Bir Mafya Romantizmi: En Tatlı Kaçış

Bir Mafya Romantizmi: En Tatlı Kaçış

Danielle Lori’nin The Made serisi, hiç kuşkusuz son dönemin en popüler kitaplarından biri. Serinin üç kitabı da Martı Yayınları’ndan En Tatlı Kaçış, En Çılgın Takıntı ve En Karanlık Günah isimleriyle yakın zamanda çıktı.

Okuyanların erkek ana karakterlere olan aşkı ve bu müthiş mafya serisinin ne kadar güzel olduğundan bahsetmeleri, kitaba dair beklentileri epey yükseltti. Fakat bence En Tatlı Kaçış ile ilgili olumsuz bir sürü nokta var ve gelin bunlardan biraz bahsedelim.

En Tatlı Kaçış Ne Anlatıyor?

En Tatlı Kaçış İnceleme - Bibliyoraf

Kitap bizi New York’un yeraltı dünyasına, Elena Abelli ve Nicolas Russo’nun oldukça ateşli aşkına götürüyor. Nicolas, Elena’nın kız kardeşi Adriana ile evlenmek üzere. Bu, iki mafya ailesinin güçlerini birleştirmek adına bir sözleşmeyle kararlaştırdıkları bir evlilik. Elena çok yakında eniştesi olacak olan Nicolas ile ne yapacağını bilmiyor. Onlar tanıştıkları andan itibaren birbirlerine zıt giden, birbirlerinden hoşlanmayan iki karakter. Ama bir yandan da birbirlerini gördükleri anda aralarında oluşan çekimin önüne geçemiyorlar. Hem bu çekimle, hem yeraltı dünyasıyla, hem de Elena’nın geçmişiyle ilgili soru işaretleriyle dolu beş yüz sayfa bizi bekliyor.

Gerçekten Bir Mafya Kitabı Mıydı?

Kitabı herkes çok beğenmiş görünüyor. Goodreads’te 4.11 gibi hatrı sayılır bir puanı var. Ancak ben kitabı sevemedim. En Tatlı Kaçış için yapılan yorumların çoğunda oldukça güzel yazılmış bir mafya kitabı olduğu söyleniyordu. Zaten kitabın arka kapak yazısından da bunu anlayabiliriz. En Tatlı Kaçış’ta da romantizmin içine yedirilmiş bir mafya kitabı bulacağımı sanmıştım ama asla başarılı bir mafya kitabı değildi. Daha da ileri giderek bir mafya kitabı olarak nitelendirilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Elbette mafya dünyasının, erkek karakterin yaptığı işlerin vs. romantizmin önüne geçmeyeceğinden emindim ancak bu kadar geri planda kalmayacağını düşünmüştüm.

Kitabın mafyatik kısmı, “Nicolas bir mafyaydı”dan öteye geçmedi. Yani Nicolas’ın veya Elena’nın babasının nasıl işlerle uğraştıklarını görmedik, yalnızca sözdeydi. Bizi New York’un yeraltı dünyasına davet eden bir kitapta, yeraltını daha çok görmeyi isterdim. Kitapta mafyalık sadece erkek karakterlerin kadın üstündeki baskıcılığına, gereksiz abartı korumacılığına bir neden bulmak adına vardı.

en tatlı kaçış en tatlı kaçış

Sıkıcı Karakterler ve Düz Bir Üslup

Kitapla ilgili can sıkıcı bir diğer nokta ve belki de en önemlisi, karakterlerin ve yazarın üslubunun zayıflığıydı. Karakterler oldukça sıkıcıydı. Çoğu zaman tek motivasyon kaynakları aralarındaki cinsellikti. Karakter gelişimi yok denecek kadar azdı. Yalnızca oldukları kişiyi karşı tarafa kabul ettirme çabası vardı.

Kitapla ilgili komik ama gerçekçi yorumlardan birisi, feminizmi kapının dışında bırakıp okumanız gerektiğiydi. Bu öneriye uyarak okusanız da çok rahatsız edici yerler vardı. Bu da En Tatlı Kaçış için büyük bir eksi. Spoiler olmaması adında fazla detaya girmeyelim ama Nicolas ve Adriana arasındaki bütün diyaloglar buna örnek olabilir.

Danielle Lori’nin anlatımını hiç sevmedim. Bence çok düz ve sıkıcıydı. Karakterin geçmişlerini hikâyeye yedirerek gizemli bir hava yaratmaya çalışmış fakat başarısız olmuş. Olay örgüsünü ince işleyememesi ve gizemle merak unsurlarını canlı tutamaması hikyeyi oldukça olumsuz etkilemiş. Kitabın zorlama anlatımının en büyük sebebi de bu. Eğer karakterlerin geçmişini daha erken anlatsaydı ve olayları gereksiz yere uzakmasaydı çok daha iyi bir kitap olabilirdi.

Reading Slump’a İlaç Gibi Gelen Bir Kitap

Peki güzel hiç mi bir şey olmadı? Neredeyse 500 sayfayı boşuna mı okuyoruz? Hayır, tabii ki. İlk olarak kitabın slow burn teması güzel işlenmişti. Karakterlerin hazırcevap oldukları her an çok keyifliydi. Çünkü bu tarz kitaplarda hazırcevap yanıtlar güzel yazılmayınca inanılmaz cringe olabiliyor. Ayrıca hem Elena’nın hem Nicolas’ın gözünden okuduğumuz bölümler olmasını sevdim. Her iki karakterin de birbirine bakışını görmek güzeldi. Sevdiğim tek karakter ise Elena’nın büyükannesiydi, en çok ona güldüm. Aileyi eleştirmesi, kızlar hakkındaki yorumları, ciddi anlarda söyledikleri… Harika bir karakterdi.

Ayrıca kitap çok ama çok hızlı akıyor. Çünkü dediğim gibi, dümdüz bir anlatımı var. Bu yüzden kitabı “reading slump”tan kurtulmak için tercih edebilirsiniz. Ne yazık ki beğendiğim noktalar bu kadarla sınırlı. Zaman geçirmelik bir kitap olacağının farkındaydım, favorilerime girmeyeceğinden emindim. Fakat bu kadar hayal kırıklığına uğramayı beklemiyordum. Yine de daha ağır olarak nitelendirebileceğim kitaplarımın arasında bir soluk oldu diyebilirim.

Serinin Diğer Kitapları en tatlı kaçış

En Tatlı Kaçış İnceleme - Bibliyoraf

Made Serisi dört kitaptan oluşuyor. Serinin son kitabı henüz yayımlanmadı ve yayımlanan kitapların hepsi dilimize çevrildi. Seriyi oluşturan kitapların belli bir okuma sırası yok. Ancak ikinci kitapta En Tatlı Kaçış’ta yer alan karakteri de gördüğümüz için yazar, öncelikle ilk kitabın okunmasını öneriyor. Serinin devam kitaplarının puan ve incelemeleri oldukça umut vaat edici. Hep olumlu yorumlar ve yüksek puanlamalar var. Özellikle üçüncü kitapta suç temasını daha ön planda işlediği ile ilgili gördüğüm incelemeler kitap için heyecanımı daha da arttırdı.

En Tatlı Kaçış yüzlerce kişinin beğenip benim beğenmediğim kitaplardan birisi oldu. Kısa sürede okuduğum, yer yer keyifli vakit geçirmemi sağlayan, ortalama bir aşk kitabıydı. Nedenlerimi açıklayabildiğimi umuyorum. İyi okumalar!

Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:

Sabah kalktım. Bugün yine çok geç kaldım. Güneş parlak harika. Dışarı çıktım. Sabah kalktım. Bugün yine çok geç kaldım. Güneş parlak harika. Dışarı çıktım.

Yazıyı burada paylaş:

Kitapların kahramana dönüştüğü yer.
İnternet sitesi http://bibliyoraf.com
Yazı oluşturuldu 328

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.