Merhaba Bibliyoraf okurları! Bugün, dünyada en çok konuşulan ve eser verilen dil olan İngilizcenin ana vatanına gidiyoruz. Binlerce yıl önce yazılı eserlerini vermeye başlayan İngiliz yazınları, edebiyat dünyasını kuşkusuz oldukça fazla etkiledi. Tarihin en kıymetli yazarlarının ve eserlerinin büyük bir kısmını içerisinde barındıran bu edebiyata daha yakından bakmaya ne dersiniz? ingiliz edebiyatı
Kocaman Bir Dünya: İngiliz Edebiyatı
İngiliz edebiyatı, ilk yazılı eserlerini tahmini olarak beşinci yüzyılın ortalarında vermeye başladı. Epik şiirlerle başlayan yazılı edebiyat serüveni, gün geçtikçe genişledi. Robin Hood gibi halk hikâyeleri yazıya geçirilmeye başlandı. Rönesans döneminde Shakespeare’in de ortaya çıkmasıyla İngiliz edebiyatı, zirveye ulaştı. Roman türünün de İngiliz edebiyatına girmesiyle birlikte, türün en önemli eserleri İngiliz yazarlar tarafından kaleme alındı. Gotik unsurlar, İngiliz yazarlarca edebiyata sunuldu. Romantik, polisiye, bilimkurgu türlerinin en çarpıcı eserleri de aynı topraklardan çıktı. Her daim gelişen bu edebiyat; günümüzde de geçmişteki başarısını sürdürüyor, tüm edebiyat dünyasını etkilemeye devam ediyor.
İngiliz edebiyatı kendi içerisinde birçok döneme ayrılıyor. Her dönemin belli başlı özellikleri ve temaları olması sebebiyle biz de bu rehberi dönemlere bölerek yazdık. Fakat siz de hak verirsiniz ki yazıya bu dönemlerin hepsini sığdırmak mümkün olmadı.
Bir Yanda Balolar, Bir Yanda Şatolar: Romantik Dönem Eserleri
Klasik edebiyata tepki olarak gelişen romantik edebiyat, insan duygularının yüceltilmesi gerektiğini söylüyor. Bu dönemde, romantizm ile birlikte kadınlık ve aşka daha çok yer verildiği görülüyor. Gotik edebiyatın ilk eserleri de bu dönemde ortaya çıkmıştır.
1. Emma – Jane Austen
Hem İngiliz edebiyatı hem romantizm deyince akla ilk gelen isimlerden biri kuşkusuz Jane Austen’dir. Yazar kısa ömründe ardında sadece altı roman bıraktı. Sınıf farklılıkları, aşk, aile, cinsiyet rolleri gibi konularda dönemine göre ilerici bir bakışa sahip olan Emma, onlarca kez televizyon ve sinemaya uyarlandı. Bu açılardan, yazarın diğer eserlerinden bir farkı olmasa da Jane Austen’in en sevdiği romanı olması Emma’yı özel kılıyor.
Zengin bir ailenin bekar kızı olan Emma, sabit fikirli ve kendisini beğenmiş bir kadın. Çöpçatanlık yapmayı da çok seviyor. Çevresindeki herkes Emma’nın olağanüstü olduğunu söylese de Bay Knightley onu her seferinde eleştirmenin bir yolunun buluyor. Emma, Bay Knightley’e karşı bir şeyler hissetmeye başladığındaysa karakterin hayatındaki her şey değişiyor. Kadınlık, doğa, aşk gibi temaları bünyesinde barındıran bu roman, romantik dönemin en güzel örneklerinden biri.
2. Frankenstein – Mary Shelley
Gotik edebiyatı, İngiliz yazar Horace Warpole’un Otranto Şatosu isimli romanı ile ortaya çıktı. Bu tür, kısa sürede okuyucular arasında da yaygınlaştı. Frankenstein ise gerek gotik türün gerek bilimkurgu türünün en bilinen eserlerinden. Shelley, hâlâ popüler kültürde yeri olan bir isim yaratmayı 1818’de Frankenstein’in yaratığı ile başardı.
Kitabın ana karakteri Dr. Victor Frankenstein, topladığı canlı organları ve uzuvları ile bir canlı yaratıyor Fakat sonrasında korktuğu için ondan kaçıyor. Yaratıcısı tarafından dahi “ifrit, iblis” olarak adlandırılan Yaratık, insanlarla eşit olmayı istese de gördüğü muamele onu farklı biri olmaya zorluyor. Shelley, romanda; kötülüğün doğuşunu, yaratıcı-yaratan ilişkisini anlatıyor.
Sınıf Farkı ve Gerçekçi Roman: Viktorya Dönemi Eserleri
Roman türünün İngiliz edebiyatında ciddiye alınması Viktorya Dönemi’ne tekabül ediyor. Sanayi Devrimi’nin etkisiyle alt sınıfın yaşadığı sorunlar ve kadınlara yapılan kötü muameleler dile getirilmeye başlanıyor. Aynı zamanda önceki dönemlerden daha gerçekçi bir dil benimseniyor.
İki Şehrin Hikayesi – Charles Dickens
Charles Dickens’ın “yazdığım en iyi hikâye” olarak adlandırdığı İki Şehrin Hikâyesi, İngilizlere Fransız Devrimi’nin zalim yanını anlatmak amacıyla kaleme alınmıştır. Aynı zamanda tüm zamanların en çok okunan romanlarındandır.
Roman, hem Paris hem Londra’da yaşanan devrim sürecini anlatıyor. Dr. Manette, Lucie Darnay ve Sydney Carton’ın aristokrat olması sebeiyle tutuklanan Charles Darnay’i kurtarmak için verdiği mücadeleyi okuyoruz. Acımasız bir düzende dostluk, aşk ve dayanışma; bu hüzünlü hikâyeye eşlik ediyor.
Jane Eyre – Charlotte Bronte
Jane Eyre, kadınların yaşadığı zorlukları ve tek başlarına hayatta kalma mücadelelerini anlatan ilk romanlardan biri. İngiliz edebiyatı klasikleri değince aklımıza gelen ilk romanlardan biri olan bu kitap, bir kadının kariyer mücadelesinin yanında sınıflar arası bir aşk hikâyesi de anlatıyor.
Küçük yaşta anne babasız kalan Jane, zalim yengesinin yanına gönderilir. Oradan gönderildiği yatılı okul macerası da oldukça zorlu geçiyor. Jane, her şeye rağmen öğretmen olarak mezun olmayı başarıyor. Rochester malikanesinde mürebbiye olarak işe başlayan Jane, ev sahibi Bay Rochester’a aşık olduktan sonra hayat mücadelesinde yeni bir yola giriyor.
Middlemarch – Mary Ann Evans
Mary Ann Evans, ciddiye alınabilmek amacıyla George Eliot mahlasını kullanmış bir Viktorya Dönemi yazarı. Virginia Woolf gibi usta yazarların “İngiliz edebiyatının en büyük kitaplarından biri” olarak andığı Middlemarch, 1871’de ilk cildiyle yayımlanmaya başladı. 1874’te tek bir kitap altında tüm ciltleri toplandı.
Middlemarch isimli hayali bir kasabanın sakinlerini anlatan roman; evlilik, din, siyaset ve eğitim gibi konular üzerinde duruyor. Kitap; Dorothea, Lydgate, Bulstrode gibi farklı karakterlerin duygu ve düşünce dünyalarını anlatıyor. Temel bir olay örgüsünden ziyade durumlar üzerine odaklanıyor.
Kızıl Dosya (Sherlock Holmes #1) – Arthur Conan Doyle
Polisiye edebiyatın ilk önemli dedektifi Sherlock Holmes, bu listede olmazsa olmazdı. Arthur Conan Doyle’un ilk hikâyesini 1887 yılında kaleme aldığı serinin ilk kitabı Kızıl Dosya, yazılmasının üstünden yüz yıl geçse bile hâlâ çok okunan romanlardan biri.
Dr. Watson tarafından anlatılan hikâye, Watson ve Holmes’un tanışmasıyla başlıyor. Aynı evde ikamet etmeye başlayan ikili, boş bir malikanede bir ceset bulunmasıyla, kısa sürede ev arkadaşından çok daha fazlası oluyor. İkili, cinayeti sorgulamaya başlıyor. Kızıl Dosya ile Holmes’un üstün becerileri ve akıl yürütmesi ile tanışıyoruz.
Depresyon, Vahşet ve İsyan: Modern – Post Modern Dönem Eserleri
Modernist edebiyat, geleneksel biçimlerin dışına çıkmayı amaçlayan bir tür olarak İngiliz edebiyatını da etkilemiştir. II. Dünya Savaşı sonrasında ise bireyi temel alan, okuru ile oyunlar oynamayı seven postmodern edebiyat sahneye girmiştir.
Mrs. Dalloway – Virginia Woolf
Bilinç akışı tekniğinin öncüsü Virginia Woolf, feminist edebiyatın da başyazarlarından biri. Toplumsal eleştirilerini kendine has bir dille yapan Woolf, modern İngiliz edebiyatının da temsilcilerindendir.
Woolf’un en ünlü eserlerinden biri olan Mrs. Dalloway, romana adını veren karakterin bir gününü anlatıyor. Mrs. Dalloway, akşam vereceği davete hazırlanırken geçmişte yaptığı seçimleri düşünüyor. Eski dostları ile yeniden bir araya gelmenin zorluklarını yaşıyor. Kitap, bir yandan da Septimus karakteri üzerinden savaşın etkilerini anlatıyor.
Cesur Yeni Dünya – Aldous Huxley
Dönemin teknolojik gelişmeleri, toplumun bozulan sosyo-ekonomik yapısı, her şey kadar edebiyatı da etkilemişti. Distopik eserlerin sayısının artması da bundan kaynaklanıyordu. Aldous Huxley’nin Cesur Yeni Dünya’sı, bu dönemde yayımlanan distopik eserlerin öncülerinden biri.
Yüksek teknolojili bir dünyada geçen kitap, her şeyin standartlara bağlı olduğu ve önceden belirlendiği Cesur Yeni Dünya’yı anlatıyor. Bu ülkeye zıt olarak Vahşi Bölge, eski adetlere göre yaşayan insanlardan oluşuyor. Bu bölgeye ziyarete giden Bernard, yanında bir Vahşi ile Cesur Yeni Dünya’ya döndüğünde, geri dönülemez bir kargaşa ortaya çıkıyor.
Sineklerin Tanrısı – William Golding
Savaşların acımasızlığıyla karşı karşıya kalan insanlar, yıllardır aynı tartışmayı yapıyor: Kötülük öğrenilen bir şey mi yoksa insanlığın yaradılışında mı var? Nobel Edebiyat ödüllü Golding, Sineklerin Tanrısı’nda bunu sorguluyor. İngiltere’de, yayımlandığı günden beri büyük ses getiren eser, halen aynı tartışmalara kapı açar nitelikte.
İngiltere’deki nükleer savaştan uzaklaştırılmak istenen çocukların taşındığı uçak, ıssız bir adaya düşüyor. Başlarında bir yetişkin olmayan çocuklar, adada hayatta kalmaya ve kurtarılmaya çalışıyor, kendi toplumlarını yaratıyorlar. Nükleer savaştan uzaklaştırılan çocuklar, kendi savaşlarını başlatıyor.
Kara Komedi ya da Karanlık Dünyalar: Çağdaş Dönem Eserleri
Hiçbir kuralın, akımın olmadığı, yazarların her türü iç içe geçirdiği bir dönemde yaşıyoruz. İngiliz edebiyatı da günümüzde; varoluşsal krizler, mental sorunlar ve yalnızlık gibi bireysel temaları işliyor. İngiliz yazarlar; absürt durumlardan, karanlık kurgulardan ve komediden sıklıkla yararlanıyorlar.
Klara ile Güneş – Kazuo Ishiguro
Japon asıllı Ishiguro, 2017 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüş bir yazar. Yazar, süslü ifadeler kullanmadan, yoğun duyguları etkileyici biçimde anlatmasıyla ünlü. Sürreal hikâyeleri inandırıcı kılması öne çıkan özelliklerinden biri. Çağdaş İngiliz edebiyatı dendiğinde akla gelen ilk isimlerden biri olması da bu yüzden.
Yazarın yayımlanan son romanı Klara ile Güneş, Klara isimli bir yapay zekânın insan duygularını kavrama serüvenini anlatıyor. Klara, insanlara arkadaş olmak üzere programlanmış ve kendisini alan çocuk ile birlikte insanlar arasına karışıyor. İnsanların kırılganlıklarını, zaaflarını öğreniyor. Klara ile Güneş, okurun da yapay zekâlar hakkında farklı bir bakış açısı edinmesini sağlıyor.
Otostopçunun Galaksi Rehberi (Otostopçunun Galaksi Rehberi #1) – Douglas Adams
Otostopçunun Galaksi Rehberi, aslında, BBC’de radyo tiyatrosu olarak yayınlanmaya başlıyor. Adams’ın eşsiz mizahı, absürt kurgudaki yeteneği ile seri, kendisine geniş bir kitle edindi. Otostopçunun Galaksi Rehberi bilimkurgu türünün içerisinde özel bir yere sahip.
Arthur Dent uyandığında, uzayda yapılacak bir kestirme yol için Dünya’nın patlatılacağını öğreniyor. Tam zamanında Ford Prefect isimli bir uzaylı ile otostop çekiyor ve patlamadan kurtuluyor. Seri boyunca ikilinin yaşadıklarını ve nihai cevabın sorusunu arayışlarını okuyoruz. Depresyona girmiş robotlar, uzay korsanları gibi birbirinden ilginç karakterler de seride yer alıyor.
Prelüdler ve Noktürnler (Sandman #1) – Neil Gaiman
Çağdaş İngiliz yazarlarının en üretkenlerinden biri de Neil Gaiman. Gaiman aynı zamanda fantastik edebiyatın en popüler isimlerinden. Roman, öykü, grafik roman, senaryo gibi pek çok tür kaleme alan yazar; eserlerinde din, mitoloji gibi kaynaklardan sıklıkla yararlanıyor. Bu yönüyle çağdaş edebiyatın önemli temsilcilerinden olduğunu, Sandman serisinin de en önemli eserlerinden olduğunu söyleyebiliriz.
Kardeşi Ölüm için hazırlanmış tuzağa düşen Rüya, 70 yıllık esir hayatından kurtuluyor. Sandman olarak da bilinen Rüya, 70 yıldır mahrum kaldıklarını geri almaya çalışırken yaşadıklarını Sandman serisinde okuyoruz. 10 ciltten oluşan bu grafik roman serisi, İlahi Komedya, İncil, Odysseia gibi eserlerden atıflarla zenginleştirilmiş. Ayrıca yakın zamanda Netflix’te uyarlamasının yayınlandığını da belirtmek isteriz.
İngiliz Edebiyatı’ndan okunması gereken eserler, saymakla bitmez. Listeye alamadığımız diğer eserler şu şekilde:
- Uğultulu Tepeler – Emily Bronte
- Wildfell Konağı Kiracısı – Anne Bronte
- On Kişiydiler – Agatha Christie
- 1984 – George Orwell
- Otranto Şatosu – Horace Warpole
- Çılgın Kalabalıktan Uzak – Thomas Hardy
- Lady Chatterley’nin Aşığı – D. H. Lawrence
- Yüzüklerin Efendisi Serisi – J. R. Tolkien
- Narnia Günlükleri Serisi – C. S. Lewis
- Otomatik Portakal – Anthony Burgess
- Geceyarısı Kütüphanesi – Matt Haig
- Charlie’nin Çikolata Fabrikası – Roald Dahl
Ayrıca İngiliz Edebiyatı üzerine okuma yapmak isterseniz, Mine Urgan’ın İngiliz Edebiyatı Tarihi isimli eserini okuyabilirsiniz. Bu konuda size yardımcı olarak bir diğer kaynak ise Brian Boone’un İngiliz Edebiyatı 101 kitabı olacaktır. Yeni başlayanlar için İngiliz Edebiyatı yazımızın sonuna geldik. İngiliz edebiyatının birbirinden eşsiz eserlerini okuma listelerinize eklemeyi unutmayın. Şimdiden iyi okumalar!
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
ingiliz edebiyatı
Ama fakat ancak. Çünkü ya da lakin ama. Ancak ve ancak. Çünkü ve ile. Ancak ve fakat. Ama fakat ancak. Çünkü ya da lakin ama. Ancak ve ancak. Çünkü ve ile. Ancak ve fakat. Ama fakat ancak. Çünkü ya da lakin ama. Ancak ve ancak. Çünkü ve ile. Ancak ve fakat. Ama fakat ancak. Çünkü ya da lakin ama. Ancak ve ancak. Çünkü ve ile. Ancak ve fakat. Ama fakat ancak. Çünkü ya da lakin ama. Ancak ve ancak. Çünkü ve ile. Ancak ve fakat.
Yazıyı burada paylaş:
Her satırıyla, her cümlesiyle aşık olduğum edebiyat, canım bölümüm ❤️ Gerçekten de yeni başlayanlar için harika bir liste olmuş.
Güzel yorumunuz için teşekkürler 💖