waste Land and Other Poems – T. S. Eliot
- Aşk Üzerine – Alain de Botton
- Love is a Mix Tape – Rob Sheffield
- Zemberekkuşu’nun Güncesi – Haruki Murakami
- The White Album – Joan Didion
Harry Styles kitap listesinin sonuna geldik. Şiir düşkünü ve felsefi kurgu sevdalısı olduğunu anladığımız Styles, kitap önermeyi bırakacağa benzemiyor. Önerilerine kulak verip bu kitapları okursanız düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın lütfen!
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş: