Usta yazar Charles Dickens’in 1861 yılında yayımladığı Büyük Umutlar, İngiliz edebiyatının en önemli eserlerinden biri. Yazarın on ikinci eseri olan bu kitap, sanayileşen toplumdaki sevgisizliği anlatıyor. Şirin Coşkun’da bu yazıda sizin için Büyük Umutlar’ı mercek altına aldı.
Charles Dickens Kimdir?
Dickens, 7 Şubat 1812 yılında İngiltere’nin Portsmouth şehrinde doğdu. Babası borçları yüzünden hapishaneye düşünce erken yaşta okuldan ayrılmak zorunda kaldı ve bir fabrikada çalışmaya başladı. Düzgün bir eğitim alamamış olmasına rağmen İngiltere’nin işçi sınıfıyla olan bağı ona başarıyı getirdi. Yazarlık kariyeri boyunca haftalık yayımlanan bir gazeteyi yönetti, on beş roman ve birçok öykü yayımladı. Çocuk hakları, adalet sisteminin yetersizliği ve eğitim başta olmak üzere toplumsal konular için mücadele veren Charles Dickens, Viktorya Dönemi’nin en önemli romancısı olarak anılıyor.
Yazarın üne kavuşması haftalık olarak yayımlanan ilk eseri Bay Pikvik’in Maceraları ile gerçekleşti. Bu romanında toplumun sıkıntılarını ve adalet sisteminin sorunlarını satirik bir dille anlattı. Dickens’ın eşsiz gözlem yeteneği ve kendisine özgü yazım tarzı onu kısa sürede uluslararası tanınan bir yazar haline getirdi. Toplumsal meseleleri bütün çıplaklığıyla okura yansıtması ve bunu yaparken en tatsız durumları dahi güldürü ögeleriyle süsleyerek okura yavanlıktan uzak, hicvi unsurlarla çeşnilendirilip lezzet katılmış olay örgüleri sunması yazarın eserlerinin türdeşlerinden sıyrılmasını sağladı.
Büyük Umutlar Ne Anlatıyor?
Kitap, Dickens’ın en başarılı yapıtlarından biri olarak anılıyor. Romanda; giderek sanayileşen toplumdaki bireylerin düşkünlükleri, maddiyata olan zginlenemez zaafları ve bunun sonucunda ortaya çıkan içler acısı tablo resmediliyor. Fakirlik-soyluluk, para hırsı, sadakat-ikiyüzlülük gibi kavramsal çatışmalar olay örgüsünün temelini oluşturuyor.
Eserde, Pip’in el kadar, masum bir çocuktan gözleri varlıklı olma arzusuyla perdelenmiş, yüreği para düşüncesiyle buz tutmuş bir genç adama dönüşmesi ve bu dönüşüm esnasında başından geçenlerle bunlara nelerin yol açtığı anlatılıyor. İngiltere’nin tenha taşra ortamında başlayıp Londra’ya dek uzanan, akla hayale gelmeyecek sıra dışı bir serüvene tanık oluyoruz. Bütün her şey, köyünde yoksul bir çocukluk geçirmekte olan Pip’in, ansızın esrarengiz bir mirasa konmasıyla başlıyor. Bu miras, seneler ilerledikçe Pip’in kişilik özelliklerinde meydana gelecek zararlı değişimlerin en bariz kaynağı oluyor. Ancak karakteri yanlış yollara sürükleyen, yanlış kararlar almasına sebep olan tek etken olduğunu söyleyemeyiz.
Aşk Gözümüzü Ne Kadar Kör Edebilir?
Estella Havisham adında bir kadından hoşlanan Pip, kendisini parasız pulsuz, vasıfsız bir köylü çocuğu olarak görmeye başlıyor. Estella’nın bulunduğu seçkin konuma yükselmek bir süre sonra en büyük arzusu haline geliyor. Çünkü Estella, Pip’e tepeden bakıp, onu alaya alıyor, yoksul yaşantısıyla ve fakir oluşuyla sürekli dalga geçiyor. Ancak Estella’nın kaba tutumu Pip’in ona duyduğu karşılıksız aşkı hiç de azaltmıyor. Bilakis, daha da kuvvetlendiriyor. Tüm bunlar, Pip’i içinden çıkılması imkansız bir yükselme hırsının pençesine sürüklüyor. Biz de karakterin başından geçenleri okuyoruz.
“”Her zaman değilse bile çoğu zaman biliyordum ki onu sevmem delilikti, umutsuzluktu, mutsuzluktu, aklın, mantığın, iç rahatının, dirliğin tümüyle dışında bir şeydi. Onu sevmenin yıkım olduğunu biliyordum, gene de ilk baştan söyleyeyim, bunu bilmek sevgimi zerrece azaltmıyordu.”
Büyük Umutlar, Charles Dickens
Karakterlere Bir Bakış
Pip’in kendi içindeki ruhsal çatışmalarını, kalbinin sesiyle aklının sesi arasında karar vermeye çalışırken yaşadığı bocalamaları, giderek varsıllaştıkça iyi bir insan olma yolundan farkına varmadan saptığını okumak çok gerçekçi ve düşündürücü bir deneyimdi. Özünde iyi yürekli bir kişinin hamurunun genç yaşta yanlış eller tarafından, yanlış yöntemlerle yoğrulmasının ne vahim sonuçlara yol açabileceğini Dickens kitap boyunca başarıyla dile getiriyor.
Romanın olmazsa olmazı, adeta omurga işlevini gören karakterler başta Pip olmak üzere; Joe Gargery, Miss Havisham ve Magwitch. Hepsi de Pip’in hayatına iyi ya da kötü, dolaylı ya da doğrudan, bir şekilde etkisi dokunmuş kişiler. Pip’in ablasının eşi Joe Gargery, roman boyunca bir iyilik timsali olarak tasvir ediliyor. Hatta kitaptaki en temiz ruhlu karakterin o olduğunu söyleyebiliriz. Pip ne kadar çok hata yaparsa yapsın, Joe ona daima babacan ve katıksız bir sevgi besliyor.
Miss Havisham ise Joe’nun aksine kibirli bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Sevdiği adam tarafından kandırılan bu karakter kendisini dış dünyadan tamamen soyutluyor. Tüm erkeklerden intikam almak için de bir kız evlat ediniyor ve onu güzelliğiyle erkeklerin canına yakması için yetiştiriyor. Aslında Miss Havisham ve Joe arasındaki farklar, dönemin toplumsal yapısını gayet net bir şekilde özetliyor. Zaten roman da bir anlamda kentli ve köylü arasındaki uçuruma dikkat çekiyor. Yazar, para hırsı ve ayrımcılık üzerinden kurulu toplum düzenine göndermelerde bulunuyor.
Tüm bunlar göz önüne alındığında, Büyük Umutlar hiç şüphesiz ki verdiği mesajlar ve dönemin toplumsal değerlerini olanca gerçekliğiyle yansıtması bakımından dünya edebiyatında çok önemli bir yere sahip. Mutlaka okunması gereken klasiklerden biri.
Kitabın Dizi ve Film Uyarlamaları
Büyük Umutlar geçmişten günümüze dokuzu film, beşi televizyon dizisi olmak üzere toplamda on dört kere uyarlandı. Tabii romanın bir bu kadar da tiyatro uyarlaması olduğunu belirtmekte fayda var. Ben de yazının bu kısmında öne çıkan uyarlamalardan bahsetmek istedim.
David Lean’in yönettiği ve başrollerinde John Mills ve Valerie Hobson gibi isimlerin yer aldığı 1946 uyarlaması beş dalda Oscar’a aday gösterildi. Adalıklarından ikisini kazana bu uyarlama, en iyi İngiliz filmleri listelerinde de kendisine yer bulmayı başarıyor. Büyük Umutlar 1989 yılında ilk defa diziye uyarlandı. Dizinin başrollerini Anthony Hopkins ve Jean Simmons’ın paylaşıyor. Altı bölümlük bu mini dizi romanın bugüne kadarki en detaylı uyarlaması olma özelliğini taşıyor.
Kitabın 1998 yılında yayımlanan uyarlaması ise yazıdaki diğer yapımların aksine modern dünyada geçiyor. Günümüz New York’una uyarlanan hikâyede; Pip’e Ethan Hawke (Karakterin filmdeki adı Finn). Estella’ya ise Gwyneth Paltrow hayat veriyor. Romanın en popüler uyarlamalarından biri de kuşkusuz 2012 yılında yayımlanan versiyonu. Ralph Fiennes, Helena Bonham Carter, Jeremy Irvine ve Gillian Anderson gibi yıldız isimleri kadrosunda toplayan bu film, izleyicilerden karışık tepkiler topladı. Zira Miss Havisham’ı canlandıran Helena Bonham Carter rol için çok genç bulundu.
Büyük Umutlar’ın son uyarlaması ise geçtiğimiz ay yayımlandı. Başrollerinde Olivia Colman, Fionn Whitehead ve Shalom Brune-Franklin gibi isimlerin yer aldığı mini dizinin son bölümü 30 Nisan’da izleyicileri ile buluştu. Dizi maalesef izleyicilerden geçer not alamadı.
Yazının sonuna geldik. Siz Büyük Umutlar’ı okudunuz mu? Kitap hakkındaki görüşlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın. Yazıyı yazan Şirin Coşkun’a tekrardan teşekkür ederiz.
Beğenebileceğiniz diğer yazılarımız:
büyük umutlar
Kısa cümle. Oldukça kısa cümle. Çok kısa cümle. Sabah kalktım. Bugün yine çok geç kaldım. Saçımı yaptım. Güneş parlak harika. Kısa cümle. Oldukça kısa cümle. Çok kısa cümle. Sabah kalktım. Bugün yine çok geç kaldım. Saçımı yaptım. Güneş parlak harika. Ama fakat ancak ve ancak. Çünkü ve ya da. Ama ve lakin. Ya da veya. Çünkü ile de. Ancak ve lakin. Fakat ve ama ve lakin çünkü. Ama fakat ancak ve ancak. Çünkü ve ya da. Ama ve lakin. Ya da veya. Çünkü ile de. Ancak ve lakin. Fakat ve ama ve lakin çünkü. Ama fakat ancak ve ancak. Çünkü ve ya da. Ama ve lakin. Ya da veya. Çünkü ile de. Ancak ve lakin. Fakat ve ama ve lakin çünkü.
Yazıyı burada paylaş: