Harry Potter; bazen yaptığı anlamsız hareketlerle bizi sinir eden, bazı tavırlarıyla hepimizi çileden çıkaran, verdiği yanlış kararlarla dişlerimizi sıktıran bir karakter olmasının yanı sıra sevgiye aç benliğiyle kalbimize dokunan, sarkastik ve ukala söylemleriyle gönlümüzde taht kuran bir karakter. Biz de bugün sizler için onun kırkıncı yaşına özel serideki yedi ikonik davranışını derledik!
Not: Aranızda hala Harry Potter okumamış olanlar varsa diye küçük bir uyarı düşelim, bu yazımız Harry Potter serisinden spoiler içermekte. Seriyi okumasıysanız ya da izlemediyseniz yazının devamını okumanızı tavsiye etmiyoruz.
1. Eve Gelen Hiçbir Mektuba Ulaşamaması
Eve gelen ilk mektuptan itibaren Harry’nin yüzlerce mektup arasından birini bile alamaması sizce de biraz “tam Harry’lik” bir davranış değil mi? Diğer mektuplarla birlikte kendine gelen mektubu da alıp mutfağa gitmesini bir kenara bıraksak da yumurtaların içinden bile mektup çıktığı o sırada kendine bir tane alamaması bizi oldukça eğlendiren bir durum. Sabah altıda mektuplardan bir tane kapmak için uyanıp koridorda yatmış olan Vernon Enişte’nin üstüne basması aklımızdan çıkmıyor. Sanıyoruz ki Harry’nin yeni bir gözlüğe ihtiyacı var.
Postacıyı Privet Drive’ın köşesinde bekleyecek, dört numaranın mektuplarını alacaktı önce. Karanlık holde usulca ön kapıya doğru yürürken yüreğü gümbürdüyordu.
-AAAAAHHHHH!
Havaya sıçradı Harry – paspasta kocaman, yumuşak bir şeye basmıştı – canlı bir şeye! Yukarıda ışıklar yandı, Harry o kocaman yumuşak şeyin eniştesinin yüzü olduğunu fark etti dehşetle.
Harry Potter ve Felsefe Taşı, J. K. Rowling
2. En Zor Büyülerden Olan Patronus Büyüsünü Henüz Üçüncü Sınıfken Yapabilmesi
Hatırlarsınız ki Azkaban’ın koruyucuları Ruh Emiciler’in Hogwarts’a gelmesiyle Harry için korkulu günler başlamıştı. Ruh Emiciler’in etkisinin onda diğer öğrencilerden daha fazla olması onu Profesör Lupin’den Patronus büyüsü dersleri almaya itti. Patronus büyüsünü basitçe yapan kişinin mutlu bir anısından güç alarak Ruh Emicileri engelleyen bir büyü olarak tanımlayabiliriz. Kitap boyunca birçok yerde gördüğümüz üzere de bazen yetişkin büyücülerin bile zorlandığı oldukça karmaşık bir büyü. Harry henüz on üç yaşındayken, Ruh Emiciler ona hayatının en berbat olayını hatırlatırken bile bu büyüyü tekrar tekrar denedi. Zaten asla pes etmemesi bize onu sevdiren özelliklerinden değil mi? En sonunda Gryffindor-Ravenclaw maçında ortaya çıkan çakma birkaç Ruh Emiciye karşı Lupin’in deyimiyle “oldukça iyi bir Patronus” yaratabildi. Sonrasındaysa hepimizin bildiği üzere, yüzlerce gerçek Ruh Emiciye karşı… Harikasın, Potter!
3. Üç Büyücü Turnuvası’nda Ölümcül Görevler Onu Beklerken Çalışmayı Son Ana Bırakması
İster kabul edelim ister etmeyelim, Harry turnuva boyunca ayrıcalıklıydı. İlk görevdeki ejderhaları öğrendikten sonra Hogwarts’tan kaçmayı bile düşünmüş birine göre oldukça rahat davranıyordu. Ejderhadan sonra Altın Yumurta’nın bilmecesini çözmek bile son zamanlarda uykusunu kaçırmaya başlamıştı. Hermione’nin bütün uyarılarını es geçip son ana kadar kılını kıpırdatmayıp sadece boş boş düşünmesi, son günlerse çözümü bulmak için kütüphanede sabahlaması size de çok tanıdık gelmedi mi? Demek ki muggle da olsanız, büyücü de olsanız öğrencilik hep aynı! (Tabii ben ödevimi yapmadığımda sadece düşük not alıyorum, ateş püskürten ejderhalarla karşılaşmıyorum ya da bir saat boyunca su altında kalmam gerekmiyor.)
4. Üç Büyücü Turnuvası’ndan Kazandığı Parayı İkizlere Vermesi
Üç Büyücü Turnuvası’nın trajik bir şekilde sona ermesinden sonra, Harry kazandığı bin galleonluk ödülü Fred ve George’a vermişti. Bu sayede açılan Weasley Büyücü Şakaları ise en karanlık günlerde Diagon Yolu’ndaki tek açık dükkan olarak etrafa neşe saçmaya devam etmişti. Ayrıca Harry, Noel Balosu’nda hiç de hoş olmayan bir resmi cübbeyi giymek zorunda kalan Ron’a yeni bir resmi cübbe almalarını söylemişti. Arkadaşlarına ne kadar değer verdiğini bildiğimiz Harry’nin bu hareketi bizi pek şaşırtmasa da, seri boyuncaki sevdiğimiz davranışlarından oldu.
5. “Bana ‘efendim,’ demenize gerek yok, Profesör.”
Melez Prens kitabında bu kısmı okuyup da ağzı açık kalmayan var mı? James Potter’ın “İşte benim oğlum!” diye bağırarak yumruğunu havaya salladığına yemin edebilirim! Hem Harry’nin içindeki ukala kişinin dışarı fırladığı hem de aslında ne kadar düşünmeden konuştuğunu tekrardan anladığımız bir sahneydi. Seri boyunca Snape ve Harry atışmaları her ne kadar fazlasıyla zevk verse de, bizim favorimiz kesinlikle bu!
Sana sözsüz büyülere çalıştığımızı söylediğimi hatırlıyor musun, Potter?
“Evet,” dedi Harry, kaskatı kesilmiş halde.
“Evet, efendim.”
Bana ‘efendim’ demenize gerek yok, Profesör.
Harry Potter ve Melez Prens, J.K. Rowling
6. Amycus Carrow’a Cruciatus Laneti Yapması
Affedilmez lanetlerden biri olan Cruciatus laneti, başarıyla uygulandığında karşıdaki kişinin dayanılmaz bir acı hissetmesine neden olur. Sözlü bir büyü olmasına karşın diğer büyülerdeki gibi sihirli sözcüğü söylemek yeterli değildir, büyüyü yapan kişinin acı çektirmek için gerçekten istekli olması gerekir. Hatırlarsanız Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda Sirius öldüğünde Harry bu laneti Bellatrix Lestrange üzerinde denemişti ama sadece Bellatrix’i geriye fırlatmayı başarabilmişti. Hayranların Bellatrix’in söylediklerinden çıkardıklarına göre bunun sebebi Harry’nin bu büyüyü yaptığını sadece düşünmesiydi. Derinlerde sadece Sirius’un intikamını istiyordu. Bazı kara büyülerin etki gösterebilmesi için herhangi bir arzuyla yönlendirilmeden saf kötü niyetle yapılması gerekir.
“Daha önce hiç Affedilmez Lanet yapmadın, değil mi çocuk?” diye bağırdı Bellatrix. Bebek sesiyle konuşmayı bırakmıştı şimdi. “Gerçekten kastetmen gerek, Potter! Gerçekten acı vermeyi istemen gerek -zevk alman gerek- haklı öfke pek uzun süre canımı yakmaz.”
Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı. J. K. Rowling
Ölüm Yadigarları’nda ise Harry Amycus Carrow’ın McGonagall’a tükürdüğünü gördüğünde aynı laneti Amycus Carrow’a denemişti. Ölüm Yiyen havalanıp acıyla kıvranarak debelenmiş ve yere düşmüştü. Harry ise ardından şu cümleleri kurmuştu: “Bellatrix’in ne demek istediğini anlıyorum, gerçekten de kastetmen gerekiyormuş.” Harry’nin McGonagall’a yapılan bu terbiyesizlik karşısında nispeten etkili bir lanet yapabilmesi kalbimizi feth etmişti.
✨ editörün notu: Peki size aynı Harry Potter’ın Lanetli Çocuk’ta Profesör McGonagall’a bağırıp çağırdığını söylesem?✨
7. Öldüren Lanet’e Karşı Bile Expelliarmus Büyüsünü Kullanması
Sanırım seri boyunca Harry’nin başına gelmiş en kötü şeylerden biri de bu büyüyü öğrenmesi oldu. Biri ona acı çektirmeye de çalışsa, onu öldürmeye de çalışsa ONA ŞAKA BİLE YAPSA Harry onu silahsız bırakmaya çalışıyor. Ateş Kadehi’nde Voldemort onu öldürmeye çalışırken Expelliarmus kullanmış ve asaların bağlanması sonucu kurtulabilmişti, aksini düşünmek bile istemiyoruz. Ölüm Yadigarları’nda ise Yedi Harry bölümünde kendisine karşı yapılan Sersemletme Büyüsü’ne karşı Expelliarmus kullanmış, metrelerce yükseklikten düşme tehlikesinin yanında bir de KENDİNİ AÇIK ETMİŞTİ.
Ve hepsinin en üst noktası… Her şeyin sonuna geldiğimiz noktada; kehanetin son dizesine geldiğimizde, biri diğerinin elinde öleceğinde bile Harry Expelliarmus büyüsünü kullandı. Eğer Mürver Asa o sırada Harry’e itaat etmiyor olsaydı savaşı kaybedecekti. Ateş Kadehi’nde de olduğu gibi yine şansı yaver gittiği için Expelliarmus işe yaramıştı. Umuyoruz ki Harry, Seherbazlık kariyeri boyunca yeni büyüler öğrenmiş ve Expelliarmus dışında da büyüler kullanmıştır.
Harry tiz sesin feryat ettiğini duyarken, kendisi de Draco’nun asasını doğrultarak semalara en büyük umudunu haykırdı:
“Avada Kedavra!”
“Expelliarmus!
Bonus: Cho Chang ile Göz Göze Gelince Ağzındaki İçeceği Püskürtmesi
Harry, Ateş Kadehi filminde Cho’dan hoşlanmaya başlamıştı ve onu Noel Balosu’na davet etmeye çalışıyordu. Büyük Salon’da Gryffindor masasında otururken Cho ile göz göze gelmiş ve herkesin önünde ağzındaki içeceği dökmüştü. Harry umuyoruz ki bir kızı etkilemenin yolunun buradan geçtiğini düşünmüyorsundur.
İşte Harry Potter’ın seri boyunca yaptığı yedi ikonik hareket! Her ne kadar arada yaptıklarıyla bizi sinir etse de ve J. K. Rowling bizi seriyi okuduğumuza bin pişman etse de iyi ki doğdun Harry! Umuyoruz ki kırkıncı yaşın hem sana hem de Rowling’e biraz daha geniş bir perspektif kazandırır çünkü biz artık yorulduk.
Bu cümle kısa bir cümledir. Bu cümle kısa. Kısa. Cümle kısa. Kısa. Gayet de kısa. Fazlasıyla kısa. Kısa ve kısa. Sus çünkü bu cümle baya kısa. Bu cümle kısa bir cümledir. Bu cümle kısa. Kısa. Cümle kısa. Kısa. Gayet de kısa. Fazlasıyla kısa. Kısa ve kısa. Sus çünkü bu cümle baya kısa. Bu cümle kısa bir cümledir. Bu cümle kısa. Kısa. Cümle kısa. Kısa. Gayet de kısa. Fazlasıyla kısa. Kısa ve kısa. Sus çünkü bu cümle baya kısa. Bu cümle kısa bir cümledir. Bu cümle kısa. Kısa. Cümle kısa. Kısa. Gayet de kısa. Fazlasıyla kısa. Kısa ve kısa. Sus çünkü bu cümle baya kısa.
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
Yazıyı burada paylaş: