Karşılaştırma Dosyaları Bölüm 8: Bridgerton 2. Sezon
Uzun bir bekleyişin ardından 2020 yılına damgasını vuran Bridgerton’ın ikinci sezonu geldi. Julia Quinn’in aynı isimli sekiz kitaplık serisinden uyarlanan dizinin ikinci sezonu, Bridgerton ailesinin en büyük kardeşi Anthony Bridgerton’ı merkeze alıyor.
Yazıya geçmeden önce küçük bir not düşelim. İlk sezonu izlememiş ya da kitapları okumamış okurlarımız bu yazıda spoilerlarla karşılaşabilir.
Değişmeyen Bazı Detaylar Bridgerton
“İzninizle yazıya başlamadan önce derin bir nefes çekmek istiyorum. Bridgerton izlerken yaşadığım en büyük hayal kırıklığı şüphesiz Anthony oldu.”
Bridgerton’ın ilk sezonunun karşılaştırma dosyasına işte bu cümleler ile başlamıştım. Maalesef bu sezonda Anthony ile ilgili düşüncelerim değişmedi. Serinin hayranlarının favori kitabı nasıl ikinci kitapsa, yapımcıların en sevmediği karakter de Anthony sanırım. Birinci sezonun ilk bölümünden beri karakter de hikâyesi de asla düzlüğe çıkmadı. Bunun sonucunda da tam anlamıyla bir hayal kırıklığı olan bir sezonla karşılaştık. Evet, birçoğunuz gibi ben de dizinin ikinci sezonunu beğenmedim. Halbuki sezonun ilk bölümünü ne büyük bir hevesle izlemeye başlamıştım…
İkinci sezon aslında çok da kötü başlamadı. Bu sezon ailesini ve ailesine karşı olan görevlerini her şeyin üzerinde tutan bir Anthony vaadiyle başladı. İlk birkaç bölümde de bunu çok net gördük. Karşımızda, aynı kitaptaki gibi kalbini dış dünyaya kapamış ve görev bilinciyle hareket eden bir karakter vardı. Ayrıca bu sezonun yaptığı güzel değişikliklerden biri de Violet ve Anthony ilişkisini düzeltmesi oldu. İlk kitaptaki kendini beğenmiş Anthony yerine daha sevilebilir ve ailesine bağlı bir Anthony gördük. Fakat her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bu durum da ailenin Aubrey Hall’a gitmesiyle bozuldu.
Geçmişe Dönüş: Aubrey Hall
Kitapları okuyanlar bilir, Bridgertonların babası Edmund, bir arı sokması sonucunda ölüyor. Bu talihsiz olaya da o zamanlar en fazla on yaşında olan Eloise tanık oluyor. Anthony, babasının ölümünü asla kabullenemiyor. Bu durumun bir sonucu olarak ise Anthony babasından uzun yaşayamayacağını düşünüyor. Zaten aile görevlerini bu kadar önemsemesi de bu yüzden. Yine aynı sebepten dolayı aşk değil de mantık evliliği yapmak istiyor.
Dizide gördüğümüz flashback sahnesinde ise Edmund’ın ölümüne tanık olan kişi Eloise değil, Anthony. Ayrıca dizi, Anthony’nin kendisinin erken yaşta öleceğine inandığından da bahsetmiyor. Bunun yerine Anthony, annesine bir aşk evliliği yapmak istememesinin asıl sebebinin kimseye Violet’in hissettiği kederi hissettirmek istememesi olduğunu söylüyor. Dizi, aynı flashback sahnesinde Violet’in Edmund öldükten aylar sonra bile kendisine gelemediğini söylemişti.
Bu durum hem Violet ve Anthony arasındaki ilişkiye derinlik kazandırdı hem de dizi izleyicilerine Anthony’nin neden ailesini bu kadar ön planda tuttuğunu açıklamış oldu. Bu küçük değişiklikler beni rahatsız etmedi. Fakat bundan sonra olanlara anlam vermeye çalışırken ömrümün elli yılını çürüttüm.
Kraliyet Düğünü: Edwina ve Anthony
Kitapları okumamış olan okurlar için açıklık getirmek istediğim bir durum var: Dizinin dördüncü bölümünden sonra olanların kitaplarla uzaktan yakından alakası yok. Julia Quinn dizinin son dört bölümüne nasıl onay vermiş ben anlamadım. Pall-mall oyununu diziye eklemek için büyük çaba sarf eden Julia Quinn senaristlerin bir aşk üçgeni oluşturmasına nasıl izin verebilir? Diziyi izlerken aklımda oluşan en önemli soru buydu açıkçası.
Kitaplarda Anthony talip olarak Edwina’nın peşinde dolanıyor, evet. Fakat bu ikili arasında dizideki gibi ciddi bir münasebet hiç olmuyor. Edwina, Anthony’i yalnızca potansiyel bir talip olarak görüyor. Hatta Kate ve Anthony’nin ilişkisi resmilik kazandıktan sonra, Edwina ve Anthony arasında çok hoş bir abi – kardeş diyaloğu geçiyor. Dizide ise aşk üçgeni yapmak uğruna hem Edwina ve Kate arasındaki ilişkiyi bozdular hem de Kate ve Anthony ikilisini bir çıkmaza doğru sürüklediler. Aynı zamanda Bridgerton adını da iyice dibe çektiler ama buna daha sonra değineceğim.
Açık konuşmak gerekirse son dakikaya kadar Anthony ve Edwina’nın düğününün iptal olacağına kendimi inandırmak istedim. Hatta Sheffield ailesinin akşam yemeğine geldiği sahneden sonra oldukça rahatlamıştım. Fakat inatla nişanı bozmamaya devam ettiler. Okurlarımız arasında kitapları okumamış olanlar varsa onlara sormak istiyorum. Yaşanan olaylar size mantıklı geldi mi? Çünkü bence bu sezon hem uyarlama olarak hem de ayrı bir dizi olarak çok kötüydü. İlk sezon nerede, bu sezon nerede…
Sharma Vs. Sheffield Bridgerton
İlk sezonda olduğu gibi bu sezonda da karakterlerin dış görünüşlerinde değişiklikler oldu. Ve yine ilk sezonda olduğu gibi bu duruma ikinci sezonda da sinirlenen birçok kişi olmuş. İlk sezonun karşılaştırma dosyasında da belirttiğim gibi ben bu duruma çok fazla takılmadım. Benim için önemli olan oyuncuların karakterlerle olan uyumu. Edwina’ya asla objektif bakamadığım için hakkında konuşamayacağım ama Kate’i canlandıran Simone Ashley bence oldukça iyi bir iş çıkartmış.
Ayrıca Sheffield ismini korumaları ve kullanmaları da bence hoş bir detaydı. Tabii aileyi Hindistan’dan gelmiş gibi kurgulamaya ve büyükanne ve babalarıyla olan drama gerek olup olmadığı tamamıyla tartışmaya açık bir konu.
Kitapları okumamış olanlar için kısaca Kate ve Edwina’nın aile geçmişine değinelim. İkili dizide olduğu gibi Hindistan’dan değil, İngiltere’nin kırsal kesimlerinden geliyor. Hatta hafızam beni yanıltmıyorsa Kate kitaplarda beyaz tenli kahverengi saçlı sıradan görünümlü bir genç hanım olarak betimleniyor. Ayrıca ikinin soy isimleri Sharma değil, Sheffield. Edwina’nın annesi Mary ve Kate’in babasının hikâyesi ise dizidekiyle aynı. Ailenin Hintli olması dışındaki en büyük değişiklik sanırım Kate’in evlenmemesinin ardındaki sebep.
Yanlış hatırlamıyorsam Kate dizide 26 yaşında ve kardeşi ve ailesine güvenli bir hayat sağlamadan evlenmeyi düşünmüyor. Kitaptaki Kate ise 21 yaşında ve maddi imkansızlıklar yüzünden kraliçeye takdimi kardeşi Edwina ile aynı sezonda yapılıyor. Edwina o sezonun elması olunca da Edwina, Kate’in rızası olmadan kimseyle evlenmeyeceğini duyuruyor.
Kate ve Anthony’nin Büyük Skandalı
Size şok edici bir haberim var. Kate ve Anthony’nin asıl hikâyesi dizidekinden çok farklı. Hiç aklınıza gelmemişti değil mi? Edwina ablasının rızası olmadan evlenmeceğini ilan ettikten sonra Anthony, Kate ile “zorunlu” zaman geçirmeye başlıyor. İkili Aubrey Hall’da sohbet ederken Kate’i arı sokuyor. Kahraman vikontumuz Anthony de arının zehri Kate’in vücuduna yayılmasın diye zehri emmeye başlıyor. Tam bu sırada da basılıyorlar. Dışarıdan bakılınca oldukça uygunsuz görünen bu hareket sonucunda ikili evlenmek zorunda kalıyor.
Dizide ise olaylar asla böyle olmuyor. Hatta dizide Kate ve Anthony arasında neredeyse hiçbir şey olmuyor. Üç dakika önce birbirinden haz etmeyen karakterlerimiz yalnız kalınca birden birbirlerinden hoşlanmaya başlıyor. Tabii Anthony çok onurlu bir centilmen olduğu için Kate’i sadece koklamakla yetiniyor. En azından belli bir bölüme kadar….
Açıkçası kitaptaki duygusal ve romantik birçok sahnenin dizide olmaması beni hayal kırıklığına uğrattı. Anthony için, ölen babası ne kadar önemliyse, Kate için de ölen annesi o kadar önemliydi. Fakat bu konuya neredeyse hiç değinilmedi. Ayrıca Kate ve Anthony’nin ilişkisinin romantik bir yola sapmasını sağlayan olaylar da dizide yoktu.
Bridgerton
Bu başlık altında son olarak Kate’in kazasından bahsetmek istiyorum. Dizide Kate bir akşam ata bindiği sırada attan düşüyor ve komaya giriyor. Kitapta da Kate’in başına bir kaza geliyor ama olay tahmin edersiniz ki bundan çok farklı. Kate, Edwina ve Edwina’nın talibinin içinde bulunduğu at arabası kaza yapıyor ve Kate arabanın altında kalıyor. Bu durum sonucunda da Kate’in bacağı kırılıyor. Kaza öncesinde Kate ile kavga etmiş olan Anthony ise bu kaza sayesinde Kate’e düşündüğünden daha fazla değer verdiğini anlıyor. Kaza sırasında zaten evli olan çiftimiz bu olay sonrasında birbirlerine karşı olan hislerini kabul ediyorlar.
Dizide ise bu olay Kate komadan uyandıktan sonra sezon sonunda verilen baloda oluyor. Anthony’nin baloda Kate’den uzak duramaması insanlarda Edwina ve Anthony arasındaki nişanın bozulma sebebinin bu olabileceğini düşündürüyor. Sonrasında ise Kraliçe Charlotte nişanı bozanın kendisi olduğunu açıklayıp her şeyi tatlıya bağlıyor.
Halbuki ana olaylar kitaba uygun ilerleseydi yine aynı sonuca ulaşacaktık. Fakat bu sefer olaylar mantık çerçevesinde olacak, gereksiz dram ve entrikalara gerek kalmayacaktı…
Penelope ve Bridgerton Kardeşler
Bu sezonun asıl olaylarını konuştuğumuza göre sırada yan karakterler neler yapmış, bunları konuşmak var. Merak etmeyin tek bir detay hariç yine hiçbir şey kitaplara göre gitmiyor. Gelin aşağıda detaylandırdığım listede, kim ne yapmış inceleyelim.
- Birinci sezonun sonunda Pen’in Lady Whistledown olduğunu öğrenmiştik. Bu olay çoğu kitap okurunun tadını kaçırmıştı. Çünkü Lady Whistledown’ın gerçek kimliği serinin ileriki zamanlarında açıklanan bir sırdı. Bu sırrın çok erken açıklandığını düşünenlerden biri de bendim fakat ne yalan söyleyeyim, bu sezon Pen’in işleri nasıl yürüttüğünü görmek oldukça hoşuma gitti. Ta ki sezon sonuna gelene kadar… Dizideki Pen’i kitaplardaki Pen’den o kadar uzaklaştırmaya başladılar ki yaşananları şok içine izledim. Eloise ve Pen’in arkadaşlığı bu durumdan nasıl sağ kurtulur inanın bilmiyorum. Kitaplarda böyle bir olay yoktu elbette.
- Kitaba göre Anthony, Kate ile evlendiğinde Eloise’in kraliçeye takdimi daha yapılmamıştı. Ayrıca kendi sezonu sırasında isteksiz falan da değildi. Bu son olaylardan sonra karakterin hikâyesini nasıl toparlayacaklar çok merak ediyorum.
- Üzülerek söylüyorum ki üzümlü kekimiz Colin bu sezon da Featheringtonlar tarafından kandırılıyor. Bu çocuğun yüzü hiç gülmeyecek mi? Featheringtonların hikâyesi ilk sezondan beri kitaptakinden çok farklı ilerliyor. Kendilerinin hikâyeye pek de katkıları olmadığından bu aileye değinmeye pek fazla gerek duymuyorum ama dizide yeterince entrika yokmuş gibi her sezon bu ailenin skandallarını izlemek zorunda mıyız?
- Sırada bahsedeceğim detay aslında oldukça küçük. Fakat yine de yazıya eklemek istedim. Bu sezon az da olsa Daphne’yi ve Simon ile beraber Augie ismini verdikleri oğlunu da görüyoruz. Fakat kitapta Daphne’nin Augie adında bir oğlu yok. Hatta ilk doğan çocuğu erkek bile değil. İkilinin beş çocuğu oluyor ve bu çocukların ismi sırasıyla Amelia, Belinda, Caroline, David ve Edward. Bu kadar küçük ve fark yaratmayacak bir detayı bile neden değiştirme zahmetine girdiler, anlam veremiyorum.
- Son olarak Benedict’ten bahsedelim. Bu sezon en sevdiğim karakter o oldu. Eğlenceli sahneleri, sürekli Anthony’e laf sokması ve sanat akademisine başlamasıyla şimdilik üçüncü sezondan umutluyum.
Eğer gözümden bir şey kaçmadıysa sanırım bu sezonla ilgili bahsedilmesi gereken her şeyi konuştuk. Bu sezon beni çok hayal kırıklığına uğrattı. Dizinin ikinci sezonu ile ilgili siz ne düşünüyorsunuz? Bu sezonu beğendiniz mi? Üçüncü sezon için heyecanlı mısınız?
başlık
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş:
